Bu Şirket Kimin?

Başyazı

Yazımıza büyük şairlerimizin dizelerinden esinlenerek başlayalım.

Dört nala gelip uzak Asyadan

Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan

Bu şirket bu halkın değil…

***

Cumhurbaşkanı her fırsatta Başkan olmak istediğini söylüyor. Kuvvetler ayrılığını eleştiriyor, elindeki gücü yetersiz buluyor, tüm gücü kendinde toplamak istiyor.

Ancak geçtiğimiz hafta Balıkesir’deki konuşmasında vites büyüttü, zihninin gerilerindekilerini daha açık söyledi: “Türkiye’yi anonim şirket gibi yönetmek istiyorum.”

Yıllardır sağlık hakkından söz ediyor ve kamusal sağlık hizmetlerinin geliştirilmesini talep ediyoruz. Meğer 13 yıldır bu taleplerimizi ülkeyi şirket gibi yönetmek isteyen, CEO olmak isteyen bir kişiye anlatmaya çalışıyormuşuz!

Sağlığın piyasaya terk edilmesine itiraz ediyoruz. Ediyoruz ama CEO’lar bundan anlamaz ki, onlar için kritik olan şirketi kara geçirmektir.

Eğitim, sağlık, doğa, kent, yaşlı, genç, bebek, asker, polis, işçi, öğretim üyesi, doktor, avukat, mühendis, her şeye, herkese kar üzerinden bakılması şirket mantığı açısından esastır. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı da hayata böyle bakmaktadır.

Daha fazlasına gerek yok, bu söylem, bu bakış açısı sağlığa zararlıdır.

Sağlığın böyle yönetilmesi halkın sağlığı için önemli bir tehlikedir.

Alınacak çok yol olduğu ve aklımıza sahip olmamız gerektiği anlaşılmaktadır.

***

Bir 14 Mart’ı daha sağlık çalışanları hem kendi özlük hakları ile tıp ve sağlık eğitimi hem de yurttaşların sağlık hakkı adına bir dizi eylem ve etkinliklerle geçirdiler. Bir kez daha tüm çıplaklığıyla sağlıktaki halleri ortaya koydular.

Bu performans sistemiyle, ciro baskısıyla, şirketleşmiş memleketin şirketleşmiş hastaneleriyle hekimlerin ve sağlık çalışanlarının emeklerinin karşılığını alması mümkün değil.

3-5 dakikalık muayenelerle, günde 120 hasta “bakmakla”, sağlık hizmetinin önünde bu kadar parasal engelle yurttaşların hak ettikleri sağlığa kavuşmaları da mümkün değil.

Yürekli sağlık çalışanları mücadelelerini bir kez daha sergilediler, yurttaşları ortak mücadeleye çağırdılar. Sağlık örgütleri de kararlılığını ortaya koydu:

Durmak yok, mücadeleye devam.

 

Dr. Bayazıt İlhan

TTB Merkez Konseyi Başkanı