Prof. Dr. Sinan Adıyaman
TTB Merkez Konseyi Başkanı –
Yaşamın, çalışmanın ve üretmenin zorlaştığı, düşünmenin, konuşmanın, yazmanın baskılandığı koşullarda bir yılı daha bitirdik. 2018 zor bir yıldı. Bir yanda savaşlar, çatışmalar sürerken, bir yanda toplumsal şiddet tırmandı. Sağlıkta şiddet yine can aldı. Onlarca hekim fiziksel saldırıya uğradı. Güvenlik soruşturması bahanesi ile çok sayıda genç meslektaşımız işinden oldu, eğitim ve sosyal güvenlik hakları ellerinden alındı. Bilgisizlik, ihmaller büyük kazalara, iş cinayetlerine neden oldu. Çevre tahribatı devam etti. Ekonomik kriz ile koşullar daha da ağırlaştı. Kısaca, yanlış politikalarla sağlığın tüm bileşenlerine zarar verildiği bir yılı daha geride bıraktık.
Geçtiğimiz yıl; 30 Ocak 2018 günü TTB Merkez Konseyi’nin 11 üyesi, “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” dediği için gözaltına alındı. Haklarında “terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” iddiaları ile dava açıldı. 27 Aralık günü davanın ilk duruşması vardı. O gün hekimlik değerlerini savunan hekimlerin, tabip odalarının, ifade özgürlüğünü savunan avukatların, baroların, siyasetçilerin, meslek örgütlerinin dayanışmasını gördük. Yalnız değildik. Zor bir yılı bitirirken her şeye rağmen Türk Tabipleri Birliği çatısı altında etik değerleri korumanın, halkın sağlığını öncelemenin onurunu yaşadık.
Türk Tabipleri Birliği olarak, bu dönemde de, hekimliğin evrensel değerlerinden ve yasamızdan aldığımız güçle, tarihsel birikimimizle, bilime ve demokrasiye olan inancımızla, tüm bu haksızlık ve hukuksuzluklarla yılmadan mücadele ettik. Sağlıkla şiddete karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdürdük. Sağlıkta şiddet yasasının çıkarılması için siyasi partiler ile ve TBMM’de yoğun temaslar, çalışmalar yürüttük. “Sağlıkta Şiddet Yasası” adıyla gündeme getirilen ancak sağlıkta şiddeti önlemek yönünde hiçbir somut adım içermeyen, buna karşın hekimlerin mesleklerini yapma haklarını ellerinden alan “torba yasa” aldatmacasına tabip odalarımızla beraber Türkiye’nin dört bir yanında düzenlediğimiz etkinliklerle karşı çıktık. Bu zor süreçlerde üyelerimizle, meslektaşlarımızla hep bir aradaydık.
Ülke olarak bir şiddet sarmalının içine sokulduğumuz, sorunu şiddetle çözme anlayışının her düzeyde hâkim kılındığı bir ortamda, sağlık sistemindeki aksaklıkların faturası sağlık çalışanlarına çıkartılmaya devam ediyor. Sağlıkta şiddetin boyutları giderek artıyor. Tüm çabalarımıza rağmen sağlık çalışanlarına yönelik saldırıları durdurmak için hükümetin TTB tarafından hazırlanan sağlıkta şiddeti önleme yasa tasarısını kanunlaştırmasını sağlayamadık. Yine geçtiğimiz aylarda çıkartılan torba yasa ile genç hekim arkadaşlarımızın eğitim ve çalışma haklarının gasp edildiğine şahit olduk.
İçinde bulunduğumuz koşullarda 16 yıldır uygulanmakta olan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın oluşturduğu sorunların daha da derinleştiğini, emekçilere düşük ücretin, ağır çalışma koşullarının daha fazla dayatıldığını, esnek ve güvensiz çalışmanın daha kolaylıkla hayata geçirildiğine tanık oluyoruz.
Hekimlik değerlerini ve halkın sağlık hakkını savunurken, özgür, demokratik ve laik bir ülkede barış içinde yaşama isteğimizi güçlendiriyoruz. Bunun için tüm sağlık emekçileriyle birlikte mücadeleye devam etmekteki çabamızı sürdürdüğümüz gibi iyi hekimlik yapabilmek için, nitelikli sağlık hizmeti sunmak, halkın sağlığını geliştirmek için ve özlük haklarımızı iyileştirmek için de çalışıyoruz.
TTB olarak sağlığı sadece klinik düzeyde bir iyilik hali olarak tanımlamıyoruz. Sağlığı kişinin fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik hali olarak değerlendiriyor ve sosyal iyilik halinin çevre koşullarıyla yaşanılan ortamla ilişkili olduğundan hareketle, yeni yılda toplumsal iyilik halinin sağlanması için mücadele etmeye kararlıyız.
2019 yılına girerken, hâlâ olağanüstü hal koşullarında, temel hak ve özgürlüklerimizin kısıtlandığı bir ortamdayız. Hekimlik değerlerini ve halkın sağlık hakkını savunurken, özgür, demokratik ve laik bir ülkede yaşama sevdamızı güçlendirerek sürdürmek istiyoruz.
Başlangıçlar gücümüzü ve umudumuzu tazelemek için bir fırsattır. TTB Merkez Konseyi olarak yeni yılda hekimlik değerlerini yaşatmak, sağlığı tüm bileşenleri ile korumak adına dayanışmamızı daha büyük bir güçle sürdürmeyi umut ediyoruz.
Tüm meslektaşlarımızın, tüm sağlık emekçilerinin ve birlikte mücadele ettiğimiz tüm dostlarımızın yeni yılını kutluyor, sağlık ve huzur dolu bir yıl diliyorum.