Meslektaşlarının katledilmesini ve sağlık ortamlarında uğradıkları şiddeti protesto eden sağlık çalışanları 1 Haziran 2015 günü tüm Türkiye’de iş bıraktı. Sağlık çalışanları, sadece katilin değil azmettiricinin de bulunmasını istedi.
Tıp Dünyası – HABER MERKEZİ
Samsun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi’nde görev yapan göğüs cerrahisi uzmanı Dr. Kamil Furtun’un katledilmesini ve sağlık ortamlarında uğradıkları şiddeti protesto eden sağlık çalışanları 1 Haziran 2015 günü tüm Türkiye’de iş bıraktı. Sabah saatlerinden itibaren özel hastaneler dahil olmak üzere, hastanelerde, ASM’lerde, TSM’lerde ve muayenehanelerde Dr. Kamil Fortun’u anmak üzere iş bırakan sağlık çalışanları, gün içinde gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerde de Sağlık Bakanlığı’nı protesto ederek, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nu istifaya çağırdılar. Sağlık Bakanlığı’nın, hiçbir şeyin sorumlusu değilmiş gibi sabah tüm sağlık çalışanlarını 15 dakika iş bırakmaya davet etmesi ayrıca tepkilere neden oldu.
Ankara’da Türk Tabipleri Birliği ve Ankara Tabip Odası’nın öncülüğünde ilk etkinlik, sabah saat 09.00’da sağlık kurumlarının önünde yapılan saygı duruşu ve anma törenleriyle başladı. Saat 10.00’da İbni Sina Hastanesi Başhekimliği önünde gerçekleştirilen ve sağlık alanında şiddetin tartışıldığı forumun ardından, tüm sağlık çalışanları saat 12.00’den itibaren Numune Hastanesi bahçesinde toplanmaya başladı. Hekiminden, dişhekimine, hemşiresinden sağlık teknisyenine, öğretim üyesinden tıp öğrencisine sağlık alanında emek veren bütün meslek grupların katıldığı büyük topluluk, Dr. Kamil Furtun’un fotoğrafının bulunduğu ve “Artık Yeter! Dr. Ufuk Kamil Furtun katledildi. Son olsun! Bu şiddet sona ersin. Yastayız!” yazılı pankartın arkasında Sağlık Bakanlığı önüne doğru yürüyüşe geçti. “Şiddete hayır”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “AKP sağlığa zararlıdır”, “Sağlıkta dönüşüm ölüm demektir”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz”, “Bakan istifa” sloganlarının atıldığı yürüyüş boyunca, Sağlık Bakanlığı ve Hükümet alkış, ıslık ve düdüklerle protesto edildi.
Topluluğun, saat 12.30 sıralarında Sağlık Bakanlığı önüne ulaşmasının ardından, sağlık meslek örgütü temsilcileri burada birer konuşma yaptılar. İlk sözü alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, “Şu binadaki yöneticilere soruyoruz: Nasıl öldü Kamil Furtun? Trafik kazasında mı öldü, kalp krizi mi geçirdi, eceliyle mi öldü? Sabahleyin hastanelerde 15 dakikalık bir anma yaptınız bitti mi iş?” diye konuştu. Sağlık Bakanı’ndan şiddet konusunu görüşmek ve birlikte bir çözüm üretebilmek için görüşme talep ettiklerini belirten Bayazıt İlhan, Bakan Müezzinoğlu’nun “Şu anda seçim bölgemde, Bursa’dayım. Gelirseniz burada görüşebiliriz” yanıtını verdiğini iletti.
Sağlıkta şiddet, sağlıkta dönüşümün gayrimeşru çocuğudur
Türkiye’nin dört bir yanında bugün sağlık çalışanlarının tepkilerini dile getirdiklerini ve can güvenliği istediklerini belirten İlhan, bu koşullarda sağlık hizmeti verebilmelerinin mümkün olmadığını söyledi. Sağlık alanında şiddetin, sağlıkta son yıllarda sürdürülen sağlık politikalarının, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın bir anlamda gayrimeşru çocuğu olduğunu belirten İlhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Neden böyle diyorum biliyor musunuz? Çünkü hem kendileri ürettiler, hem de sahip çıkmıyorlar. Sanki Kamil Furtun durup dururken öldürüldü. Ne diyor bakan? ‘Akli dengesi yerinde olmayan bir insan hastaneye girmiş, Kamil Furtun’u vurmuş. Bu her yerde olabilir’ diyor. Bunu bu kadar kolay geçiştiremezsiniz. Eğer görevi başında bir hekim hastanede kurşunlanıyorsa bu bütün dünyada çok ciddi bir durumdur. Türkiye’de bu devamlı hale geldiyse, her gün doktorların, hemşirelerin kolu, bacağı, kafası kırılıyorsa hastanelerde, Türkiye’de çok yanlış giden bir şeyler var demektir. Sağlıkta Dönüşüm Programı bu arkamda görmüş olduğunuz bakanlığın yıllardır uyguladığı programın gayri meşru çocuğudur. Bu çocuğunuza sahip çıkın!”
Sağlık Bakanlığı'na siyah çelenk bırakıldı
TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan’ın ardından, Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Çetin Atasoy, Türk Tabipleri Birliği, Türk Dişhekimleri Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Devrimci Sağlık İş Sendikası, Türk Hemşireler Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği, Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği, Türk Psikologlar Derneği ve Aktif Sağlık-Sen’in ortak basın açıklamasını okudu. Atasoy, tüm sağlık çalışanları olarak sadece katilin değil azmettiricinin de bulunmasını istediklerini kaydetti.
Ortak basın açıklamasının okunmasının ardından, sırasıyla Türk Sağlık Sen Başkanı Önder Kahveci, SES Eş Başkanı Gönül Erden, Ankara Dişhekimleri Odası Başkanı Başkanı İlker Cebeci, Ufuk Sağlık Sen Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kocaoğlu, Birinci Basamak Birlik ve Dayanışma Sendikası adına Dr. Cengiz Aydoğdu, TMRT Der Başkanı Nezaket Özgür, Türk Hemşireler Derneği’nden Türkan Yılmaz ve Ankara Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Akif Emre Eker söz alarak, sağlık alanında son yıllarda uygulanan ve şiddeti besleyen politikaları protesto ettiler. Konuşmaların ardından, Bakanlığın önüne siyah çelenk bırakıldı.
Dr. Göksel Kalaycı’nın katledildiği yerde…
İstanbul’da da, İstanbul Tabip Odası'nın yapmış olduğu çağrı üzerine hekimler ve sağlık çalışanları tüm sağlık birimlerinde sabah saat 08.30'da bir araya geldiler.
Ardından, İstanbul'un her yerinden gelen hekimler ve sağlık çalışanları İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Bahçesi'nde 2005 yılında yine bir cinayete kurban giden ve tıpkı Dr. Kamil Furtun gibi göğüs cerrahisi uzmanı olan Prof. Dr. Göksel Kalaycı'nın katledildiği alanda toplandılar ve sağlıkta dönüşümün yarattığı yıkım ve şiddete lanet ederek tepkilerini sloganlarla gösterdiler.
Fakülte bahçesinde toplanan binlerce sağlık emekçisi "YASTAYIZ, YETTİ ARTIK!" yazılı pankartın arkasında büyük bir kortej oluşturdu. Yürüyüş esnasında "Hükümet Uyuyor, Sağlıkçılar Ölüyor!", "Sağlık Bakanı İstifa!", "Sağlıkta Şiddet Sona Ersin!", "Sağlıkta Dönüşüm Ölüme Dönüştü" sloganları atan grup Aksaray – Beyazıt güzergâhını izleyerek Çemberlitaş'ta bulunan İstanbul Sağlık Müdürlüğü'nün önüne geldi.
TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, "Günde ortalama 30 sağlık çalışanı şiddete uğruyor. Bunun sorumlusu, uyguladıkları sağlık politikalarıyla bütün yükü sağlık çalışanlarının üstüne yıkan, toplumsal barışı bozan, şiddeti körükleyen sağlık politikaları ve bu politikaları uygulayanlardır. Katilin kim olduğunu biliyoruz, bizler azmettiricileri, bu cinayete ortak olanları ve bu cinayetin ortamını oluşturanların yargılanmasını istiyoruz" dedi.
TTB İstanbul Delegesi Dr. Osman Öztürk de, "Uyardık, sağlıkta gün be gün artan şiddete karşı Artık Yeter!' dedik; duymadılar. Acil taleplerimizi ilettik; görmezden geldiler. Türk Ceza Kanunu'na ek maddeler önerdik, yok saydılar. Açıklamalar, eylemler, toplantılar yaptık; Sağlık Bakanlığı'nın önünü aşındırdık, Meclis Komisyonu'nda sunumlar yaptık, dikkate almadılar. Şiddete uğrayan sağlık emekçileri için acil şiddet hattı kurmak zorunda kaldık, yetkililer önemsemediler. 'Hazırladığınız raporun gereğini yapın. Sağlıkta şiddeti önlemek için sahici adımlar atmaya başlayın. Yarın çok geç olmadan…' diye haykırdık; ciddiye almadılar. "Ve sonunda yine 'geç' oldu; bugün de Kamil Furtun arkadaşımız aramızda değil, aramızdan sökülüp alındı… Biz, bu cinayetlere zemin hazırlayan faktörleri çok iyi biliyoruz" dedi.