“Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik halidir.”
Dünya Sağlık Örgütü tanımı budur.
Bu da 1948 Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin sağlık hakkı maddesi:
“Yaş, cins, ırk, din, siyasal inanç ve sosyoekonomik güç ayrıcalığı olmaksızın herkesin mümkün olan en yüksek düzeyde sağlık hizmetine kavuşması doğal hakkıdır.”
Bunlardan anladıklarımız sağlık, istisnasız bir insan hakkıdır ve sadece hastalanıp tedavi edilmek değil; hastalığın engellenmesi ve bedensel, ruhsal ve sosyal tam iyiliğin korunmasıdır.
Uzun süre sağlık deyince sadece insan sağlığı anlaşıldı ve sadece insana odaklanınca koruyucu hekimlikle insanın sağlıklı kalacağı, hastalanınca tedavi edici hekimlikle iyileşeceği düşünüldü.
Böyle düşünmeyenler de vardı; dünyaya bir nebze bütüncül bakabilen, hayvanların hastalıklarının sadece birbirine değil insana da bulaştırdığını gören ve hayvan sağlığı ile insan sağlığı bir birine bağlıdır, birlikte ele alınmalıdır diyen tıp ve veteriner hekimleriydi bunlar.
Bu kavramı ilk kez Kanada kökenli tıp hekimi ve karşılaştırmalı tıbbın savunucusu olan Sir William Osler (1849-1919) “Veteriner tıbbı ile insan tıbbı birbirini tamamlamaktadır ve bu konsept ‘Tek Tıp Konsepti’ olarak algılanmalıdır” seklinde ifade etmiştir.
Daha sonra epidemiyolog olan Calvin W. Schwabe, zoonotik hastalıklara karşı beşeri tıp/veteriner tıp ortak yaklaşımının “Tek Tıp” sözcüğü ile ifade edilmesini teklif etmiştir.
Hayvandan insana bulaşan zoonotik hastalıklar arttıkça “Tek Tıp” kavramı daha da geliştirilerek “Tek Sağlık” kavramına ulaşılmıştır.
“Tek Sağlık” William Karesh’in “İnsan, çiftlik hayvanı veya yaban hayatı sağlığı artık tek başına tartışılamaz, tek bir sağlık var. Çözümler, herkesin farklı düzeylerde birlikte çalışmasını gerektiriyor” tespitini, Washington Post yazarı Rick Weiss, gazetede kaleme aldığı Ebola kanamalı ateşi hakkındaki yazısında kullanmasıyla popüler olmuştur.
2007 yılında Amerikan Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Dr. Roger Mahr ile Amerikan Tıp Derneği Başkanı Dr. Ronald Davis bir araya gelerek iş birliği yapılmasına ve “Tek Sağlık Komisyonu” kurarak beraber çalışılmasına karar vermiş, “Tek Sağlık” kavramını kurumlar düzeyinde uygulamaya sokmuşlardır.
Kurumsallaşan “Tek Sağlık” tıp doktorları, veteriner hekimler ve çevre sağlığı profesyonellerini bir araya getiren birleştirici bir kavramdır. Bu ortaklık, sürdürülebilir ve etkili toplum sağlığı müdahaleleri geliştirmek ve uygulamak için çevresel etkilerin rolünü değerlendirmek üzere epidemiyolojik ve laboratuvar incelemelerinin güçlendirilmesine olanak sağlamaktadır.
Dünyayı kasıp kavuran COVID-19 salgınıyla “Tek Sağlık” kavramı üzerine yazılar artmış, bu kavramın içini dolduracak şekilde dünya çapında hummalı bir çalışma başlamış ve sürdürülmektedir.
Tüm bu çalışmalar “Tek Sağlık” kavramını da içeren ama onun da üstünde başka bir kavrama ebelik etmiştir: “Gezegen Sağlığı”.
“Gezegen sağlığı, insan sağlığının, bağlı olduğu doğal sistemlerin durumu ile birlikte ele alındığı, tıbbın gelişmekte olan bir alanıdır. Gezegen sağlığı, yeryüzünün doğal sistemlerinde insan kaynaklı bozulmalar ve bunun halk sağlığı üzerindeki etkileri arasındaki bağlantıyı karakterize etmeye odaklanmıştır. Kayıtlara geçen en sıcak yıllardan tozlaşma elemanlarının dünya çapında yok olmasına, balıkçılığın küresel çapta çöküşüne ve kendimizi beslemek için gezegenin yaşanabilir yüzeyinin yaklaşık yarısını kullanmamıza kadar-küresel çevremizin değişmekte olduğu, şüphesiz bir gerçek haline gelmiştir. The Lancet dergisinin 8 Mart 2014 tarihli sayısında yayımlanan ve gezegen sağlığını irdeleyen manifestoda sınırsız bir büyümenin mümkün olmadığı, eşitsizliklerin giderek arttığı belirtilmiş; karşı karşıya olduğumuz risklerden dolayı değerlerimizde ve uygulamalarımızda ivedi dönüşümlere gerek olduğuna dikkat çekilmiştir. Gezegen sağlığının korunmasının insan sağlığını korumada en önemli etkenlerden biridir (http://kongre.teged.org/UTEK2018/abstract/tip-egitimine-yeni-bir-yaklasim-gezegen-sagligi).”
Yaşadığımız gezegenin sonlu kaynaklarının sonsuz ekonomik büyümeye yetmeyeceğini kavramanın zamanı geldi de geçiyor. Bunun yanı sıra gezegenimizde bulunan tüm canlı ve cansız varlıkların birbiriyle etkileşim halinde bulunduklarını görüp ve birinde oluşan dengesizliğin diğerlerini de zincirleme etkileyeceğinin farkında olup; gezgeni korumanın aslında kendi sağlığımızı, hayatımızı korumak olduğunun bilincine varmanın zamanıdır.
COVID-19 pandemisinin yol açtığı bunca acı, bunca kayıp, bunca yokluk ve yoksulluk karşısında insanlarda “Gezegen Sağlığı” bilinç sıçraması gerçekleşsin ve elimize geçen bu teselli kaynağıyla geleceğe daha güvenli bakabilelim.
Dr. Nedim İNCE
Mersin Tabip Odası