Helin Çakır ile Söyleşi: Haklarımızı Vermeyecekler, Biz Haklarımızı Bir Araya Gelerek Kazanacağız

Makale

Elazığ Üniversitesi Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Enes Kara’nın Ocak 2022’de yaşamına son vermesi, tıp fakültesi öğrencilerinin yaşadığı sorunları tekrar ülke gündemine taşımıştı. Eğitim, sağlık, barınma, beslenme gibi hakların kamu tarafından karşılanmaması ve pandemi ile birlikte derinleşen ekonomik kriz gençlerin ruhsal sorunlarını artırdı. Enes Kara’nın intiharı özelinde konuyu Türk Tabipleri Birliği (TTB) Tıp Öğrencileri Kolu’ndan (TÖK) Helin Çakır’a sorduk.

Enes Kara’nın ölümünün ardından tartışmaya açılan bir konu da tıp eğitimi ve bu eğitimi alan öğrencilerdeki gelecek kaygısıydı. Sizler yaşadığımız sürece dair ne tür kaygılar besliyorsunuz?

Helin Çakır: Tıp öğrencileri olarak henüz üniversiteye adımımızı attığımız ilk andan itibaren cinsiyetçi, bilimsellikten uzak, anti demokratik bir tıp eğitimi ve üniversite yönetimleri ile karşı karşıya kalıyoruz.  Sınav yoğunlukları ve zorluğu, staj döneminde sözlü sınavlarda karşı karşıya kaldığımız psikolojik şiddet, intörn hekimlikte kölece çalışma koşulları… Tıp eğitimi hâlihazırda bizi cendere içine almışken barınma sorunu, temel ihtiyaç giderlerimizi karşılayamamamız, geçinememek, ekonomik krizin yükünün adeta biz gençlerin üzerine yıkılması da yaşamlarımızı zorlaştırıyor. Ders çalışırken ay sonunu getirebilme kaygısı bizi büyük bir buhrana sürüklüyor. Barınma ücreti, yemekhane fiyatları, kırtasiye masrafları, yol ücretleri, market fiyatlarına zam üstüne zam gelirken aldığımız KYK bursu/kredisi zamlar karşısında daha da eridi ve bugün temel yaşam giderlerimizi dahi karşılayamıyor.

Anlattığınız sorunlar, geleceğinizi de etkiliyor değil mi?

Helin Çakır: Bugünümüz bu kadar karanlıkken geleceğimize dair ise en ufak bir aydınlık göremiyoruz. Sağlıkta artan şiddet, çalışma koşullarının her geçen gün kötüleşmesi, emeğimizin karşılığını alamadığımız bir ücretlendirme geleceğimiz için bizleri her geçen gün daha da kaygılandırıyor. Yetersiz kalan fakülte koşulları, akademik kadroların bilimsel çalışmalardan uzak, liyakatsiz bir şekilde oluşturulması ve son dönemde çok sayıda açılan yeni tıp fakülteleri eğitimdeki niteliksizliği de derinleştiriyor. Tıp öğrencileri ve genç hekimler arasında inanılmaz seviyede artan yurtdışı eğilimi ve TTB verileri bu kaygıyı gözler önüne seriyor. Bizler bu koşullarda ülkede mesleğimiz için bir gelecek göremiyoruz. Hayatı yoluna koyma çabasının verdiği yorulmuşluk, geleceğini görememenin verdiği güvensizlik, yılgınlık… Bu koşullar, tıp öğrencilerini psikolojik ve ekonomik bir çıkmaza itiyor. 

Peki, öğrencilerin nitelikli eğitim, barınma, beslenme sorunlarının çözümü için önerileriniz nelerdir?

Bugün arkadaşımız Enes’in ölümünün ardından dahi gençlerin barınma sorununa, geleceksizlik kaygısına, tıp eğitiminde karşılaştığımız sorunların çözüleceği bir geleceği dahi vaat edemeyen bir iktidar karşımızda. Yıllardır süregelen sorunlarımıza kulaklarını kapamış. Tam da bu sebepten biliyoruz ki haklarımızı vermeyecekler, biz haklarımızı bir araya gelerek kazanacağız. Bizler henüz gençlik yıllarımızda saçlarımızın stresten beyazlamasına, antidepresanlara, yaşamımızdan vazgeçmeye mahkûm değiliz. Özgür, eşit yarınlarda; tıp öğrencilerine ve sağlık emekçilerine güvenli eğitim ve güvenceli çalışma koşulları sağlandığı yarınlarda hep birlikte mücadele ederek yer alacağız. Nitelikli eğitim şartlarında, adil bir iş dağılımının olduğu, eğitim ve özlük haklarımızın temin edildiği, şiddete göz yumulmayan bir eğitim ve çalışma yaşamı istiyoruz. Bir arkadaşımızı daha kaybetmeye tahammülümüz yok. Kendisini yalnız hisseden, yaşadığı sorunlar girdabına karşı bir şeyler yapmak isteyen tüm tıp öğrencilerini mesleğimizin geleceğini, önlüğümüzün beyazını savunmaya TTB-Tıp Öğrencileri Kolu’nda birleşmeye çağırıyoruz.

Söyleşi: Vahdet Mesut Ayan

Tıp Dünyası Yayın Kurulu Üyesi