İstanbul’da, 14 Mart haftasının son günü olan 19 Mart 2017 günü bir araya gelen yüzlerce hekim ve sağlık çalışanı Tünel’den Galatasaray Lisesi önüne bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Tıp Dünyası – HABER MERKEZİ
İstanbul’da, 14 Mart haftasının son günü olan 19 Mart 2017 günü bir araya gelen yüzlerce hekim ve sağlık çalışanı Tünel’den Galatasaray Lisesi önüne bir yürüyüş gerçekleştirdi. Taksim Meydanı’na kadar sürdürülmesi planlanan yürüyüş, polisin barikat oluşturması ve Valilik talimatıyla kortejin engellenmesi sebebiyle Galatasaray Lisesi önüne kadar yapılabildi. Hekimler burada bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, burada yaptığı konuşmada, son 14 yıldır uygulanan sağlık politikaları sebebiyle piyasacı bir sağlık ortamı hâkim kılındığını, bu piyasacı sağlık ortamın hem hekimleri ve sağlık çalışanlarını hem de vatandaşları mutsuz ettiğini, sağlık hizmetini niteliksizleştirdiğini söyledi.
TTB Merkez Konseyi olarak, Şubat ayı başından bu yana 19 ilde tabip odalarını ziyaret ederek hekimlerle buluştuklarını ve 14 Mart için belirlenen talepleri aktardıklarını belirten Tükel, hekimlerin de bu taleplere sahip çıktığını vurguladı. Tükel, “haksız-hukuksuz kamu görevinden ihraç edilen hekimlerin, sağlık çalışanlarının görevlerine iade edilmesi”; “hastalara yeterli süre ayrılması”; “insanca çalışma koşullarının sağlanması ve hekim-emekli hekim ücretlerinin iyileştirilmesi”; “sağlıkta şiddetin önlenmesi” şeklindeki bu talepleri bir kez daha duyurdu.
Dr. Tükel, konuşmasında son olarak, demokratikleşmenin sağlıklı bir toplum hayatı için vazgeçilmez olduğunu, TTB olarak barışçıl, demokratik, huzur içinde bir ortamda hekimlik yapabilmek için mücadele yürüttüklerini belirtti. Nitelikli sağlık hizmeti için yürürlükte olan sağlık politikalarından vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayan ve ancak demokratik bir toplumda nitelikli sağlık hizmeti verilebileceğini hatırlatan Dr. Tükel, referandumda sağlık politikalarına karşı “Hayır” diyeceklerini vurguladı.
Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın başlatıldığı tarih kara gün olarak anılacak
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez de, son 14 yıldır gündeme getirilen değişiklikler sonrasında sözde sağlıkta devrim, dönüşüm iddiasıyla tıp alanı geriletildiğini, çağdaş normlardan kopartıldığını, ticarileştirildiğini söyledi. Erez, “Bugünkü sağlık ortamında ne hastaya nitelikli hizmet verilebiliyor ne de hekimlerden icabettiği şekilde istifade edilebiliyor. Ancak biz biliyoruz ki birgün gelecek; Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın başlatıldığı tarih Türkiye’nin kara günlerinden biri olarak anılacak” diye konuştu.
DİSK Genel Sekreteri ve Devrimci Sağlık-İş Genel Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu da, bu yıl 14 Mart Tıp Haftası’nın ne yazık ki meclis başta olmak üzere tüm demokratik mekanizmaların askıya alındığı, Türkiye’nin giderek daha baskıcı ve otoriter bir rejime, bir tek adam rejimine adım adım sürüklenmeye çalışıldığı bir süreçte kutlandığını söyledi. Çerkezoğlu, “Yerkürenin binlerce yıllık tarihinden biliyoruz ki ülkelerin rejimleri ne kadar baskıcı ve otoriter olursa, ülkelerin rejimleri ne kadar demokrasiden uzaklaşırsa eşitsizlikler o kadar artar. Ve eşitsizliklerin arttığı yerde insana dair hiçbir haktan söz edilemez. O nedenle demokrasi olmadan sağlık hakkı olmaz, demokrasi olmadan emeğin hakları olmaz ve sağlık hakkının, emeğin haklarının olmadığı yerde de demokrasi olmaz” diye konuştu.