Seçimlere Dair

Başyazı

Başlık sizi yanıltmasın yazım yerel seçimlere dair olmayacak.  Gerçi üzerinden 3 gün geçen ve hala bazı bölgelerde sonuçlanamayan,  şaibeli seçimlere dair de yazılıp çizilecek çok şey var ama ben tabip odaları seçimlerine dair yazmak istiyorum.  Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’ndeki görevim dördüncü yılını tamamlarken biraz duygu ve deneyim paylaşmak istedim.

Ankara Tıp Fizyoloji’de uzmanlık eğitimime başladığımda arkadaşlarım beni alıp Ankara Tabip Odası’na götürdü. Doğrusu oradaki birikim, kolektif emek, gönüllülük, özveri, dostluk etkiledi beni. Her dönem çok zaman ayıramasam da en azından izlemeye çalıştım “Ankara Tabip Odası ne yapıyor?”.

2008 yılında Ankara Tabip Odası yönetim kurulunda çalışmaya başladım.  O zaman gördüm ki burası bir okul.  Çok şey öğretiyor. Önemli bilgi, beceri ve tutumlar kazandırıyor. Zor da bir okul. Türkiye’de daha da zor galiba. Gündem çok yoğun, hızlı değişiyor, emek ve sağlık hakkına saldırı büyük.

Tabip odası yönetiminde ilk uğraştığımız iş Ankara’nın suyu olmuştu. Kızılırmak suyunu 21 gündür şebekeye verdiğini söyleyivermişti belediye başkanı. Suyun çeşitli özellikleri ile nedeni ile kullanıma uygun olmadığını anlatmaya,  daha da önemlisi böyle bir yönetim anlayışının uygun olmadığını anlatmaya çalıştık. Bebek ölümleri, tam gün, evet yılan hikayesine dönen tam gün…  Çok yoğun bir yazdı. Sonrasında da eksilmeden devam etti yoğunluk…

Ben bu süreçte anladım ki tabip odaları çok şey yapıyor.  Sağlık hakkı, hekimlik değerleri, özlük hakları ve bunların nice ayrıntılarında aktivist hekimlerin deneyimlerini, birikimlerini akıtmaları ile bir yandan uygulamalara dair görüş oluşturma, bir yandan alternatif üretme, müdahil olma çabaları… Açıklamalar, yayınlar, eylemler, görüşmeler… Ve ben her biri birbirinden değerli arkadaşlarımdan çok şey öğrendim.

Bu yüzden de öğrencilerime zorunluluk olmasa da odalara üye olmalarını hep öneririm. Üyelik zorunluluklarını kaldırarak, gelir kaynaklarını kırparak meslek örgütünü yıpratma, güçsüz bırakma çabalarına karşı üye olmalarını, aidatları ile odayı yürütüp geliştirmelerini, yönetimler kim ve ne olursa olsun, katkı vermek, destek olmak, eksikleri gidermek, değiştirmek, dönüştürmek için çalışmalara katılmalarını söylerim hep. En azından izlemelerini. Bu okuldan da geçmelerini.

Bu yüzden de bu ay gerçekleşecek tabip odaları seçimlerine her hekimin mutlak katılması gerektiğini düşünüyorum. Katılımın yoğunluğu yönetimlerden bağımsız olarak hekimlerin meslek örgütüne desteğini gösterir. Eksikler, yanlışlar buluyor olabiliriz. Ama hiç kuşku yok bu dönem sahip çıkıp güçlendirmeye, katkı vermeye en çok ihtiyaç olan dönem.

Seçimlere katılan tüm meslektaşlarıma kolaylıklar ve başarılar dilerim.

Prof. Dr. Gülriz Erişgen
TTB Merkez Konseyi 2. Başkanı