Kapitalizm, Ukrayna savaşı ve yoksulluk
Mustafa Durmuş
Ukrayna’daki savaşla birlikte yoksulluk (ve açlık) küresel çapta yükselişe geçti. Bunu Türkiye’de biz de gündelik yaşantımızda gözlemlemekteyiz. Ancak bu yeni bir olgu olmamakla birlikte kapitalizm tarihinde daha önce de yaşanmıştır. Sadece farklı dönemlerde doz farklılıkları bulunmaktadır. Örneğin 1980’ler öncesinde göreli olarak daha az iken, sonrasında, neoliberalizm ile birlikte iyice artmıştır.
Yoksulluk, kapitalizme içkin bir sorundur. Bunun temelinde kapitalizmin neden olduğu gelir bölüşümü adaletsizlikleri, emek sömürüsü, küreselleşme ile birlikte artan emperyalist sömürü ve tarımda artan dışa bağımlılık ve teknolojinin neden olduğu işsizlik gibi etkenler var.
Kapitalist düzende yoksulluğun temel nedeni olan gelir adaletsizliğinin özünde iki ana faktör mevcuttur: Emek-sermaye çatışması ve kapitalistlerin kendi aralarındaki amansız rekabet. Her ikisi de emekçilerin yoksullaşmasına neden olmaktadır.
Yani öncelikle işçi sınıfının üzerinden gerçekleştirilen artı değer sömürüsü gelir ve servetin eşitsiz, adaletsiz bölüşümüne neden olmaktadır. Çünkü sınıf mücadelesi içinde her iki sınıf da bölüşümden aldığı payı artırmaya çalışmaktadır. Sermayedarlar kârlarını artırdığında, bu işçi ücretlerinin düşük kalmasına yol açıyor ki bu da gelir eşitsizliğine ve işçilerin yoksullaşmasına neden oluyor. İşçiler ücretlerini artırdığında ise, kâr azalırken gelir dağılımı iyileşiyor ve yoksulluk azalıyor.
İkinci olarak, kapitalizm kâr sürümlü bir sistemdir. Daha fazla kâr için kapitalistler kendi aralarında rekabet eder, bu yolda emek tasarruf edici yeni teknolojilere yatırım yaparlar. Aynı zamanda da işçileri baskılayarak onları daha düşük ücretlerle ve /veya daha verimli çalışmaya zorlarlar. Böyle olunca işçilerin aldıkları pay azalır, bu da işçilerin yoksullaşmasına neden olur. Tarımın dışa bağımlı hale getirilmesi ve yüksek gıda enflasyonu gibi nedenler de yoksullaşmayı artırır. Kısaca yoksulluk sorununun özünde kapitalizm ve kapitalist ulus devletler var.
Öte yandan, Ukrayna savaşının özgün bir biçimde yoksulluğu ve açlığı artırdığını da vurgulamak gerekir. Çünkü bu savaş ile birlikte enerji ve temel gıda üretimi ve dağıtımının maliyetlerinde ve fiyatlarında çok ciddi artışlar meydana gelmiştir.
Öncelikle Ukrayna’daki savaş, COVID-19 salgını nedeniyle bir süredir aksayan küresel tedariki daha da zorlaştırdı, çünkü Rusya ve Ukrayna dünyanın iki önemli enerji, hammadde ve temel gıda tedarikçisi ülkesidir. Rusya dünyadaki buğday üretiminin yüzde 11’ini, ham petrolün yüzde 12,1’ini, doğal gazın yüzde 16,6’sını, paladyumun yüzde 43’ünü ve alüminyumun yüzde 6’sını sağladığı gibi, aynı zamanda önemli bir gübre, titanyum, nikel, bakır ve platin üreticisi bir ülkedir. Bu nedenle Rusya’ya uygulanan yaptırımlar bu maddelerin girdi olarak kullanıldığı sektörlerde üretim sorunlarına ve ciddi fiyat artışlarına yol açmaktadır.[1] Ayrıca bu iki ülke, küresel ayçiçeği yağı ihracatının yüzde 10’unu, kolza yağının yüzde 12’sini, mısırın yüzde 16’sını, arpanın yüzde 23’ünü ve buğdayın yüzde 27’sini gerçekleştirmektedir.[2] Diğer yandan, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri bu iki ülkeden ithal edilen tahıla yüzde 25-74 oranında bağımlıdır. Mısır, buğday ithalatının yaklaşık yüzde 73’ünü, Türkiye ise yüzde 75’ini bu iki ülkeden sağlamaktadır.[3] Böylece savaş nedeniyle enerji ve temel gıda maddelerinin fiyatları arttığında, ithalata ağır bağımlı yoksul ülkeler, özellikle de yoksul halklar iyice yoksullaşmaktadır.
|
Nitekim savaşın ikinci ayında (Mart’ta), FAO “Gıda Fiyat Endeksi” ortalama 159,3 puan oldu. Yani Şubat ayına göre 17,9 puan artarak 1990’dan bu yana en yüksek seviyeye çıkmıştır.[4] Nisan ayında 158,5 puana gerilese de, geçen yılın Nisan ayındaki değerinin yüzde 29,8 üzerinde kalmıştır.[5]
Türkiye’deki yoksulluğu ise bütünüyle savaşa bağlamak yanıltıcı olur. Zira savaş çıkmadan önce yoksulluk derin bir yoksulluğa dönüşmeye başlamıştı. Ayrıca enflasyon Şubat’ta dahi yüzde 50 civarında, asgari ücret ise açlık sınırının altındaydı. Kaldı ki Nisan’da küresel gıda fiyatlarında düşüş olmasına rağmen Türkiye’de gıda enflasyonu 20 puana yakın artarak resmî olarak yüzde 90’a yükseldi.
Özetle, Ukrayna savaşı ülkemizdeki yoksulluğu artırdı ama yoksulluğumuzun tek nedeni savaş değil. Asıl neden kapitalist üretim ve bölüşüm tarzı ve bu sistemin iktisadi ve politik egemenlerinin izlediği emek karşıtı politikalardır.
[1] https://www.brinknews.com/quick-take/russias-attack-on-ukraine-drives-up-commodity-prices (24 February 2022).
[2] https://www.statista.com/chart/27225/russian-and-ukrainian-share-of-global-crop-exports (11 April 2022).
[3] https://thenextrecession.wordpress.com/ukraine-russia-like-an-earthquake (20 March 2022).
[4] https://www.fao.org/worldfoodsituation/foodpricesindex (8 Mayıs 2022).
[5] Agr.