17 Şubat Ankara Patlaması’nın ardından…

Haberler

Prof. Dr. Necati Dedeoğlu*

Ankara’da  İnönü Bulvarı'nı Dikmen Caddesi’ne bağlayan Merasim Sokak’ta 17 Şubat'ta askeri servis araçlarının geçişi sırasında gerçekleştirilen bombalı saldırıda 29 kişi hayatını kaybetti, onlarca insan yaralandı.
Patlama benim evimin 100 metre kadar ötesinde gerçekleşti. Müthiş patlamayla birlikte yerimden sıçradım, evimin camları bombe yaptı, parçalanacaklar diye korktum. Hemen dışarı çıkıp duman ve alevlerin olduğu yere koştum. Benin olay yerine varışım patlamadan 3-4 dakika sonrasıdır. Yerlerde askerler, siviller yaralı yatıyorlardı. Elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştım, kırılmış olduğunu düşündüğüm bacaklara pozisyon verdim, cam kesiklerinden kan akan yerlere basınç uyguladım. Hiç bir şey yapamadığım durumda "Ben doktorum, korkma, önemli bir şeyin yok. Zaten ambulans şimdi gelecek" diyerek insanları rahatlatmaya çalıştım. Gencecik delikanlılar şok içindeydiler. Ellerim kan oldu. İçim hala acıyor.
Ambulanslar Sağlık Bakanının dediği gibi "4 dakika içinde" orada değildiler. 13-14 dakika kadar sonra geldiler. Aslında trafik sıkışıklığı göz önüne alınırsa bu çok da kötü bir süre değil ama niçin insanlara doğrusu söylenmiyor?
Ambulanslar geldiğinde bekledim ki ilk olarak bölgeyi kordon altına alacaklar, sonra triaj yapacaklar, sonra şoktaki, kanamalı vb hastalara yerinde müdahale edip stabilize edecekler, sonra da en ağırdan başlamak üzere götürecekler. Hiç de öyle olmadı. Ne bir kordon oluşturup gereksiz kişiler oradan uzaklaştırıldı ( Üstelik artık polisler de gelmişlerdi), ne triaj yapıldı, ne de stabilizasyon. Ayaktan yürüyerek gidebilen yaralılar ilk ambulansları doldurdu zaten. Daha sonraki ambulanslara daha ağır yaralılar sedye falan beklemeden etraftaki vatandaşlarca karga tulumba taşıyarak ambulansa götürüldü. Müdahale edemedim ama kahroldum. Sahada hiç serum takıldığını, atel, boyunluk kullanıldığını ben görmedim. Zaten polisler ve askerler bir süre sonra herkesi uzaklaştırdılar.
Onca patlama, afet vb. deneyimleri olan, pek çok eğitim almış bulunan acil personelimizin en basit önlemleri almayışları, "Acil Müdahale" terimini hala hastayı en kısa sürede cankurtarana atıp en kısa sürede hastaneye ulaştırma olarak algılıyor olmaları beni üzdü. Belki onlar da ortamdaki panik havasından etkilenmişlerdir. Ama etkilenmemeleri, olaya profesyonelce yaklaşmaları beklenmez mi?
Amacım kimseyi suçlamak, hata aramak değil. Aslında bu acil krizde varsa, en az hata 112 personelinindir. Eğer bir hata aranacaksa onların eğiticilerinde, yöneticilerinde aranmalıdır.
Bu elim deneyimi sizlerle paylaşırken amacım artık pek çok patlama olabilecek hale gelen, getirilen ülkemizde benzer yanlışların yapılmasını acaba engelleyebilir miyiz kaygısıdır. Bombasız, sağlıklı günler dilerim.
*Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, TTB Halk Sağlığı Kolu Başkanı