Dr. Sedat Abbasoğlu –
İşçi sağlığının önderlerini bir bir kaybediyoruz . Dr. Nejat Yazıcıoğlu, Dr. Haldun Sirer, Dr. Nazif Yeşilleten, Dr. Turhan Akbulut’tan sonra Dr. Engin Tonguç Hocamızı da yıldızlara uğurladık. İşçi Sağlığı alanına yaptıkları katkılar ile yetiştirdikleri öğrencileri ile bu ülkenin yüz akları…
Engin Hoca SSK klinik ve polikliniklerinde, kundura atölyelerinde, matbaalarda, madenlerde çalışırken sağlığı bozulan on binlerce işçiye sağlık hizmeti verdi. Sağlıkları bozulan işçilerin / hastalarının büyükçe bir bölümünün hastalıklarının çalışma koşullarından kaynaklandığına tanık oldu. Hastalarını tedavi etmenin çözüm olmadığını, işliklerin, fabrikaların hastalık üretim merkezleri olduğundan hareketle sistemi sorgulamaya başladı.
Hocamız işçilerin neden hastalandıkları ve çözüm yolları üzerinde yoğunlaşır. İşçi sağlığı / meslek hastalıklar gibi hassas ama bir o kadar da önemli bir alana yönelmiştir. Sermaye sahiplerinin, siyasal iktidarların nasırına bastığını işin içine girince yaşadıkları ile görür. Doğru yolda olduğuna karar verir. Bir söyleşide “Herhangi bir hastalık hakkında gazetelere demeçler verebilirsiniz, bir şey olmaz! Ama endüstride kurşun zehirlenmesini anlattınız mı izinsiz demeç vermekten soruşturma açarlar. Birilerinin işine gelmez” diyerek “hassas” bir alana yöneldiğini ifade eder. Onur Hamzaoğlu’nun Dilovası’nda yaptığı araştırma ve sonuçlarının açıklanması sonrası yaşadıklarına ne kadar da benziyor. Engin Hocanın birileri diye söz ettiği elbette ki sermaye sahipleri ve siyasal iktidarlardı. Siyasal iktidarların ve temsilcilerinin söylemleri ne kadar da birbirine benziyor.
Yıl 1945. İşçi Sigortaları Kurumu ( SSK ) Kanunu çıkarılır. Dönemin Çalışma Bakanına (Mahmut Sadi Irmak) gazetecilerin sorduğu “ işçilere grev hakkı da verecek misiniz?” sorusuna verilen yanıt bellidir. “Türk işçisi grev yapmayacak kadar vatanseverdir”(E.Tonguç. Sağlık Yazıları ). 30 yıl önce de, 30 yıl sonra da sorun işçi sağlığı ise siyasal iktidarların ve sermayenin söylemi ve eyleminde de bir değişiklik olmuyor. Olmasını da beklemiyorduk.
Engin Hocanın 1970 yılında meslek hastalıkları ile mücadele serüveni böyle başlar. Meslek hastalıkları “birileri” tarafından yok görülmekte, istatistiklere bile girmemektedir. Aradan 50 yıl geçti, yıl 2017. Engin Hoca, Haldun Hoca gibi işçi sağlığı önderlerinin “Meslek hastalıklarının iktidarlar tarafından görünür kılınmak istenmemesi”ne karşı başlattığı mücadeleye günümüzde biz işçi sağlığı ile uğraşanlar sahip çıkıyoruz. Ve şu traji-komik duruma bakın ki; Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yayınladığı Meslek Hastalıkları Rehberi’nde (sayfa15) 2014 yılında beklenen meslek hastalığı vaka sayısının 52 – 158 bin arasında olması gerektiği oysa tespit edilen vaka sayısının 494 olduğu belirtilmektedir.
1970’li yıllarda Engin Tonguç ve Haldun Sirer gibi işçi sağlığı alanına gönül veren hocalarımızın gayretleri ile kurulan (Ankara, Kartal, Zonguldak Meslek Hastalıkları hastaneleri ) ve ülkenin değişik bölgelerinde Enstitü şeklinde planlanan bu spesifik hastaneler siyasal iktidarların gazabına uğramaktan kurtulamadılar. 2000’li yıllarda Sağlıkta Dönüşüm Programının bir sonucu olarak hizmet hastanesi haline getirildiler. Engin Tonguç üzgündü. İşçi Sağlığı ve Meslek Hastalıkları ile ilgili başlayan mücadelede ne yazık ki çok yol alamadığımızı 2000 yılında Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisinde yapılan söyleşide dile getirmişti. “Meslek Hastalıkları konusundaki duyarsızlık bir baskı gücü olmadıkça devam edecektir. Kişisel çabalarla bunu daha ileriye götürmenin olanağı yoktur. İster Meslek Hastalıkları olsun, ister geniş anlamda işçi sağlığı olsun gelişmeyi sağlayan hak sahiplerinin gücüdür. Hak sahibi olan işçiler bir baskı gücü oluşturmadıkça bu konuların ileriye götürülmesi olanağı sınırlıdır” (MSG-Ekim 2000 Sayı 4) saptamasını yaparak işçi sınıfının / işin öznelerinin mücadele ve kararlılığına atıfta bulunmuştu.
Engin Hocamızın en önemli özelliklerinden bir tanesi örgütlü mücadeleye inanması olmuştur. İşçi sağlığı alanında yıllar içinde edindiği birikimini örgütü ile paylaşmış, TTB’de İşçi Sağlığı İşyeri Hekimliği sertifika programlarında eğitici olarak görev almış, işçi sağlığı kol faaliyetlerine katkı sunmuş, ardıllarının yetişmesine zemin hazırlamıştır.
Engin Hocam ışıklar içinde rahat uyu. İşçi sağlığı alanındaki mücadelen bıraktığın yerden hız kesmeden devam ediyor…
Yıldızlar yoldaşın olsun.