Dünya Tabipler Birliği, sağlık çalışanları ve sağlık kurumlarına yönelik olarak giderek artan şiddetin, tıp etiğinin, uluslararası insani hukukun ve insan hakları hukukun doğrudan ihlali anlamına geldiğini bildirdi.
Tıp Dünyası – HABER MERKEZİ
Dünya Tabipler Birliği (DTB) Ekim 2019’da Gürcistan’ın Tiflis kentinde gerçekleştirilen 70. Genel Kurulu’nda “Şiddet ve Sağlıkla İlgili Dünya Tabipler Birliği Açıklaması”nı güncelledi.
Şiddetin boyutlarına ve sağlık üzerindeki etkilerine dikkat çeken DTB, şiddetin önlenmesi konusunda üyelerine öneriler getirirken, hükümetlere de önleyici politikalara ilişkin çağrıda bulundu.
Sağlık çalışanlarının ve sağlık kurumlarının giderek artan biçimde şiddet içeren saldırılara maruz kaldığına dikkat çeken DTB, sağlık kurumlarını, sağlık çalışanlarını, hastaları ve yaralıları özel olarak hedef alan bu saldırıların, tıp etiğinin, uluslararası insani hukukun ve insan hakları hukukunun doğrudan ihlali anlamı taşıdığına dikkat çekti.
DTB’nin açıklamasında, birçok ülkenin kendi yargı sistemlerinde şiddet önleme programlarına yer verme gereksinimini giderek daha fazla duymaya başladığına, bununla birlikte şiddeti önleme ve yönteme alanının hâlâ birçok güçlükle yüz yüze olduğuna işaret edildi. Şiddetle ilgili veri bildiriminin olmayışı ya da yetersizliği, şiddeti önleme programlarına ve şiddet mağdurlarına yönelik destek hizmetlerine yeterli yatırım olmayışı, var olan şiddet karşıtı yasaların uygulanmaması gibi faktörler söz konusu güçlükler arasında sayıldı.
Şiddetin çok boyutlu ve önlenebilir bir toplum sağlığı sorunu olarak sürdüğünü kabul eden ve hekimlerin gerek birer rol modeli olarak, gerekse şiddet mağdurlarının bakımı ve desteklenmesi açısından önemli rolü olduğunu vurgulayan DTB, açıklamada bu küresel sorunla mücadelede taşıdığı kararlılığa da vurgu yaptı.
DTB, üyelerine şiddetin önlenmesi konusunda hükümetin her kademesindeki siyasal ve kamusal mevki sahiplerinin eğitilmesi ve kendilerine tavsiyelerde bulunulması önerisinde bulunurken, hükümetlere de şiddet için elverişli koşulların oluşmasına yol açabilecek hakkaniyetsizlik ve eşitsizlikleri ortadan kaldırarak sosyal adaleti yaygınlaştırma çağrısında bulundu. Sosyoekonomik, eğitsel ve sağlıkla ilgili altyapıların ve fırsatların oluşturulması ve geliştirilmesi, sağlığın sosyal belirleyenlerine odaklanılması, düşmanca ve baskıcı kültüler tutum ve pratiklerin, cinsiyet, inanç, etnik köken, milliyet, siyasal bağlılık, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum, hastalık ya da engellilik temelindeki her tür eşitsizliğin ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması ile faillerin cezasız kalmaması da DTB’nin hükümetlere yönelik çağrıları arasında yer aldı.
Açıklamasının tam metni için: http://www.ttb.org.tr/175yhwh