Dr. Kamil Furtun öldürüldü. Sağlık Bakanı seçim çalışmasını yarıda kesti, Bursa'dan Samsun'a gitti; kahraman bir komutan edasıyla çevresinde korumalarıyla birlikte cenazeye katıldı; koltuk çalışmaları için Bursa'ya döndü. Gitti! Gömdü! Döndü!
TTB sağlıkta şiddetin geldiği tehlikeli durumu görüşmek için randevu istedi, “Bursa'da seçim çalışmasındayım, buraya gelirseniz görüşürüz” dedi! Bakanlık Ankara'da. Dr. Kamil Furtun Samsun'da. Bakan Bursa'da! Maşallah!
Hastaneler, sağlık kuruluşları artık tekin yerler değil.
Geceyarısından sonra kuytu sokaklarda,
Sabahın üçünde bar önlerinde,
Köprü altlarında, bitirimhanelerde yaşanan türden olaylar,
Tekme,
Tokat,
Yumruk,
Bıçak,
Satır,
Tabanca ile saldırılar
Güpegündüz hastanelerde görünce şaşırmadığımız,
kanıksadığımız,
Gazeteci için haber niteliğini dahi kaybetmiş
Sıradan olaylar haline geldi uzun süredir.
Bugüne dek her saldırıyı, her ölümü yetkililer saldırganın ruhi durumunun bozukluğuyla açıklamaya gayret ettiler.
Böylesi saldırılara ruhsal sağlık sorunu olan bireyler daha yatkın olabilir. İyi ama böyle bireyler yeni ortaya çıkmadı ki! Hep vardılar. Evvelce hekime, sağlıkçıya haklı veya haksız kızan birisi evde konuyla komşuyla dertleşerek, en fazla koridorda yüksek sesle söylenerek yatıştırırdı kendisini.
Ne oldu? Ne değişti de saldırmaya, hamile hemşirenin karnını tekmelemeye, otomobili acil servisin kapısına sürmeye başladı bu insanlar?
Siz! AKP'nin Sağlık Bakanları, siyasetçileri! Siz ne yaptınız da bizi dövüp öldürmeye başladılar?
Ne yaptınız da Dr. Göksel Kalaycı, Dr. Ali Menekşe, Dr. Ersin Arslan, Dr. Melike Erdem, Dr. Kamil Furtun artık yok?!.
Kendi rakamlarınızla her saatte birden fazla sağlık çalışanı saldırıya uğruyor!
Biz asker miyiz, polis miyiz? Biz özel harekatçı mıyız? Niye çalışırken ölüyoruz kardeşim biz? Nesi normal, neresi doğal bunun?
Beğenmediğiniz sağlık sisteminde çalışan,
beğenmediğiniz,
iğne yapmayı bilmeyen,
paragöz,
mani manici
"Doktor efendi"lerin kılına dokunmayanlar
şimdi sizin dönüştürdüğünüz,
"mis gibi",
ambulanslı helikopterli,
istediğin hastaneli,
randevulu mandevulu,
En yüksek memnuniyetli
sisteminizde
nasıl bu kadar saldırganlaştılar?
Neden çıkarmıyorsunuz sağlıkta şiddet yasasını?
Neden bilimsel olanı, sevk zincirini getirip muayene süresini insani düzeye çıkarmıyorsunuz?
Neden elinizi hasta, yatalak, ölüm döşeğindeki vatandaşın cebinden çekmiyorsunuz?
Neden kaldırmıyorsunuz hasta başı ödemeyi, performansı, ciro baskısını?
Neden vazgeçmiyorsunuz sağlık çalışanını itibarsızlaştırmaktan, hastalarla karşı karşıya getirmekten?
Neden vazgeçmiyorsunuz Ersinleri, Kamilleri ölüme yollayan bu kirlenmiş sağlık sisteminden?
Neden, neden…
Yanıtı siz de biz de iyi biliyoruz!
Sizin için sağlıkçının, halkın sağlığının değeri sıfır.
Varsa yoksa paracıklar.
Özel sermaye semirsin yeter!
Kalabalıkla tıkayın kamuyu. Umurunuzda mı, hasta iyi tedavi oluyor mu?
Umurunuzda mı, kavga gürültü cinayet?!.
Daralan, bunalan, parası olan özele! Yatırımcı sevinsin, değil mi?
Kamuda, özelde hekimi, sağlıkçıyı baskıyla tehditle çalıştırın; emeğini sömürün!
Sizin için ne sağlıkçının ne de halkın canının değeri var!
Ancak birimiz ölecek de; "git, göm, dön"; üstüne 15 dakika yas; Bakan Bey koltuk peşinde, tam gaz!
Prof. Dr. Özden Şener
TTB Genel Sekreteri