Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden bir grup öğretim üyesinin yaptığı araştırma, sağlık politikalarının hekimlik uygulamalarını ve meslek ahlakını olumsuz etkileyebileceğini ortaya koydu.
Tıp Dünyası – HABER MERKEZİ
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Kayıhan Pala, Dr. Rukiye Çakır ve Prof. Dr. Murat Civaner tarafından yapılan araştırma, sağlık alanında uygulanan politikaların hekimlik uygulamalarını ve meslek ahlakını olumsuz etkileyebileceğini ortaya koydu. Araştırmada, Türkiye’de 2004 yılından sonra uygulamaya konulan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın (SDP), mesleki yükümlülüklerin yaşama geçirilmesini güçleştirdiği değerlendirmesi yapılıyor.
Bursa Tabip Odası’nın (BTO) 1991-2014 yılları arasındaki kayıtlarının ve Onur Kurulu dosyalarının incelenmesiyle yapılan araştırmada, söz konusu dönemde Bursa Tabip Odası’na yapılan ihlal iddiaları ve belirleyenleri incelendi. Çalışmada, SDP ile başvurular arasında bir ilişki olup olmadığı da değerlendirildi. SDP’nin etkisi incelenirken, uygulamaya konulmasından önceki 10 yıl (1994-2004) ile uygulama sonrası 10 yılın (2004-2013) başvuruları karşılaştırıldı.
İncelenen dönemde BTO’ya yapılan 593 başvuruda toplam 623 ihlal iddiası saptandı. Başvurular TTB Onur Kurulları Kılavuzu’nda yer alan 45 ihlal başlığından oluşan dizin temel alınarak incelendi.
En çok hasta ve hasta yakınları başvuruyor
İncelenen dönemde en sık üç ihlal iddiası sırasıyla, yüzde 24,8 oranıyla tanıtım kurallarının ihlali, haksız kazanç/rekabete aykırılık; yüzde 21,4 oranıyla tıbbi uygulama hatası ve yüzde 18,2 oranıyla gerçek dışı belge/rapor düzenlemek olarak belirlendi.
Başvuruların, yüzde 34,1 oranı ile en çok hasta, hasta yakını ya da hasta vekili tarafından, yüzde 30,4 oranı ile doğrudan soruşturma açma yetkisi bulunan tabip odası tarafından, yüzde 12,3 oranı ile ise hekimler tarafından yapıldığı saptandı.
Hastanın kendisi, yakını ve vekili tarafından yapılan başvurulardaki ihlal iddiaları arasında ilk sırayı, “Tıbbi Uygulama Hatası” yüzde 60,4 oranıyla birinci sırayı aldı. İkinci sırayı yüzde 26,2 oranı ile “hasta haklarına saygısızlık, üçüncü sırayı ise yüzde 5,4 oranı ile gerçeğe uymayan belge/rapor düzenlemek” aldı.
SDP sonrası “hasta haklarına saygısızlık” şikayetleri arttı
SDP öncesi dönem ile SDP sonrası dönemin karşılaştırılmasından şu bulgular elde edildi:
- SDP sonrasında “gerçeğe uymayan belge/rapor düzenlemek”, “tıbbi uygulama hatası” ve “hasta haklarına saygısızlık” iddialarıyla Oda’ya yapılan ihlal iddialarında anlamlı artış gözlendi.
- İhlal iddiaları soruşturulduktan sonra Onur Kurulu tarafından yaptırıma uğratılan ve haklarındaki Onur Kurulu kararı Yüksek Onur Kurulu’nca onaylanan hekimler dikkate alındığında, “gerçek dışı belge/rapor düzenlemek”, “hasta haklarına saygısızlık” ve “aracılık, yönlendirme, çıkar ilişkisi eylemlerinin SDP öncesi döneme gere anlamlı derecede arttığı saptandı.
- Hastanın kendisi, yakını ve vekili tarafından yapılan başvurularda SDP sonrası dönemde anlamlı artış gözlendi.
- Hastanın kendisi, yakını ve vekili tarafından yapılan başvurular içinde ilk neden olan “Tıbbi Uygulama Hatası” SDP öncesinde yüzde 67,3 iken, sonrasında yüzde 59,6 olarak belirlendi. İkinci sırada bulunan “hasta haklarına saygısızlık” iddiası SDP öncesinde yüzde 14,3 iken sonrasında yüzde 29,1’e yükseldi.
Araştırmanın sonucunda, sağlık politikalarının hekimlik uygulamalarına dair meslek ahlakı ihlalleri ve sorunlar üzerinde olumsuz etkileri olabileceği ve SDP ile uygulamaya konulan politikaların mesleki yükümlülüklerin yaşama geçirilmesini güçleştirebileceği değerlendirmesi yapıldı.
Turkish Journal of Public Health Dergisi'nde (Vol 14, No 3, 2016) yayımlanan makalenin tamamına
http://tjph.org/ojs/index.php/TJPH/article/view/571 bağlantısından ulaşabilirsiniz.