WMA ve CPME temsilcilerinden açıklama: Yanınızdayız!

Haberler

WMA ve CPME temsilcileri ortak basın toplantısı düzenleyerek TTB Merkez Konseyi üyelerinin yargılandığı “utanç verici süreç sonuçlanıncaya kadar” TTB’nin yanında olmaya devam edeceklerini duyurdular.

Tıp Dünyası – ANKARA

TTB Merkez Konseyi üyelerinin “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” başlıklı açıklama dolayısıyla yargılandıkları davada, TTB’ye destek vermek ve dayanışmak amacıyla Türkiye’de bulunan Dünya Tabipler Birliği (World Medical Association – WMA) Genel Sekreteri Dr. Otmar Kloiber ve Avrupa Hekimler Daimi Komitesi öncesi dönem Başkanı Dr. Jacques de Haller, 20 Mart 2019 günü gerçekleştirilen duruşmanın ardından TTB’de bir basın toplantısı düzenlediler.

Basın toplantısına Kloiber ve Haller’nin yanı sıra TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, TTB önceki dönem Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel ve TTB Genel Sekreteri Dr. Bülent Nazım Yılmaz katıldılar.

Basın toplantısı öncesinde kısa bir konuşma yapan Dr. Bülent Nazım Yılmaz, TTB olarak tabip odalarıyla birlikte yoğun bir 14 Mart haftasından çıktıklarını, hafta boyunca yürütülen etkinliklerin davaya yönelik mücadele sürecinin de bir parçası olduğunu söyledi. Yılmaz, “Bu süreçte emek veren tüm hekimlere ve mücadele arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Biliyoruz ki yolumuz zorlu bir yol. Ama TTB, bu süreci deneyimiyle, kazanımıyla, başarıyla bitirecek bir güce sahiptir. Bundan hepimiz adımız gibi eminiz. Daha güçlü olarak burada olacağız ve hekimlerin demokrasi mücadelesine olan inancını tüm kamuoyu da görecek” diye konuştu.

Utanç verici süreç sonlanana kadar yanınızdayız

CPME önceki dönem başkanı Dr. Jacques de Haller, TTB ve hekimler için zor bir zamanda Türkiye’de bulunduğunu belirterek, esasen Türkiye’yi çok sevdiğini ancak buraya tatil için gelmekle, böyle bir davada meslektaşlarını desteklemek için gelmenin farklı olduğunu dile getirdi.

CPME’nin önceki dönem başkanı olarak, Avrupa’da 1 buçuk milyonu aşkın hekimi temsilen geldiğini belirten Haller, TTB örneğinde olduğu gibi, üyeleri mesleki etik değerleri yaşama geçirdikleri için saldırı altında oldukları zaman onları açık ve net bir şekilde desteklediklerini bildirdi. Etik ilkeleri yerine getirdikleri için baskıyla karşılaştıkları zaman üyelerinin yanında tutum almanın kendileri için yaşamsal bir öneme sahip olduğunu belirten Haller, şöyle konuştu:

“Savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğu bizim belgelerimizde siyah ve beyaz kadar nettir. TTB olarak siz bunu yaptınız. Bu bir seçenek, tercih değil, yükümlülüktür. Hekimlerin, hükümetlere ve elinde güç bulunduranlara yönelik olarak savaşın sakıncaları konusunda, savaşın sağlık üzerindeki, halk sağlığı, sağlık tesisleri ya da altyapı etkileri konusunda uyarılarda bulunma yükümlülüğü vardır. TTB’nin yaptığı açıklama tam da bu mesleki değerlerle ilgiliydi. Dünyanın neresinde olursa olsun, biz bununla ilgili tutum alıyoruz. Etik ilkelerimiz tehdit altındaysa, biz hekimler iyi bir sağlık hizmeti veremeyiz. Bizler, Avrupalı doktorlar olarak, CPME olarak TTB’yi kuvvetli şekilde destekliyoruz, TTB ile tam bir dayanışma içindeyiz, yanınızdayız ve bu utanç verici süreç sona erinceye kadar da yanınızda olacağız.”

WMA, TTB’nin açıklamasının arkasındadır!

Haller’nin ardından konuşan WMA Genel Sekreteri Dr. Otmar Kloiber de, hekimlerin rolünün sadece tedavi etmekle sınırlı olmadığını vurgulayarak, hekimlerin aynı zamanda sağlık sorunlarının önlenebilmesi ve sağlık hakkının geliştirilebilmesi konusunda sorumlulukları olduğunu belirtti. WMA olarak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer sağlık örgütleriyle birlikte sağlığın sosyal bileşenlerine yönelik olarak çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Kloiber, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizler hekimler olarak politikacılara şunu söylüyoruz ve söylemeliyiz; eğer barınma koşulları iyi değilse insanlar tüberküloza yakalanabileceğini, temiz suyun olmadığı durumlarda salgınların yayılabileceğini ya da sağlıklı beslenme söz konusu olmadığında insanların sağlık sorunlarıyla karşılaşabileceğini söylemek durumundayız. WMA olarak silahlı çatışmaların etkisinin kadınlar, gençler, çocuklar ve yaşlılar gibi, toplumun diğer kırılgan kesimleri üzerinde çok daha farklı etkileri olduğunu biliyoruz ve buna göre çalışıyoruz. Bunu hem bireysel sorumluluğumuz hem de örgütsel sorumluluğumuzu olarak değerlendiriyoruz. Dolayısıyla WMA ve CPME olarak sizlerin açıklamasının ve sizlerin arkasında duruyoruz. Bu bizim kurallarımızla, ilkelerimizle, beklentilerimizle yüzde yüz uygun bir açıklamadır.”