“Yüreğe dilden açılan bir pencere”
Dr. Şeyhmus GÖKALP
TTB Merkez Konseyi Üyesi
Bir güzel düşünce: “Anadilde Tıp Kongresi” yapmak
Ülke olarak, Kürtlerin ve dillerinin inkâr edildiği, hakir görüldüğü bir mazimiz var ne yazık ki. “Zaman her şeyin ilacıdır” denilse de sorunlarımızın çözümünü sadece zamana bırakmak elbette ki yetmez. Zamana ve çözüm bekleyen soruna müdahil olmayı da gerektirir. Bu perspektif ile 7 yıl önce “bir güzel düşünce” ile birkaç güzel insanla çıktığımız bir zorlu yolda bugün daha da büyüyerek ve güçlendirerek yürümeye devam ediyoruz.
Neydi peki o güzel düşünce?
Kürtçe diliyle (Kürmanci, Sorani, Dımılki) bir tıp kongresi yapmak ve Kürtçe dilinin tüm lehçelerinin Tıp biliminde kullanılabilir bir dil olduğunu dosta düşmana göstermekti.
Zorlu bir yoldu. Maddi olanaksızlıklar, “yapamazsınız-başaramazsınız. Kürtçe alt yapısı olmayan bir dil” gibi moral bozucu telkinlerle de karşılaşıyorduk. Ama bugün bu zorlu koşullara rağmen birikmiş bir tecrübe ve materyal bulunmaktadır. Ayrıca başarının verdiği güç ve moralle her yıl hekimler dünyanın dört bir yanından kongreye katılım göstermekteler. Bu zorlu yolu aşamada kahramanlık kuşkusuz onlarındır, her yıl katılım sağlayan Kürt hekimlerinin ve dostlarınındır.
Sağlıklı olma haline açılan pencere; ANADİL
Bu yıl yedincisi düzenlenen Mezopotamya Tıp Kongresi acılı bir tarihin imbiğinden geçen Kürtçe dilinin özgüven kazanışı, kendini bulmasının resmiydi. Dilin yüreğe naif bir dokunuşuydu. Toplumun ulaşılabilir en yüksek düzeyde sağlıklı olma haline anadilden açılan bir pencereydi.
Onursal Başkanlığını Dr. Hüseyin Bektaş, Başkanlığı Dr. Çetin Kotan ve Genel Sekreterliğini Dr. Ahmet Koç’un yaptığı Kongre, 4 Haziran’da Van Gölü kıyısında güzel bir atmosferde açılış kokteyli ile başladı. Van-Hakkari Tabip Odası ev sahipliğinde yapıldı.
4-5-6 Haziran 2015’de Van’da yapılan kongreye 650 civarında doktor, diş hekimi ve eczacı katıldı. Kongre ortamının yüreklere serinlik katan havasında, Van’ın tarihsel dokusu, kültürel zenginliği ve coğrafik güzelliğinin de etkisi yadsınamaz. Van, Urartu, Med, Safavi, Selçuklu, Osmanlı ve daha birçok medeniyetin ayak izlerinin olduğu, 20. yüzyıla kadar Ermeni, Kürt, Türk ve Arap halklarının birlikte yaşadığı bir şehir.
TTB’nin duygulandığı buluşma; Van
7. Mezopotamya Tıp Kongresi’ne yoğun katılım sağlayan TTB Merkez Konseyi Üyeleri ve bölge dışından aktivistler Van’da buluştu. Ayrıca TTB Merkez Konseyi ve Aile Hekimliği kol yürütmesi birer toplantısını burada gerçekleştirdi.
Kongrenin Teması; Ezidilik
Ortadoğu’yu kan deryasına çeviren ve Ezidi Kürtler başta olmak üzere diğer bütün halklara karşı bir tehdit oluşturan DAİŞ adlı örgütün son yıllardaki katliam girişimlerine tanık olduk. Buna karşın da kongrenin bu yıl ki teması “Ezidilerin inancı ve kültürüne” adandı. Ayrıca bu yıl ilk kez Ermenice bir sunum da yapıldı.
Kongre bugün geldiği aşama itibariyle Diş Hekimleri’ni ve Eczacıları da kapsayan bir hal almış durumda. Diş Hekimleri’nin 2. Kongresi, Eczacıların ise ilk kongresi oldu.
Kongreye gelen kara haber; Diyarbakır’da patlama.
Ülkemizde Genel Seçim’in 7 Haziran’da yapılması kesinleşmeden kongre tarihi kesinleşmişti. Bu yüzden, hazırlıklar büyük ölçüde tamamlandığı için kongre tarihini değiştirmek mümkün olmadı.
5 Haziran; Kongrenin ikinci günüydü, aynı gün Diyarbakır’da da HDP mitingi vardı. Kongre ise Rojava’nın Kobani Kantonu’ndan gelen hekimlerin savaş cerrahisi konusunda, tecrübelerinin de ışığında yaptıkları sunumlarla sürüyordu. Ve kara haber geldi. Diyarbakır’da HDP Mitingi’nde patlama olmuştu. 4 yurttaşımızın hayatını kaybettiği, 408’inin yaralandığı ve onlarca insanın da el-kol ve bacaklarının koptuğu o karanlık patlamayı haber aldık. Her yıl kongreye Diyarbakır’dan hatırı sayılır bir hekim katılımı olurdu. Zira bu yıl da eski yıllara göre Diyarbakır’dan daha çok hekim katılmıştı. Yaşanan bu üzücü, şok edici olay üzerine Van’da acil durum değerlendirmesi toplantısı yapıldı. Sonuç olarak, Diyarbakır’dan katılan hekimlerden bir kısmının kalıp kongreyi bitirmesi ve diğerlerinin Diyarbakır’a dönmesi kararı alındı.
Biz ise Diyarbakır’a dönüş yolunda, tarihi yaralı, dili yaralı, kendisi yaralı bir halkın çocuğu ve hekimi olmanın zorluğunu bir kez daha içimizde hissettik.
Bir sonraki kongrede ortak yaralarımızı birlikte sarabilmek için buluşmak dileğiyle.