Altay Öktem
dikdörtgen bir odada, yalnız başıma
oturuyorum radyasyonlar ve ölümcül
aşklar, hazlar, frekanslar arasında
dilimle ıslatıyorum dudaklarımı çünkü kuruluk
kabul edilebilir bir şey değil bu sessizlikte
seni öpüyormuşum gibi
bir his beliriyor aniden içimde
hem de hararetle, hem de kim olduğunu
bilmediğim halde
neyse,
bilmek zaten gereksiz
bir ayrıntıdır içsel söylemde
bir odada oturmakla başka bir odada
oturmak arasında
fark vardır mutlaka, mutlaka vardır!
hatta bir insanın asimetrik olması bile
şaşırtıcı değildir eğer ki böyle
oturuyorsak bir odada ve yalnızsak ölesiye
neyse,
bir odada oturuyorum, polis
değişik sesler çıkartıyor
bu da dahil olsa gerek medeniyete
anlam veremediğim tek şey
başımdaki sarı bere.