Bu Daha Başlangıç…

Başyazı

Son günlerde Türk Tabipler Birliği’nde hummalı bir genel kurul hazırlığı var. Çalışma raporunun tamamlanması bu hazırlıkların önemli bir kısmını oluşturuyor. Geçen iki yıl gözlerimizin önünden geçiyor yeniden… İyi hekimlik değerlerinin korunması ve herkesin sağlık hakkını kullanabilmesi, gereksinimi kadar sağlığa ulaşabilmesi için merkezi kurulların, kolların, çalışma gruplarının, aktivistlerin, hekimlerin yoğun emekleri ile dolu bir çalışma dönemi yaşanmış.  Bir yandan iyi hekimlik yapmamızın önündeki engeller, bir yanda en temel hakkımız olan sağlığımızı bozan etmenler ile mücadele ettiğimiz iki yıl daha…

Yine de soruluyor: Türk Tabipleri Birliği ne yapıyor? Bunca emeğe rağmen neden hep bu soruyu soruyoruz?

Karşımızda emeği, insan ve çevre sağlığını hep daha fazla kar etmek için sömüren bir sistem ve bu sistemi baskı, korku, zorla sürdürmeye çalışan, toplumu geriye götüren, örgütsüzlüğe iten bir hükümet var. İşte hastanelerde performans ve ciro baskısı ile uzun saatler çalışan hekimler, işte Soma, işte Gezi… Emeğine,  canına, sağlığına, geleceğine, çevresine sahip çıkan herkese gaz, su, cop, gözaltı, tutuklama… İnsanlara yaslarını bile yaşatmayan, kayıplarını anmalarına bile tahammül edemeyen bir anlayış var karşımızda.

Diğer meslek ve emek örgütleri gibi Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları baskı altında. Torbalardan çıkan yasa maddeleri ile yetkileri, gelirleri tırpanlanıyor. Yöneticilerine davalar açılıyor, hekimler, tıp öğrencileri gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. 

Bütün bu baskılar altında verilen emeğe rağmen, “TTB ne yapıyor?” sorusunun nedeni bazen yavaşlatsak ve püskürtse de yapılanları engellemeye ve geri çevirmeye gücümüzün yetmemesidir diye düşünüyorum. Bence bir nedeni de Türk Tabipler Birliği’nin tüm zayıflatma çabalarına rağmen hala direnme gücü olan örgütlerden biri olması ve beklentinin yüksekliği. Türkiye’nin gündemine bir bakın; barış, demokrasi, emek, çevre, çalışma koşulları, işçi sağlığı, iş cinayetleri, protestolar, protestoculara saldırılar, biber gazı… Sağlığın temel belirleyicilerini doğrudan ya da dolaylı etkiliyor bunların hepsi ve bir hekim örgütü olarak Türk Tabipleri Birliği’nden bunlara dair bir görüş bildirmesi, tavır koyması, mücadeleye katkı vermesi bekleniyor. Şüphesiz bir hekim örgütüne yaraşır şekilde, bilgiye, kanıta dayalı, iyi hekimlik değerleri çerçevesinde…

Bu genişlikte ve nitelikte görüş oluşturmak, bunları hayata geçirecek eylem ve etkinlikleri planlamak, bu planları uygulamak çok yoğun emek, akıl-fikir gerektiriyor. Bunları yapmaktan, mücadeleden vazgeçemeyeceğimize göre yapılanların etkili ve görünür olması için katılan emeği, aklı-fikri artırmamız gerek. Meslektaşlarımız, öğrencilerimiz olup bitenlere hiç de duyarsız olmadıklarını gösterdiler bize Gezi olaylarında. O halde neden bu duyarlık Türk Tabipleri Birliği çatısı altında örgütlenip mücadelesini sürdürmesin? Özellikle çeşitli yargı-önyargılarla meslek örgütünden uzak duran genç hekimleri bu mücadeleye çekmenin yollarını bulmamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde en önemli işin bu olması gerektiğini düşünüyorum.

Bu dönem emeği geçen herkese teşekkürler, elinize, aklınıza sağlık. Önümüzdeki dönem için hepimize kolaylıklar dilerim.

Prof. Dr. Gülriz Erişgen
TTB Merkez Konseyi 2. Başkanı