Sağlıklı Bir Nesil İçin Ücretsiz Okul Yemeği ve Temiz İçme Suyu Acilen Sağlanmalıdır

Makale

Ali İhsan Ökten

Pandemi, deprem, her geçen gün artan ekonomik kriz, yoksulluğun giderek derinleşmesi artık ülkemizde insanlarımızın temel gıda maddelerine dahi ulaşmasına engel olmaktadır. Ülkemiz insanlarının çoğunluğu açlık sınırının altında veya açlık-yoksulluk sınırı aralığında yaşamaktadır. Bu nedenle sağlıklı bir toplumdan bahsetmemiz mümkün değildir.

Sağlık bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik olma halidir. Anayasanın 56. Maddesine göre; “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla görevlidir.” Türkiye’nin 1995’te onayladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin 27/3 maddesine göre; “Taraf devletler, her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu kabul eder. Ulusal durumlarına göre ve olanakları ölçüsünde ebeveynlerine ve çocuğun bakımını üstlenen diğer kişilere, çocuğun bu hakkının uygulanmasında yardımcı olmak amacıyla gerekli önlemleri alır ve gereksinimi olduğu takdirde özellikle beslenme, giyim ve barınma konularında maddi yardım ve destek programları uygularlar.

Okul çağındaki çocukların beslenmesi dünyanın birçok ülkesinde kronik bir sorun olmaya devam etmektedir. Bunun için 2020 yılında uluslararası “Okul Yemekleri Koalisyonu” kurulmuştur. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı tarafından da desteklenen koalisyonun ana hedefi 2030 yılına kadar dünya çapında her çocuğa okulda günlük, sağlıklı bir öğün yemek sağlamak olmuştur. Koalisyona toplam 96 üye ülke varken, Türkiye yoktur. İktidarın okul yemeği tüm öğrenciler için tartışmasız en temel hak ve okul yemeği uygulamasının genişleyerek süreceği açıklaması yapmasına rağmen gerekli adımlar atılmamış; verilen sözler tutulmamıştır. Üstelik Şubat 2023’te başlatılan anaokullarına besin desteği ekonomik koşullar gerekçe gösterilerek deprem bölgesi haricinde geri çekilmiştir.

Böyle bir tabloda PISA 2022 raporuna göre 15 yaşındaki öğrencilerin yüzde 10,8’i haftada bir, yüzde 4,8’i hafta iki veya üç kere, yüzde 1,8’i haftada dört veya beş kere, yüzde 1,9’u ise her gün yani öğrencilerin en az beşte birinin haftada en az bir kere parası olmadığı için yemek yiyememektedir. Ayrıca Türkiye’nin OECD üyesi ülkeler arasında son 30 günde haftada en az bir kez yiyecek parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranının (%19.2) en yüksek olduğu ülke konumunda olduğunu, okullarda temiz su ihtiyaçlarının karşılanmadığını söyleyebiliriz. Geçmiş yıllardaki LGS verilerine göre sosyo-ekonomik durumu düşük ebeveynlerin çocuklarının büyük çoğunluğu meslek liseleri ve imam hatip liselerinde iken sosyo-ekonomik durumu daha yüksek ebeveynlerin çocukları Fen ve Anadolu liselerinde öğrenim görmektedir. Çoğunluğunu Fen ve Anadolu lisesi öğrencilerinin oluşturduğu PISA anketinde dahi en az beş çocuktan biri açlığı yaşıyorsa diğer okul türleri ve okulların tamamı açısından gerçek tablonun daha vahim olduğu aşikârdır. Oysaki okul çağındaki çocuklarımızın yeterli ve dengeli beslenmesi onların fiziksel, ruhsal ve zihinsel gelişmeleri ve sağlıklı bir nesil yetişmesi için son derece önemlidir.

UNICEF’in son açıkladığı gıda ve beslenme konulu raporuna baktığımızda dünyada her 3 çocuktan 1’i, yani 200 milyondan fazla çocuk ya yetersiz beslenmektedir ya da aşırı kiloludur. Altı ay ile iki yaş arasındaki her 3 çocuktan neredeyse 2’si hızlı gelişim içindeki bedenlerini ve beyinlerini destekleyecek gıdalar alamamaktadır. Bu da çocukları yetersiz beyin gelişimi, öğrenmede başarısızlık, düşük bağışıklık düzeyi, sık enfeksiyona yakalanma ve birçok durumda da ölüm gibi olumsuz sonuçlara maruz bırakmaktadır. Okul çağı çocuklarda yetersiz beslenmeye bağlı olarak görülen başlıca sağlık sorunları zayıflık veya aşırı kilo alma (obesite), anemi (kansızlık), vitamin ve mineral eksiklikleri, iyot yetersizliği, diş çürükleri, çabuk ve sık hastalanmadır.

TÜİK 2022 verilerine göre üç çocuktan biri (yüzde 35,3) ciddi maddi yoksulluk, yetersiz beslenme sorunu ile karşı karşıyadır. Yetersiz beslenme veya açlık nedeniyle çocuklar okullarını terk etmekte veya aileleri tarafından okullarından alınmakta, okuldan kopan çocuklar cemaatlerin, tarikatların kucağına itilmekte, suça yönlendirilmekte, çocuk işçi olarak çalıştırılmakta veya çocuk gelin sayısının artmasına neden olmaktadır. Göçmen veya sığınmacı çocuklar açısından ise tablo çok daha kötü durumdadır.

Derin Yoksulluk Ağı’nın araştırmalarına göre Türkiye’de 9 milyonu aşkın çocuk ciddi yoksulluk koşullarında yaşıyor. Bu çocukların ailelerinin ancak yüzde 42’si okul çantası hazırlayabiliyor. Çantalara koyabildikleri ise makarna, pilav, börek gibi yiyecekler. Bu çocukların yüzde 55’i kantinden hemen hiç alışveriş yapamıyor, yüzde 30’u ancak haftada bir yapabiliyor. Bazen de paralarını birleştirip birlikte alabildikleri yiyecekleri aralarında paylaşıyorlar.

Okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde, bu programın çocuk yoksulluğuna, okul terki ve devamsızlığın azaltılmasına, akademik başarının artırılmasına, cinsiyetten kaynaklı ayrımcılığın, eşitsizliğin ortadan kaldırılmasına etkisi, ulusal ve uluslararası kurumların yaptığı çalışmalarla ortaya konmuştur. Dolayısıyla, ‘çocuklara ücretsiz okul yemeği’ programlarının uygulanmaması durumunda çocuklarımızın fiziksel, psikolojik ve bilişsel yetilerinin olumsuz etkileneceği de bir o kadar net bir gerçektir.

Merkezi ve yerel iktidarların ve kamu kurumlarının öncelikle görevi çocuklarımızın yeterince ücretsiz gıda alması ve temiz su içmesini sağlamak, bununla birlikte doğru ve dengeli besinler de almasını sağlamak olmalıdır. Okullarda bir öğün ücretsiz yemek bir haktır. Bunu bir zorunluluk, yapılması mutlaka gereken politik program olarak görmek gerekiyor. Bu gerekçelerle 02.03.32024 tarihinde aralarında TTB, Öğrenci Veli Derneği gibi birçok kurumun yer aldığı “Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu” ilk basın açıklamasını yapmış ve iktidarı “Dünya Yemek Koalisyonu” ağına girmeye ve çocuklarımızın bugünü ve yarını için okullarda en az bir öğün ücretsiz yemek ve temiz içme suyu verilmesi çağrısı yapmıştır.

Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmenin ilişkin maddesine dayanarak tüm kademelerdeki okullarda eğitim gören tüm çocuklarımıza ayrım yapılmaksızın ücretsiz nitelikli bir öğün yemek ve okulda geçirdikleri süre boyunca temiz içme suyu temininin sosyal devletin görevi olup, aynı zamanda bu durum çocuklarımız ve sağlıklı bir nesil için anayasal bir zorunluluk ve haktır.

Kaynaklar
1- TTB’nin Bileşenleri Arasında Yer Aldığı Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu: Çocuklarımızın Bugünü ve Yarını İçin Okul Yemeği Hemen Şimdi. https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=ef9e755e-d8b6-11ee-aca7-7ef656ccfc89
2- Osman Öztürk. Okul Yemeği Hemen Şimdi. https://www.birgun.net/makale/okul-yemegi-hemen-simdi-511302
3-Okul Yemekleri Koalisyonu. https://derinyoksullukagi.org/wp-content/uploads/2023/11/Okul-Yemegi.pdf
4- Veli-Der çocuklara ücretsiz yemek talebiyle ‘Türkiye okul yemeği koalisyonu’ kurdu. https://www.evrensel.net/haber/508518/veli-der-cocuklara-ucretsiz-yemek-talebiyle-turkiye-okul-yemegi-koalisyonu-kurdu
5- PISA raporunda yoksulluk ile başarı ilişkisi: Öğün kaçırma oranı arttıkça matematik puanı da düşüyor. https://tr.euronews.com/2023/12/21/pisa-raporunda-yoksulluk-ile-basari-iliskisi-ogun-kacirma-orani-arttikca-matematik-puani-d