Etlik Şehir Hastanesi, Ankara’nın Köklü Hastanelerini Yok Ederek Var Oluyor

Makale

 

Temeli 2013’te atılan Etlik Şehir Hastanesi (EŞH) için dönemin Sağlık Bakanı (SB) Recep Akdağ, inşaattın başlamasından çok önce apar topar Etlik İhtisas Hastanesi’ni boşalttırmış, sağlık çalışanlarını diğer hastanelere dağıtmıştı. SSK tarafından 1997’de tamamlanan Etlik İhtisas Hastanesi, kurumun kendi arazisi üzerinde yapılmış, helikopter ambulansların bile hasta getirebildiği Ankara’nın yeni hastanelerindendi. Etlik Kasalar olarak bilinen bu muazzam arazinin diğer ucunda ise Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesinin (EAH) poliklinikleri, nükleer tıp, radyoloji bölümleri vardı. Bu bina oldukça büyük, yüksek tavanlı, çok pencereli, bina içinde sedyenin gidebileceği rampaları olan ideal hastane mimarisine örnekti. Birkaç yıl sonra boşaltılan bu hastane şimdi bir kenarda yıkık dökük beklemektedir.

Yine EŞH için planlamalar dâhilinde Keçiören Meslek Hastalıkları Hastanesi ve Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi birleştirilerek Gazi Mustafa Kemal Çevresel ve Mesleki Hastalıklar Hastanesi olmuştur. Keçiören EAH, Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi EAH ile Ankara Atatürk Sanatoryum EAH şeklinde birleşerek kapatılmıştır. Dışkapı, Sami Ulus, Onkoloji, Etlik Zübeyde Hanım Kadın Doğum, Ulucanlar Göz EAH gibi kamunun köklü beş hastanesi de EŞH için feda edilmiştir. Planlama bu hastanelerin tamamen boşaltılıp kapatılmasıyken Ankara da 121 sivil toplum, meslek örgütü, sendikadan oluşan Hastanemi Açın Platformu’nun mücadeleleri, genel seçimin yakın olması, hastaların tepkileri nedeniyle gerçekleşmemiştir. Bu beş hastanenin sağlık çalışanlarının, tıbbi ekipmanın çoğu EŞH’ne geçirilmiş, geride az sayıda personel, düşük kapasiteyle, basit işlemlerin ve polikliniğin yapıldığı hastaneler kalmıştır. Son dönemde deprem gündemi nedeniyle Dışkapı ve Sami Ulus hastanelerinin depreme dayanıksız oldukları öne sürülerek yıkım karaları açıklanmıştır.

Ayrıca EŞH’ye tayinleri yapılan ve geride bırakılan personelin özellikle hekimlerin hangi kritere göre, kimlerin kararıyla seçildiği sorgulanmaktadır. İki tarafta da ekiplerin bölünmesi nedeniyle çalışmalar aksamıştır. EŞH’ye geçiş sürecinde çalışanlara, hekimlere açıklama yapılmaması, çalışanlar arasında ayrımcılık yapıldığı kanısı, kişileri örselemiş, tepkilere neden olmuştur.

EŞH proje finansmanı Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Uluslararası Finans Kurumu ve Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası tarafından karşılanmış, 1.022.000 m2lik muazzam Etlik Kasalar arazisi Sağlık Bakanlığı tarafından verilmiştir. Sağlık çalışanları SB’nın kadrolu kamu personelidir, dolayısıyla bu çalışanların ücretleri genel bütçeden karşılanmakta, EŞH firması Türkerler için çalışmaktadır. Üstüne üstlük firmaya yatırım kullanım (kira) bedeli ve zorunlu hizmetler karşılığı olarak SB bütçesinden dolara endeksli her geçen yıl artan ödeme yapılmaktadır.

Sözleşme bedeli 2,2 milyar Euro, 4.050 adet yataklı EŞH’nın firması

Türkerler toplam işletim süresini 24 yıl olarak açıklamaktadır, hastanenin 2017’de bitmesi gerekirken hastane ancak beş yıllık gecikme ile 2022’da açılmıştır. Gecikme için ceza ödenmediği gibi işletim süresi de kısaltılmamıştır. Açılıştan altı ay önce doktorlar hastanede gezdirilerek yapılan tanıtımlarda “çantanızı alıp geleceksiniz” denildiği halde, taşınma sırasında tıbbi cihaz ekipmanının çoğunun sözleşmeye aykırı bir şekilde eksik olduğu görülmektedir. Hastane çevresindeki giriş, yollar, otopark katlarındaki çalışmalar, açılıştan sonra uzun süre devam etmiştir. Binaların tavanlarında patlayan borulardan akan sular, küçük çaplı yangınlar, binaların tamamlanmadan aceleyle açıldığını göstermektedir. Diğer yandan EŞH’nin hizmet verilebilmesi için Sağlık Bakanlığı hastanelerinin malı olan; doktorlara zimmetli, çoğu tıbbi cihaz, sarf malzemesi, ilaç, cerrahi set gibi malzemelerin bu beş hastaneden getirilmesi ve şirkete kullandırılması ne kadar yasaldır, üzerinde düşünmek gerekir.  

Bölge şehir planlaması açısından bakıldığında da metro ağının olmadığı bir yerde kurulan EŞH, 10 bini bulan personeli, günlük giriş çıkış yapan hasta ve yakınlarıyla toplam 50 bin kişiyle ulaşım, araç trafiği sorunu yaratmaktadır. Zaten hastaların en çok yakındıkları konu da kolayca ulaştıkları hastanelerinin elinden alındığı, şehir hastanesinde bir yerden bir yere ulaşabilmenin kafa karıştırıcı ve yorucu olduğudur.

Görüldüğü gibi Kamu-Özel Ortaklığı modeliyle yapılan şehir hastaneleri hazineden yapılan yüksek ödemeler nedeniyle ciddi bir kamusal yük oluşturmaktadır.