TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu
Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu olarak düzenlediğimiz “VII. Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kongresi”ni 1-3 Nisan 2022 tarihleri arasında Diyarbakır’da gerçekleştik.
Dünyamız uzun süredir ekolojik yıkımla boğuşuyor. Selleri, yangınları, depremleri maalesef son dönemde daha çok gözlemliyoruz. COVID-19’un da ekolojik yıkımın bir veçhesi olarak karşımıza çıktığını, bu krizlerin ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirdiğini, kadınları olumsuz anlamda etkilediğini çok kez belirttik. Bu gerçeklik ile “VII. Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kongresi”nin başlığını “Ekolojik Kriz, Kadın ve Kadın Sağlığı” olarak belirledik.
Bu bağlamda patriyarka ve derinleşen ekolojik kriz kongrede multidisipliner bir yaklaşımla ele alındı. Diyarbakır Tabip Odası ev sahipliğinde ve Türkiye’nin dört bir yanından tabip odalarının, emek-meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, uzmanlık derneklerinin aktivistlerinden yaklaşık 150 katılımcının katkısıyla gerçekleştirdiğimiz kongrede iki atölye, yedi panel, bir forum yer aldı.
Kongre bildirgesinin sonuç bölümünde şu ifadeler yer aldı:
Bizler TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu olarak;
Gezegenin sahip olduğu tüm doğal varlıkların, insanlığın binlerce yıllık belleğini, birikimini temsil eden varlıkların sınırsız tüketimine, ormansızlaştırmaya, fosil yakıtların ölçüsüz kullanımına ve bunun sonucunda sellerden sıcak hava dalgalarına, su kıtlığından geniş alanların giderek artan çölleşmesine kadar farklı yöntemlerle gelen ekokırıma karşı mücadelenin bir parçasıyız.
Çünkü tanık olduğumuz yıkımları yorumlamanın yeterli olmadığını, bunlara neden olan sistemi değiştirmenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle güçlü olma, sahip olma, fethetme politikaları olmadan doğayla birlikte yaşamanın yeni yollarını denemek, yaşamı özgür kılacak, ihtiyaç için üretilecek, yaşamı ve yaşam alanlarını koruyacak başka bir yaşamı örmenin zorunlu hale geldiğini, bu perspektifi yaşama geçirmenin sorumluluğunu sahipleniyoruz.
Bunun için;
Başka bir sağlık sistemi mümkün diyoruz.
Tıp eğitimi mezuniyet öncesi ve sonrasında da ekolojik düşünmeyi içerecek şekilde planlanmalıdır.
Hastalıkların önlenmesine, bunun için de ekolojik dengenin korunmasına dayalı, koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen, sosyalizasyonu ve toplumun kendisinin dile getirdiği ihtiyaçları esas alan, yatay, hiyerarşisiz, tahakkümsüz, yerel ve yerinde verilen, binalarla sınırlı olmayan, bilginin tahakkümüne değil, eşitliğe ve dayanışmaya dayanan bir sağlık sistemi olmalıdır.
Meslek örgütünde her aşamada yönetimden aktivistine toplumsal cinsiyet eşitliğine dayanan kadın bakış açısının içselleştirilmesi elzemdir.
Yerellerde ataerkil mekanizmaları değiştirmek için örgütlenerek, eşitlikçi bir yönetimi, toplumsal cinsiyet eşitliğinde birlikte karar almayı ve ekoloji politik yaşamı örmeyi öneriyoruz.
Bizler, insanın ve dünyanın umutlu ve sağlıklı geleceğini, insanın doğadan özgürleşmesi yerine, insanın doğayla birlikte özgürleşmesinde aramaktayız ve bu mücadelede kadın hekimler olarak biz de varız.