Mitoloji ve Deprem

Gündem

Teller iletmez haber, direkler devrileli
Kara haberdir gökler kuşlar görüleli
Adapazarı! Erzincan oldun, türkülerdesin;
Şahan mı vurdu kolun, yaralı turna mısın?
Bu muydu çarşın, mahşer mi kurdular yerine?
Bir mendil ver n’olur, çevresi yaşlanılmamış.*

İnsanlık, tarih boyunca sıklıkla depremleri tanrının gazabı olarak yorumladı. Sunaklarda kurbanlar kesti. Bir an önce bu yıkıcı gazabın üzerlerinden def edilmesi için eski çağlarda kendi çocuklarını bile kurban edenler oldu. Ardından yaşadıkları bu felaketleri mitlere, destanlara katıştırarak deprem hikâyeleri anlattı bugünlere dek ulaşan. Bilimdışı kalmış bir kesim hala bu şekilde yorumlamaya ve işlediğimiz büyük büyük günahlar için başımıza bu yıkımların geldiğine inanmaya da devam ediyor. Mitolojideki deprem tanrı ya da tanrıçaları, tahmin edebileceğiniz gibi sismik hareketli bölgelerde hep anlatılagelmiş. Hikâyelerde öne çıkarak yer edinmiş.

Dünyanın dört bir yanında anlatılan mitolojik hikâyelerde deprem yaratan bu tanrıları ve tanrıçaları irdeleyelim o zaman. Bunlardan ilki tabii ki Poseidon.

Poseidon, üç dişli yabasıyla Yunan mitolojisinde yer alır. Denizlerin, atların ve depremlerin tanrısıdır. Kronos ile Rheia’nın oğlu, Zeus ve Hades’in kardeşidir. Kardeşi Zeus tarafından babasının karnından kurtarılmış ve denizlere hükmetmiştir. Öfkesi ve ihtirası Atlantis’i yok etmiştir. Ülkemizde Poseidon için yapılmış ve ona adanmış bir tapınak olan Panionion, Aydın’a bağlı Dilek Yarımadasında bulunmaktadır. Anadolu’daki, en güçlü kent birliği olan İyon Birliğinin kültürel merkezi ve geleneksel festival alanı olan Panionion, bölgenin sismik olarak hareketli olması ve Posidon’un yeri sarsan tanrı olarak deprem yaratması nedeniyle inşa edilmiş olma ihtimali hayli yüksektir.

İskandinav mitolojisinde baktığımızda deprem, ateş ve aldatma tanrısı olan Loki karşımıza çıkar. Kılık değiştirme özelliği ile bilinen, içinde tüm kötülükleri barındıran, çift boynuzla-şeytani- tasvir edilen bir tanrıdır. Tanrıça Skadi, Thor ile beraber Loki’nin kötülüklerinden bıkıp usanınca onu bir mağaraya zincirlerler. Üzerine de zehirli bir yılan asarlar. Yılanın zehri yüzüne ve gözlerine damladıkça Loki çığlıklar atmaya başlar. Bu sebeple İskandinav mitolojisinde depremlerin ve sismik olayların nedeninin Loki’nin çığlıkları olduğuna inanılır.

Letonya mitolojisinde ise Drebkuhls adında bir tanrının depremler yarattığına inanılır. Göklerde daha doğrusu göklere doğru yürürken Dünya’yı kollarında taşımaktadır Drebkuhls adlı bu tanrı. Kötü bir gün geçirdiğinde veya bu ağır yükü taşımaktan yorulduğunda yerküreyi hareket ettirerek sarsıntılar, depremler yarattığına inanılır.

Asya kıtasına uzanırsak Filipinler’in(Tagalog) mitlerinde olan Bathala karşımıza çıkar. Tagalog halkının en önemli tanrısıdır. Bathala en yüce tanrı ve yaratıcı tanrı olarak görülür inanışlarında. Gök gürültüsü, şimşek, sel, yangın ve depremler üzerinde kontrolü olan devasa bir varlıktır. Kendinden küçük tanrılara hükmeder ve tanrılar ile ölümlüler arasında şefaat sağlamak için ruhları kullanır. Poseidon ve Loki’ye göre daha iyimser bir mit olarak yerini alır öykülerde.

Hindistan, mitoloji arenası en zengin ülkelerden birisidir bildiğiniz gibi. Buradaki deprem olgusu, dünyanın bir kaplumbağanın arkasında duran dört fil tarafından tutulduğu ve kaplumbağanın da bir kobranın üzerinde dengelenmesiyle ilgilidir. Bu hayvanlardan herhangi biri hareket ettiğinde, yeryüzü titrer ve sallanır. Moğolistan’da da benzer hikâyeler anlatılmaktadır. Japonya da ise büyük bir yayın balığı, sırtında Japonya adaları ile denizin altında yatar. Bir yarı tanrı, hareket etmesini önlemek için balığın başının üzerinde ağır bir taş tutar. Ancak arada bir tanrının dikkati dağılır, balık hareket eder ve yeryüzü titrer ve sallanır.

Sibirya da ise söylenceye yerleşmiş mitolojik öykülerin başında Tuli adlı bir tanrı gelir. Bu inanışa göre yerküre tanrı Tuli tarafından sürülen bir kızakta taşınır. Kızağı çeken köpekler ise pirelenmişlerdir. Bundan ötürü köpekler kaşınmak için durakladıklarında Dünya sallanır ve depremler olur.

Türk mitolojine odaklanırsak Deniz Karakurt’un Türk Söylence Sözlüğü’ne göre, Katay Han (Kaday Han) Deprem Tanrısıdır. 40 boynuzlu boğasıyla deprem oluşturur. Bu boğa kızıp sinirlendiğinde ayaklarını yere sürtmeye başlar yerkürede böylece hafif sarsıntılar olur. Burnundan soluması depremin yeryüzünden gelen seslerine neden olur. Daha çok kızdığında ayaklarını yere vurur ve boynuzlarını toprağa geçirip yeryüzünü sallar. Ardından homurdanmaya başlar. Homurtuları ise depremin gürültüsünü meydana getirir.

Endonezya’nın Sulawesi Adası’nda yaşayan Toraja halkı ise deprem konusunda mitolojide nadir rastladığımız tanrıça inancı olan bir topluluktur. Deprem tanrıçası Indo ‘Ongon-Ongon da, aynı Toraja halkı gibi yakınları öldüğünde bir süre aynı evde ölü canlarla bir arada yaşamaya devam eder. Bu süre yıllar alabilir. Cenaze bir tabut içinde mağaralara ya da oda mezarlara konduktan sonra da her üç yılda bir tabutlar açılıp cansız bedenin kıyafetleri değiştirilir. Tüm bunlar tanrıçanın da görevidir.

Amerika kıtasının mitolojine deprem açısından bakalım şimdide. Kolombiya’nın deprem tanrısı Chibchacum’dur. Mitolojik öyküsü ise; dünya ilk yapıldığında, üç büyük tahta kirişin üzerine sıkıca oturtulur. Ancak bir gün tanrı Chibchacum, Bogota ovasını su altında bırakmanın eğlenceli olacağına karar verir. Toprağı sular altında bırakır. Ve cezası için de dünyayı omuzlarında taşımak zorunda kalınca çok öfkelenir. Dünya’yı sarsıp depremler oluşturması böylece kaçınılmaz olur.

Tepeyollotl

Dağların Yüreği anlamına gelen Tepeyollotl veya Tepeyollotli, Aztek mitolojisinde depremlerin, yankıların, karanlık mağaraların, hayvanların ve jaguarların tanrısıdır. Jaguar görüntüsüne bürünmüştür. Aztek kalıntılarındaki Jaguar figürlerinin hepsi Tepeyollotl’u tasvir eder.

İnkaların deprem tanrıçası Pachamama, her ne kadar deprem yaratsa da iyi yönleri ağır basan bir tanrıçadır aynı zamanda. Çünkü Pachamama ekim, hasat ve depremlere başkanlık eden bir bereket tanrıçası aslında.

Meksika’daki öykülerde ise bir şeytan olan El Diablo, karşımıza çıkar. Kendisi ve iblis yandaşları Dünya’da sorun çıkarmak istediklerinde uzun bir yol kat etmek zorunda kalmamaları için yerde dev yarıklar açarak yeryüzünü sarsıp depremler yaratırlar.

Afrika’ya doğru uzanırsak, genel olarak bütün mitolojik öyküler bir ineğin bir taşın üzerinde durduğu ve Dünya’yı boynuzlarından birinde taşıdığı şeklindedir. Zaman zaman boynu ağrıdığında, Dünya’yı bir boynuzdan diğerine fırlatır. Bu durum depremlere yol açar. Zulu mitolojisini irdelediğimizde ise tanrı Unsondo, karşımıza çıkar. Gökyüzü, güneş, gök gürültüsü ve deprem tanrısıdır.

Gönül MALAT
29.09.2023

Kaynakça:

  1. İskandinav Mitolojisi, Murat Çavga, Puslu yayıncılık, 1. Baskı, Mart 2022
  2. Mitoloji Tanrıları, Erdem Yücel, Puslu yayıncılık, 4. Baskı, Mayıs 2022
  3. Türk Mitolojisi ve Şamanizm, Murat Çavga, Puslu yayıncılık, 1.Baskı, Kasım 2022
  4. Depremin Üç Mitolojik Yüzü, Selim Martin, Gazete Duvar
  5. Wikipedia

*Enver Gökçe, Ağıt şiirinden