Dr. Şebnem Korur Fincancı Hakkında Açılan Tazminat Davası Başladı: İnsan Hakları İhlali İddialarını Değerlendirmek Hem Yurttaş Hem Akademisyen Hem de İnsan Hakları Aktivisti Olarak Sorumluluktur!

Haberler

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında, katıldığı bir canlı yayındaki beyanları gerekçe gösterilerek Milli Savunma Bakanlığı tarafından açılan manevi tazminat davasının ilk duruşması 12 Ekim 2023 günü Ankara Dışkapı Adliyesi’ndeki 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve avukatlarının katıldığı duruşmayı TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Vedat Bulut ile emek-meslek ve insan hakları örgütlerinin temsilcileri de takip etti.

Duruşmada söz alan Av. Meriç Eyüboğlu; Hukuk Muhakemeleri Kanunu 119. madde uyarınca davanın dayandığı maddi olguların somutlaştırılması gerektiğini, oysa davacının somut maddi bir vakaya ve vakayı ortaya koyacak bir delile dayanmadığını ve bu usul hatası nedeniyle davanın reddedilmesini istedi. Eyüboğlu, ceza davasında Milli Savunma Bakanlığı’nın katılma talebinin reddedildiğini ve “kurumları aşağılama” iddiasının iddianamede yer almadığını da sözlerine ekledi.

Av. Hülya Yıldırım da Milli Savunma Bakanlığı’nın tüzel bir kişiliğe haiz olduğuna dikkat çekerek Borçlar Kanunu gereği tüzel kişiler bakımından manevi tazminat istenmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Mahkeme ise dava şartlarının bulunduğu iddiasıyla itirazları reddetti. Dava, 11 Ocak 2024 gününe ertelendi.

Duruşma sonrası Dışkapı Adliyesi önünde kısa bir açıklama yapıldı. Açıklamada ilk sözü alan Av. Meriç Eyüboğlu, ortada bir iddia olmakla birlikte iddianın dayanağının mahkemeye sunulmadığını, bu nedenle davada mevcut hukuk kurallarına açık aykırılık bulunduğunu söyledi. Usule ilişkin yaptıkları itirazların yanlış bir biçimde reddedildiğini aktaran Eyüboğlu, gelecek duruşmalarda da bu yanlışlıkları dile getireceklerini kaydetti.

Dr. Şebnem Korur Fincancı ise davaya gerekçe oluşturulan açıklamaları hem bir yurttaş sorumluluğuyla hem bir akademisyen olarak bilginin yüklediği sorumlulukla hem de insan hakları mücadelesinde bir özne olmanın sorumluluğuyla yaptığını söyledi. İnsan hakları ihlali iddialarını değerlendirmenin, tartışmanın ve eleştirmenin dünyanın her yerinde bir yükümlülük olduğunu belirten Korur Fincancı sözlerini İsrail ile Filistin arasındaki savaşı örnek vererek sürdürdü:

“Eğer biz insan hakları ihlallerini araştırmazsak, eleştirmezsek devamı olur. Bir haftadır yaşananlar ortada. Evet, İsrail’de bir savaş var ama öncesinde işgal var, tacizler var, yerleşim alanlarının çoğaltılması var, Filistinlilere yaşam alanı bırakılmaması var. Şimdi de Gazze bombalanıyor, siviller öldürülüyor. Dahası, yasaklı fosfor bombası kullanıldığı iddia ediliyor. Sivil yerleşim alanlarının bombalandığı görüntüler bir devlet başkanı tarafından paylaşılıyor. Biz buna söz söylemezsek sorumluluğumuzu yerine getirmemiş oluruz.”

“Milli Savunma Bakanlığı’nın manevi şahsiyetini zarara uğratma” iddiasını da eleştiren Korur Fincancı; TTB’nin de her gün eleştirildiğini ve hatta hakaretlere uğradığını fakat manevi şahsiyetinin incindiği iddiasında bulunmadığını, çünkü kurumların böyle bir şahsiyeti olamayacağını vurguladı. Korur Fincancı, “Son zamanlarda kurumlarda oluşan bir alınganlık ve bu alınganlığı olumlayan bir yargı sistemi var. Bu, özgürlüklerin kısıtlanmasıdır. Biz, eleştiriler ile kurumların manevi şahsiyetlerinin incinmeyeceğini kendilerine hatırlatmayı sürdüreceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.