Türk Tabipleri Birliği (TTB), 6 Şubat 2023’de meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili ikinci ve üçüncü ay raporlarını yayımladı.
Deprem bölgesindeki geçici yerleşim alanlarının incelendiği İkinci Ay Deprem Raporu, 5 Nisan 2023 günü TTB’de düzenlenen basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı. Basın toplantısının açılışını yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB’nin birinci ay raporunu açıkladığı 4 Mart 2023’ten bu yana yürüttüğü faaliyetleri aktardı. Korur Fincancı, sağlık hizmeti sunumu ve koordinasyon, kamu kurumları ile yapılan yazışmalar, deprem bültenleri ve hızlı değerlendirme raporlarından söz etti.
TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Karer Yurtdaş, barınma/konut hakkını nasıl ele aldıklarına ilişkin bir bilgilendirme yaptı. Birleşmiş Milletler Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi’nin konut hakkını tanımını aktaran Yurtdaş, kadınlar, yaşlılar, mülteciler, mental hastalığı bulunanlar gibi bazı grupların barınma hakkının öncelikle gözetilmesi gerektiğine dikkat çekti.
TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Onur Naci Karahancı, barınma sorununun boyutunun görülebilmesi için hasar tespit çalışmalarının sonuçlarına bakılması gerektiğini belirtti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un “Hasar tespit çalışmaları bir hafta içinde tamamlanacak” açıklamasının bir baskı unsuru olduğunu ifade eden Karahancı, bununla birlikte düzenli veri paylaşılmamasının da güvenilirliği zedelediğinin altını çizdi.
Türkiye’de birçok alanda yaşanan verilere erişim sorununun deprem özelinde de görüldüğünü söyleyen Dr. Karer Yurtdaş; hasar tespit, hanehalkı büyüklüğü, şebeke suyu gibi veri başlıklarındaki belirsizliklerden örnekler verdi. Yurtdaş, yetkililerin basına yansıyan açıklamalarındaki verilerden hareketle yaklaşık 2 milyon kişinin geçici yerleşim alanlarında olduğunu, 3 milyonu aşkın kişinin deprem bölgesi dışına ve 800 bin kişinin deprem bölgesindeki kırsal alana göç ettiğini, dolayısıyla yaklaşık 6 milyon insanın barınma sorunu yaşadığını kaydetti.
Dr. Onur Naci Karahancı da geçici yerleşim alanlarındaki barınma koşullarına ilişkin TTB’nin elde ettiğini verileri sıraladı. Karahancı; altyapı, kırılgan kesimlerin gereksinimleri, çadır yerleşimleri, beslenme olanakları, atık yönetimi, güvenlik, sağlık hizmetleri gibi başlıklardaki sorunlardan ve yetersizliklerden söz etti.
1-30 Nisan 2023 tarihleri arasındaki sürece odaklanan Üçüncü Ay Deprem Raporu ise 9 Mayıs 2023’te düzenlenen basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı. “Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerine Erişim ve Sağlık Çalışanlarının Sağlığı” başlıklı raporda depremin üçüncü ayında birinci basamak sağlık hizmetlerinin nasıl sunulması gerektiği, bölgedeki sağlık hizmetlerine erişimin önündeki engeller, sağlık hizmetlerinin ve sağlık emekçilerinin durumu gibi başlıklar yer aldı.
Basın toplantısında ilk söz alan TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Vedat Bulut, depremin 90’ıncı günü geride kalmasına rağmen halen birinci basamak sağlık hizmetlerine ve sağlık çalışanlarının güvenli konaklama ve güvenli suya erişimine dair çözülmemiş sorunlar olduğunu söyledi.
Raporun sunumunu gerçekleştiren TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB Deprem Kriz Merkezi ile kol ve çalışma gruplarının depremin ilk gününden itibaren bölgede çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı. Bölgede barınma, temiz su ve gıdaya erişim, kurallara uygun enkaz kaldırma gibi sorun başlıklarından söz eden Korur Fincancı, halk sağlığının korunması için çözüm odaklı hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Deprem bölgesindeki sağlık hizmetlerinin halen kurgulanamıyor olmasının hekimleri/sağlık emekçilerini tükenme noktasına getirdiğini ifade eden Korur Fincancı, kanser taramalarının da etkili şekilde yürütülemediğini belirtti. Korur Fincancı, depremin üçüncü ayında halen tuvalet ve banyo sorununun çözülemediğini, özellikle kadınlar ve çocuklar için güvensiz olan derme çatma düzenlemelerin sürdüğünü aktardı.
Dayanıklı olmayan hastanelerin yapı sorumluları hakkında ve molozların yaşam alanlarına dökülmesi ile ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu aktaran Korur Fincancı, bölgedeki gereksinimleri karşılamak amacıyla da kadınlar için bakım ve hijyen setlerinin, hekimler için de tıbbi araç ve gereçlerin dağıtımına devam edildiği bilgisini paylaştı. Afet ve olağanüstü durumlarla baş edebilmenin kamusal bir görev olduğunu anımsatan Korur Fincancı, bu süreçte emek veren tabip odaları ile TTB kollarına ve çalışma gruplarına teşekkür etti.
Raporlama ve verilerin değerlendirilme süreci ile ilgili olarak söz alan TTB Halk Sağlığı Kolu Başkanı Dr. Gamze Varol, tüm yükün hekimlerin/sağlık emekçilerinin üzerine yüklendiğini ifade etti. Barınma ve tek tip beslenmenin yaygın bir şikâyet olduğunu dile getiren Varol, bir diğer ciddi sorunun da belirsiz çalışma koşulları olduğunu ifade etti. Varol, bağışıklama hizmetleri ile gebe, çocuk, engelli ve kronik hastalık takiplerinin birinci sağlık hizmetleri için beklenen düzeyde gerçekleşmediğini, pek çok ilde ise bu takiplerin yapılmadığını ve sürekli olması gereken bağışıklama gibi konularda hizmetlerin ancak başvuru temelli verilebildiğini aktardı.
TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Adalet Çıbık, “Pandemide yönetemiyorlar demiştik, depremde de öldük, tükeniyoruz” ifadelerini kullandı. Bölgede kadın ve üreme sağlığı hizmetlerinin neredeyse hiç verilmediğini aktaran Çıbık, kamu otoritesinin sorumluluğundaki sağlık hizmetlerinin gönüllü hekimler/sağlık emekçileri tarafından yürütüldüğünü dile getirdi. Çıbık, depremin üçüncü ayı biterken halen koordinasyonsuzluğun sürdüğünü ifade etti.
TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları, deprem sonrasında oluşan birinci basamak sağlık hizmeti ihtiyacının karşılanamadığını ifade ederek, aile hekimlerinin ise mobbinge varan çalışmaya zorlama anlayışıyla karşı karşıya kaldığını söyledi. Yaşam ve toplanma alanlarında ayrımcılığın yoğun olarak yaşandığını dile getiren Eroğulları, bölgede uyuz ve ishal vakalarının arttığını söyleyerek “Bölgede halen temiz kullanma suyu, güvenli barınma alanları ne yurttaşlar ne de hekimler için sağlanamadı” ifadesini kullandı.
TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ahmet Karer Yurtdaş ise deprem bölgesindeki asistan hekimlerin sorunlarından bahsetti. Bölgede 1500 civarında asistan hekim olduğunun düşünüldüğünü aktararak “Bu arkadaşlarımızın eğitim süreçlerine dair bakanlık üzerine düşeni yapmıyor. Arkadaşlarımızın eğitimleri tamamen durmuş noktada” ifadelerini kullandı. Tıpta Uzmanlık Kurulu’nun konuyla ilgili aldığı kararların da çözüme yönelik olmadığını ifade eden Yurtdaş, “Tıpta Uzmanlık Kurulu ve Sağlık Bakanlığı’na yaptığımız bildirimlerin yanıtsız bırakıldığını görüyoruz. ‘İstifa edin, yeniden uzmanlık sınavına çalışırsınız’ diyen bürokratları biliyoruz. Yöneticilerinin tutumlarının farkındayız. Bunu dönüştürmek için elimizden geleni yapacağımızı ve tüm bu süreci not ettiğimizi belirtmek istedik” ifadelerini kullandı.
TTB İkinci Ay Deprem Raporu ve TTB Üçüncü Ay Deprem Raporu ile ilgili haberlerin tamamına TTB’nin sayfasından ulaşabilirsiniz.