Kitap Tanıtımı: Ay Işığında Yıkanan Kadınlar

Kültür-Sanat

Gönül Malat

Çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım
Bilmiyorsunuz. Darmadağın gövdemi
Çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum.
Karanlıkta oturuyorum. Işıkları yakmıyorum.
Çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor
Acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum.*

COVID-19 pandemisi döneminde biz hekimlerin en çok kulak verdiği hocalarımızdan birisi olan Prof. Dr. Esin Şenol, bilimsel yayın ve yazıları yanı sıra edebiyata gönül vermiş bir hekim. Ölümün fazla fazla mesai yaptığı pandemide kendi cebine koyduğu ölümlülük ile ölümle savaşmış bir bilim insanı. Taa Mers – Cov ya da SARS tan beri pandemi geliyor diye bas bas bağırdıklarını biliyorum. Esin Hoca’nın bu yönünden kısaca bahsettikten sonra ilk romanı olan Ay Işığında Yıkanan Kadınlar kitabını tanıtmaya başlayalım.

SRC yayınlarından çıkan kitabı yayına hazırlayan da yine bir meslektaşımız şair ve yazar Altay Öktem. Doksan üç sayfadan oluşan romanın karakteri daha doğrusu protagonisti yani Simin de bir hekim. Başarılı ama mutsuz kadınların Jungiyen bakışla anlatısını içeriyor satırlar. Jung, kadın ya da anne arketipini Ay ile örtüştürür çünkü ayın dünya etrafında dönüş süresi kadının üreme siklusuyla aynı yani yirmi sekiz günde tamamlanır. Bu nedenle gezegenlerden ayı kadın ile örtüştürür. Satürn’üde erkek-baba ile anar C. G. Jung bildiğiniz gibi.

Roman bir Simurg yani Zümrüdüanka kuşu öyküsüdür aynı zamanda. Ay ışığında yıkanan üç Hekate cadısının küllerinden yeniden doğmalarını, kanatları kırılınca süpürgelerine binmelerini anlatır kitabın güzel satırları.

Roman, Simone de Beauvoir’dan Anais Nin’e kadar geniş bir yelpazede Jung ile harmanlanmış feminist yazarların anılması ve bunlarla demlenmiş satırlarla çıkar okuyucularının karşısına. Ay Işığıyla Yıkanan Kadınlar’ın kadın karakterlerinin çoğu eşlerinin kadını olamamış, anne-kadın(eş) rolündedir. Simin de işte bu nedenle edebiyatçıya -edebiyatçı dediği karaktere- tutunur. Amacı kadın nedir sorusunun yanıtını bulabilmektir? Kendini sevemeyen adamları sevmeye yazgılı kadınları okuruz romanda.

Kitap, sık sık yabani incirden ve kokusundan bahseder. Bildiğiniz gibi incir mitlerin kadın anlatısıdır. İçerisindeki çekirdekler kadın yumurtalarını, dış kabuk rahmi (uterus) ve sapı da vaginayı temsil eder. Benzer birçok gönderme yer alır satırlarda. Nefis bir roman olmuş. Israrla okumanızı salık veriyorum.

Bu bir kitap tanıtım yazısı. Kitabın incelemesini de okumak isterseniz edebiyathaber.net adresinden ulaşabilirsiniz.

21.08.2024

* Çiçekli Şiirler Yazmak İstiyorum Bayım! şiiri, Didem Madak

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güvenlik Kodu * Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.