Dr. Deniz Erdoğdu
Yıllar içinde hayata geçirilen olumsuz uygulamalardan dolayı Eğitim Araştırma Hastanesi’nde (EAH) çalışan asistan, uzman, başasistan, doçent, profesör, eğitim görevlisi hekimler değişen ölçülerde zarar görmüştür.
EAH’inde poliklinik hizmetleri öncelenmiş ve hizmet hastanesine dönüştürülmüştür. Eğitim için ayrılan zaman ortadan kalkmış, asistanların uzmanlık eğitimleri aksamaya başlamış, bilimsel araştırma ve çalışma yapabilmek için yeterli süre ve teknoloji kullanımı ortadan kalkmıştır. Oysa EAH’nde çalışabilmenin, döner sermayeden daha yüksek pay alabilmenin koşulu doçent olabilmek olarak görülmekte, gerçekte ise yayın yapmak için imkanların oldukça kısıtlı hale geldiği bilinmektedir. Görünen odur ki; EAH’de akademik ünvanlı doktorların sayısı arttığı halde kliniklerin bilimselliği azalmaktadır.
Sağlık hizmeti, polikliniklere, performans puanına, dolayısıyla çok sayıda hasta görmeye indirgenmiştir. Bu yüzden daha komplike hastaların kliniğe çağırılması, ayırıcı tanı, konsültasyonlar yapılması, yatırarak takibi, tedavilerinde farklı ilaç ve girişimler için süre ayrılması, kliniklerdeki tıbbi teknolojinin kullanılmasının olanakları kalmamıştır. Hekimlerin kendi branşları içinde daha bilimsel, tıbbi becerileri gelişmiş uzmanlar olması zorlaşmıştır. Klinik ve polikliniklerde tüm işlemler bilgisayar üzerinden yapılmakta, ancak bu iş için tıbbi sekreter çalıştırılmadığı için hekimin tıp dışı angarya işleri artmakta, 70-120 hasta sayısına ulaşılan polikliniklerde hekimlik yapmaya zaman kalmamaktadır.
TUS’ta uzmanlık eğitimine alınacak asistan kontenjanları azaltıldığı için, asistanların klinik ve poliklinikteki iş yükü ve nöbet sayıları artmış, hatta bu çalışma düzeni nedeniyle asistanlar “hasta” olmuştur. Öte yandan böylesi emek yoğun çalışmaya rağmen döner sermayeden aldıkları pay oldukça düşmüştür.
Uzmanların klinikte hasta takip etmek, ilgi alanlarına göre kendilerini geliştirme imkanı azalmış, daha çok uzak yerleşim yerlerinde alt yapı, donanımı eksik semt polikliniklerinde çalışmak zorunda kalmışlardır. Zaman zaman çevre ilçelerde yol harcırahı da verilmeden gönderildikleri geçici görevlendirmeler bıkkınlık yaratmıştır. Tüm bu çalışmalarının karşılığında fazla performans puanı elde etseler dahi uzman katsayısı düşük olduğu için döner sermayeden eldi ettikleri kazanç düşük kalmaktadır.
EAH çalışanı doçent ve profesörler ancak eğitim görevlisi kadrolarına atandığında performans katsayıları artmakta, nöbet ve poliklinik görevleri azalmaktadır. Ancak eğitim görevlisi kadrosunun hangi standart ve objektif kritere göre verildiği belli değildir. Bazı hekimler doçentlik sınavından hemen sonra, bazıları ise yıllar sonra bu kadroya atanmaktadır. Bir kısım doçent ise hiçbir zaman bu kadroya layık görülmemekte olup, gelir olarak ciddi farklar ortaya çıkmaktadır.
Hekimlerin uzun eğitim süresi ve zorlu çalışma koşulları göz önüne alındığında maaşların çok düşük olduğu, performansa dayalı ücretlerin çok değişken, yönetici inisiyatifi ile kesilebildiği görülmektedir. Emekli hekimlere ise açlık sınırında bir aylığın layık görüldüğü bilinmektedir.
Tüm bunlara ilişkin çözüm önerilerini şu şekilde özetlemek mümkündür: Uzmanlık eğitimi verilen kliniklerde asistan kadroları artırılmalıdır. Asistanların aşırı çalışma süresi, nöbetleri azaltılmalı, nöbet izni kullanabilmelidir. Uzmanlık eğitimi için eğitim saatleri tekrar ayrılmalı, bilimselliği koruyacak şekilde hareket edilmelidir.
Hizmet hastanesi gibi olmaktan vazgeçilmeli, bilimsel tıbbi uygulamalara, araştırmaya olanak sağlanmalıdır. Hekimler kendi işleri dışındaki işlerde kullanılmamalıdır. Merkezi hastaneden uzak, donanımı yetersiz polikliniklere görevlendirmelere son verilmelidir. Eğitim Görevlisi kadrosuna atanma eşit, hakkaniyetli, standart kriterlere göre olmalıdır.
Türk Tabipleri Birliği Sağlık Personelinin Tam Süre Çalışması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Önerisi adı altında hazırlanmış gösterge ve katsayılar üzerinden maaşlar yeniden düzenlenmeli, emeklik aylığına yansıtılmalıdır. Kadro ve görev ünvanı eğitim görevlisi, başasistan, uzman tabip, tabip olanların tazminat göstergeleri 7000 olmalıdır. Maaşların ise asistan ve eğitim görevlisi arasında giderek artacak şekilde en az 7 500 ve 12 bin TL arasında tutulması gerekmektedir. Emekli hekimlerin maaşları ise yaklaşık 3 650 TL den az olmamak koşulu ile yeniden düzenlenmelidir.
Bu bağlamda Türk Tabipleri Birliği olarak alandaki meslektaşlarımızın taleplerini görünür kılacak bir dizi faaliyet başlattık. Talepleri ifade ettiğimiz bir dilekçeyi web adresimizde imzaya açtık. 5 Aralık 2014 tarihine kadar elektronik olarak imzalamanızı istediğimiz dilekçeleri, bir basın açıklamasıyla Sağlık Bakanlığı’na teslim edeceğiz. Ayrıca milletvekilleriyle görüşmeler yaparak sağlığa ayrılan kıt bütçeyi istemediğimizi, taleplerimizin yerine getirilmesi gerektiğini söyleyeceğiz. Devamında 12 Aralık tarihinde Ankara Tıp Morfoloji binasında Dr. Füsun Sayek VII. Eğitim Hastaneleri Kurultayı’ında eğitim araştırma hastanelerini konuşacağız, katılımın yüksek olması bizi güçlendirecektir.