Sağlık hizmetlerine yönelik şiddet eylemleri dinmiyor…

Haberler

Dr. Hande Arpat

Dünyanın dört bir yanında çatışmalar, şiddet, savaş dinmiyor… Bu çatışma ortamlarındaki yeni “trend” ise sağlık hizmetlerine yönelik şiddet eylemleri. En son, 6 Kasım 2016 tarihinde uluslararası basına yansıyan bilgilere göre, Irak’ın Tikrit ve Samarra kentlerinde bomba yüklü ambulanslarla intihar saldırıları düzenlendi ve bu saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybetti.

Sağlık kurum ve görevlilerine yönelik saldırılar çatışma ortamlarında adeta bir rutin haline gelirken, bir saldırının “sağlık hizmetlerine yönelik şiddet eylemi” olarak tanımlanması için aşağıdaki özelliklerden birini taşıması gerekiyor:

  1. Sağlık kurumlarına yönelik şiddet
  2. Sağlık görevlilerine yönelik şiddet
  3. Yaralı ve/veya hastalara yönelik şiddet
  4. Tıbbi transporta yönelik şiddet
  5. Sağlık kurumlarının veya koruyucu amblemlerin kötüye kullanımı

Pakistan ve Afganistan

Tüm dünyada sağlık hizmetlerine yönelik şiddet vakaları incelendiğinde, askeri stratejilerin bir parçası olduğu açık şekilde tespit edilen şiddet vakaları en sık Afganistan ve Pakistan’da görülüyor.

CIA, Mart 2011’de Usame Bin Ladin’in yerini saptamak üzere yürüttüğü operasyonda Pakistanlı Doktor Shakil Afridi ve ekibini aktif olarak kullanmıştı. Dr. Afridi’nin Polio aşılaması yapar görünümdeki sağlık ekibi Bin Ladin’in akrabalarından DNA örneği alacaktı. Ekip DNA örneği alamasa da, Bin Ladin’in Mayıs 2011’de öldürülmesiyle sonuçlanan operasyona ciddi lojistik destek sağlamış, bunun Taliban tarafından fark edilmesi üzerine Dr. Afridi ciddi işkencelerden geçirildikten sonra 33 yıl hapis cezası ile mahkum edilmişti.

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Polio aşılamasını ve sağlık görevlilerini bu tarihi operasyonda kullanmasının ortaya çıkmasıyla birlikte, bölgede özellikle Polio aşılaması yapan pek çok sağlık görevlisi ajanlık şüphesi nedeniyle Taliban saldırılarının hedefi oldu. Polio’nun hala endemik olduğu bölgede, Polio aşılama kampanyalarında hedef alınarak hayatını kaybeden insan sayısı, hastalığa bağlı nedenlerle ölen insan sayısına göre çok daha fazla.

Afganistan’da sağlık görevlilerine yönelik saldırılar Pakistan’da görülenlerle benzer özellikler taşıyor. Aşılama yapan personelin dışında Afganistan’da ambulans şoförleri, ilk yardım görevlileri ve paramedikler en sık hedef alınan sağlık görevleri olurken, ambulanslar da en sık hedef alınan sağlık araçları.

Afganistan’da sağlık hizmetlerinin kötüye kullanılması da son derece yaygın. Nisan 2011’de Kandahar Polis Akademisine düzenlenen intihar saldırısında bir ambulans kullanılmıştı. Bu saldırı nedeniyle tepki çeken Taliban, saldırıda ambulansın kullanılmasının doğru olmadığını kabul edip bir daha tekrarlanmayacağını söylemiş olsa da, Afganistan’da benzer saldırılar devam etti.

3 Ekim 2015’te Sınır Tanımayan Doktorların (Medecines Sans Frontieres-MSF) Afganistan’ın Kunduz vilayetindeki hastanelerinin ABD uçakları tarafından vurulması ve aralarında hekim ve sağlıkçıların da olduğu 42 kişinin hayatını kaybetmesi ve onlarcasının yaralanması ile sonuçlanan saldırı, sağlık hizmetlerine yönelik en “dikkat çekici” saldırı olarak tarihe geçti. MSF, hastane koordinatlarını defalarca hava kuvvetleri ile paylaşmış olmasına rağmen, hastane hedef alınarak vurulmuştu.

Afrika Ülkeleri

1996-1997’de Kongo Savaşı, askerlerin Lemara Hastanesi’ne girip 30 hastayı ve sağlık görevlisini esir almasıyla başlamıştı. Bölgede gönüllü doktor ve sağlık görevlilerinin esir alınarak, serbest bırakılmaları karşılığında fidye istenmesi  Kongo’da oldukça yaygın bir yöntem.

Somali’deki iç çatışmalar süresince sağlık hizmetleri defalarca hedef alındı. 2008 yılında Mogadishu’da bir tane dahi ambulans kalmamıştı; yaralı ve hastalar at arabaları ile taşınıyordu. Uluslararası yardım kuruluşları da Somali’deki saldırıların çokça hedefi oldu. 2008-2011 yılları arasında MSF çalışanı 5 doktorun öldürülmesi ve 2 doktorun kaçırılması sonrasında, MSF Somali’de verdiği sağlık hizmetini geri çekmişti.

Gazze

Gazze’de sağlık hizmetleri İsrail saldırılarının açık hedefi oldu. Sağlık kurumlarına ve sağlıkçılara yönelik bu saldırılar uluslararası kamuoyu tarafından şiddetle kınanırken, İsrail Ordusunun hastaneleri hedef alırken sahte uydu görüntüleri kullanarak bu saldırılara meşruiyet kazandırmaya çalıştığı ortaya çıktı.

Gazze Sağlık Bakanlığı İsrail’in son hava saldırılarında sağlık hizmetlerini hedef alan 35 ayrı saldırı olduğunu bildirdi. Af Örgütü’nün Gazze raporunda özellikle ambulansların ve paramediklerin İsrail hava saldırılarının kasti hedefi olduğu kanıtlarla sunuluyor. Geriatri klinikleri ve doğumevlerinin de hedef alındığı saldırılarda sağlık çalışanlarının yanı sıra, yüzlerce kadın, yaşlı ve bebek katledildi.

Suriye ve Irak

Suriye’de ise durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Suriye’de bir savaşçının “Düşmanımın doktoru, düşmanımdır” sözleri MSF’nin raporlarına girmişti… Suriye’de Mart 2011’den bu yana sağlık hizmetlerini vuran yüzlerce saldırı düzenlendi; bu saldırılarda yüzlerce sağlık görevlisi katledilirken ülkede sağlık hizmetleri neredeyse verilemez duruma geldi.

Sağlık hizmetlerini hedef alan saldırılar Irak’taki çatışmalar için savaş stratejilerinin bir parçası haline gelmiş durumda. MSF’nin doktorlarının Kızılhaç’ın yayın organındaki aktarımlarına göre Irak’ta bombalama eylemleri şöyle bir algoritma izliyor: İlk ve şiddeti en hafif bomba belirli bir bölgeye atılıyor ve bir süre bekleniyor. Bu süre içinde başta sağlık görevlileri olmak üzere pek çok insan yardım için bombalanan alana ulaşıyor. Bombalanan alana yardım görevlileri ulaştıktan sonra ikinci ve daha şiddetli bir bomba daha atılıyor. MSF’nin bildirimine göre Irak’ta sağlık görevlilerinin yaşamını yitirdiği vakalar yoğunluklu olarak bu ikinci bombalama eyleminde yaşanıyor. Çoğu zaman bu iki bombalamayı takiben, yaralıların taşındığı hastane hedef alınıyor ve genelde en şiddetli bombardıman hastaneye yapılıyor.

Şiddet her yerde. Bunun yanında, insanlığın yüzlerce yıldır biriktirdiği değerler ve mücadelelerin ortak sonuçları olan uluslararası bildirgeler, sözleşmeler ne yazık ki yok sayılıyor. Böyle giderse, yüzlerce sağlık görevlisi ve hastanın hayatını kaybettiği bu saldırılar ne yazık ki dineceğe benzemiyor. Böyle gitmesin; tüm dünyada savaş, şiddet ve çatışmaların durması ve sağlık hizmetlerinin her koşulda korunması için hep birlikte ses verelim…