Dr. Gönül Malat/Tıp Dünyası Yayın Kurulu Üyesi
Uzaktı dön yakındı dön çevreydi dön
Yasaktı yasaydı töreydi dön
Kestim kara saçlarımı n’olacak şimdi
Bir şeycik olmadı – Deneyin lütfen –
Aydınlığım deliyim rüzgârlıyım
Gittim geldim kara saçlarımdan kurtuldum…*
Bu dünya nereye sürükleniyor dostlar! Bu öldürme özgürlüğü niye? Bir belgeseli seyrediyor gibi eli silahlı, sopalı katillerin masum insanları öldürmelerini seyrediyoruz. Beyaz derili polis, kara derili bir adamın boğazına dizini dayayıp öldürebiliyor. IŞİD, bütün Ezidi genç kızları cinsel şiddete mahkûm ediyor. Anneler güzel kızlarını mollalardan kaçırmak için İran’ın dışına yani yurtdışına gönderiyor. Taliban burka giymiyor, direniyor ve kızların eğitim haklarını savunuyor diye Malala’yı öldürmeye kast ediyor. Yemen de Tevekkül Karman burkasını çıkarıp yüzünü açıkta bırakan başörtüsüyle dolaşıyor diye ölüm tehditleri alıyor. Afganistan da insan hakları savunucusu kadın gazeteciler kurşuna diziliyor. A.B.D.’de kadın erkek eşitliğini savunan ve eşit vatandaşlık konusunda çalışmalarıyla takdir edilen yüce mahkeme üyesi Ruth Bader Ginsburg vefat edince Trump, yerine kadınlar evde oturup çocuk baksın diyen muhafazakâr bir yargıç atıyor. Her cuma iklim krizi için okul grevi yapan Gretha Thunberg’e, petrol üreticileri “Güzel de kızsın hani? Kaşınıyorsun! Uçkurumuzu açıp kaşırız haaa..” minvalinde seslerini yükseltiyor neden?
Neden bu yargısız ama önyargılı infazlar? Tekrar soruyorum bu öldürme özgürlüğü niye? Neden bu utancı taşıyamıyoruz? Hissedemiyoruz neden? Vicdanların kararması neden?
Ben bir insanım. Düşünen. Kendimce yaşamaya çalışan. Saçlarımın rüzgârda savrulmasından hoşlanan! Saçlarım benim direncim. Ne istediniz benden ve benim gibilerden? Beni saçlarımla yaftalamak da neyin nesi? Siz mollalar Kur’an-ı Kerim’i hiç okumaz mısınız? Orada “Sizin dininiz size, benim dinim banadır,” der.
Bırakın bizi. Özgürce yaşayalım inancımızı. Günahlarımdan ben sorumluyum çünkü! Bu çağ yangınını durdurun artık. Hem size bir şey söyleyeyim mi? Saçlarımızla yaftaladığınız çağın sonuna geldik. Yeniçağ artık bizim. Biz kadınların. Bakın Sudan’da Alaa Salah’a milyonları ardında sürüklüyor. İzlanda’ya ve Finlandiya’ya bakın. Müslümanların yoğun yaşadığı Yeni Zelanda’ya bakın. Hepsi de öldürme özgürlüğünün karşısında. Şiddetsiz toplum, şiddetsiz dünya istiyorlar.
İran’da ok yaydan çıktı artık. Binlerce Mahsa Amini var. Sizin öldürme özgürlüğünüz varsa benim de o binlerce Mahsa Amini içinde yaşama özgürlüğüm var. Dünyanın dört bir yanından İranlı kadınlara destek yağıyor. Bakın komşumuz Türkiye’ye insan hakları savunucusu ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, saçlarını kazıdı ve birçok kadın hekim de. Neden biliyor musunuz? Beni yaşatmak için. Evet, yaşatmak! Çünkü işleri bu!
Sizin lanet olası öldürme özgürlüğünüz varsa onların da yaşatma niyetleri ve özgürlükleri var.
Şiddetsiz ve özgür bir dünya için sevgilerimle…
Mahsa Amini
*Gülten Akın