Dr. Ali İhsan Ökten/TTB Merkez Konseyi II. Başkanı
Türk Tabipleri Birliği (TTB) bu topraklarda 70 yıldır hekimlerin örgütlü sesi, kolektif iradeyle sağlık alanında mücadele yürüten, kamu kurumu niteliğinde bir örgüttür. TTB, üye olsun veya olmasın tüm hekimlerin haklarını koruma ve yurttaşların nitelikli sağlık hizmeti alması için çalışan bir meslek örgütü olmasının yanı sıra özellikle son günlerde yaşanan haksızlığa hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı çıkan demokratik kitle ve bir mücadele örgütüdür.
TTB, sadece günümüzde değil, geçmişte de iktidarların hedefi konumuna gelmiştir. 12 Eylül’den sonra idamlara karşı çıkan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Nusret Fişek’e, daha sonraki yıllarda Dr. Füsun Sayek’e, son olarak “Savaş, bir halk sağlığı sorunudur” dediği için 11 Merkez Konseyi üyesine dava açılmıştı. Davanın beraatla sonuçlanmasıyla savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğu mahkemeler tarafından da onaylanmıştır. Pandemide tüm varlıklarını ortaya koymalarına rağmen pandeminin şeffaf yönetilmediğini, verilerin sakladığını yaptığı açıklamalarla ortaya koyan TTB Merkez Konseyi, yine iktidarın hedefi haline gelerek kapatılma tehdidiyle karşı karşıya gelmiştir. Geçtiğimiz dönem hekim ve sağlık alanındaki sorunları dile getiren, yaklaşık bir yıllık bir programla alana inen, birçok eylem yapan TTB, iktidarın hedefi olmakta gecikmedi. Şimdi TTB yeniden iktidarın hedefindedir. TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, uzmanlık alanı dâhilinde yaptığı açıklama nedeniyle haksız, hukuksuz ve antidemokratik yöntemle tutuklanmış, üç duruşma sonunda tahliye edilmiş; ancak kendisine 2 yıl 8 ay 15 gün ceza verilmiştir. Bununla da kalınmamış, Merkez Konseyi hakkında “amaç dışı faaliyetler” nedeniyle görevden alma davası açılmış, yetmemiş anayasal koruma altında olmasına rağmen TTB yasa değişikliği gündeme getirilmiştir. Bunlar da az gelmiş, şimdi konseyin tüm üyeleri hakkında asılsız suçlamalar ile soruşturma açılmıştır.
TTB’nin amaç dışı faaliyetleri eğer aşağıdakilerse biz bunları yapmaya her zaman devam edeceğiz:
- Haksız, hukuksuz, antidemokratik her türlü uygulamalara karşı çıkacağız,
- Savaş bir halk sağlığı sorunudur, demeye devam edeceğiz,
- Herkes için iyi, nitelikli, ücretsiz ve herkese eşit sağlık hizmeti istemeye devam edeceğiz,
- Birinci basamağı kuvvetlendirip basamak sistemine geçilmesini önereceğiz,
- Sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesine, özelleştirilmesine karşı çıkacağız,
- Mesleki bağımsızlığımız ve özerkliğimizin gasp edilmesine sessiz kalmayacağız,
- Hekimlerin ekonomik ve özlük haklarına her zaman sahip çıkacağız,
- Tıp eğitiminin niteliksizleştirilmesine karşı çıkacağız,
- Sağlık Bilimleri Üniversitesindeki atamaların adrese teslim kadrolara açılmasına karşı olacağız,
- Üniversitelerde bilimsel özgürlüğü ve özerkliği savunacağız, kayyum rektör atamalarına karşı çıkacağız,
- Şehir hastanelerine ödenecek miktarın ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini 25 yıl ipotek altına aldığını her seferinde dile getireceğiz,
- 3-5 dakikada bir muayenenin hasta ve hekim haklarına karşı olduğu anlatacağız,
- Aylar sonraya verilen muayene, tetkik ve ameliyat randevularına karşı söz söylemeye devam edeceğiz,
- Sağlıkta Dönüşüm Projesinin ve kışkırtılmış sağlık politikalarının, sağlıkta şiddete, malpraktise, niteliksiz sağlık hizmetine neden olduğunu ve sağlık sistemini çökerttiğini söyleyeceğiz,
- Pandemide sahadan aldığı verileri bilimsel verilerle güçlendirip hakikat üzerinden yaptığı açıklamalarla iktidarın bu konudaki turkuaz tablosunu, kara tabloya çevirdiği gibi, sağlık verilerinin gerçeğini, sağlıktaki eşitsizlikleri dile getireceğiz,
- Nükleere santrallere, termik santrallere, ekolojik yıkım ve ekolojik krize karşı dur demeye; doğaya, ağaca, yeşile, ve her türlü canlıya sahip çıkmaya devam edeceğiz,
- Malpraktis yasasının hekimlerin ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğunu vurgulamaya devam edeceğiz,
- Yeni bir proje olarak sunulan Beyaz Reformun aslında Sağlıkta Dönüşüm Projesinin bir devamı olduğunu ve sağlık hizmetlerini daha da geriye götüreceğini belirterek, yeni bir DÜNYA, yeni bir TÜRKİYE ve yeni bir SAĞLIK SİSTEMİ kurmak için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Bunlara daha birçok neden ekleyebiliriz. Tabii ki iktidar, sağlığı meta haline getiren politikalarına karşı mücadele eden bir örgütü ortadan kaldırmak veya işlevsiz hale getirmek için elinden geleni yapacaktır. Merkez Konseyi Başkanı’nı içeri atacak, tüm konseyi örgüt üyeliği ile suçlayacaktır, bizleri görevden almaya çalışacaktır.
Her şeye rağmen TTB Merkez Konseyi ve tüm organlarında görev alan hekimler, söz konusu baskı, tehdit, soruşturma, gözaltı ve tutuklamalara rağmen, mesleğin etik ilkelerinden vazgeçmeden; meslektaşlarının sorunları, toplumun sağlık hakkı için hiçbir taviz vermeden bilimsel doğruları savunmaya ve uygulamaya devam edecektir. Yukarıda yaptıklarımız eğer suçsa, eğer amaç dışı faaliyet ise bizler TTB Merkez Konseyi ve örgütümüz olarak bu suçu işlemeye ve amaç dışı faaliyetleri yapmaya devam edeceğiz.