İstanbul Protokolü’nü uygulayan doktora soruşturma takipsizlikle sonuçlandı

Haberler

Silvan’da, İstanbul Protokolü’ne ve hasta mahremiyetine uygun şekilde hastayı polis aracında muayene etmek istemeyen Dr. Elif Turan hakkında başlatılan soruşturma takipsizlikle sonuçlandı.

Dr. Selma Güngör – ANKARA

08.08.2016 tarihinde saat 13.30 sıralarında görev yaptığı Silvan Devlet Hastanesi’ne gelen polisler, Dr. Elif Turan’a muayene edilmek üzere adli vakaların getirildiğini belirterek bu kişilerin polis aracı içinde muayene edilmesini istediler. Dr. Elif Turan, bu kişileri İstanbul Protokolü’ne ve hasta mahremiyetine uygun olarak muayene odasında muayene etmek istediğini söyledi. Bunun üzerine Dr. Elif Turan’ın adı alındı, ardından hastane yetkilisi tarafından başka bir hekim görevlendirildi ve savcılık tarafından hakkında soruşturma açıldı.

Dr. Elif Turan, bu gelişmeler üzerine TTB Merkez Konseyi ile bağlantıya geçti. TTB Merkez Konseyi ve Diyarbakır Tabip Odası temsilcileri, konuyla ilgili olarak Silvan Devlet Hastanesi Başhekimliği ve acil servis hekimleriyle görüşerek, olay hakkında bilgi aldılar. Ayrıca İstanbul Protokolü’ne ve gözaltındakilerin muayenelerinin yasal dayanakları hakkında bilgi verdiler. TTB Hukuk Bürosu temsilcileri de Dr. Elif Turan’ın avukatı ile bağlantıya geçerek, savunmanın hazırlanmasında yardımcı oldular. 5 Eylül 2016 Pazartesi günü ifade veren Elif Turan hakkında savcılık “kovuşturmaya yer yoktur” kararı verdi.  

Yasal çerçeve

Hukuk kuralları çerçevesinde hastaların sağlık kurumuna getirilmesini isteyen meslektaşımızın dayandığı yasal çerçeve aşağıdaki gibidir.

Yakalama ve gözaltı sırasında sağlık kontrolü: İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, İşkenceye ve Diğer Zalimane İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme’de ve Anayasamızda açıkça yasak olduğu belirtilen işkencenin ve insan haysiyeti ile bağdaşmayan kötü muamelenin önlenmesi amacına yönelik olarak gerçekleştirilmektedir.

Tıbbi muayene ve kontrolün yapılması:  5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 99. maddesi yollamasıyla, yakalanan ve/veya gözaltına alınan kişilerin sağlık kontrolünün nasıl yapılacağı 01.06.2005 tarih 25832 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Yakalama, Gözaltına Alma Ve İfade Alma Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. “Sağlık kontrolü” başlıklı 9. maddesinde;  tıbbî muayene, kontrol ve tedavinin, adlî tıp kurumu veya resmî sağlık kuruluşlarınca yapılacağı, hekim ile muayene edilen şahsın yalnız kalmaları ve muayenenin hekim hasta ilişkisi çerçevesinde yapılmasının esas olduğu, raporların düzenlenmesinde ve Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 157. maddesinde belirtilen gizlilik kurallarına uyulacağı ve bu amaçla gerekli tedbirlerin ilgili sağlık kuruluşunca alınacağı belirtilmiştir.

Tıbbi deontoloji: Hekim – hasta ilişkisinin çerçevesini, tıbbi deontoloji kuralları çizmektedir. Yakalanan ve/veya gözaltına alınan kişiler, tüm hasta haklarına sahiptirler. Sağlık hizmetinde ana etik kural; sağlık hizmetini veren kişinin kısıtlamalar, baskılar ve hatta yasal düzenlemelerin getirdiği yükümlülüklerden bağımsız olarak daima hastanın iyiliğini gözeterek ve yararını düşünerek davranmakla yükümlü olduğudur. Bu yükümlülükler Dünya Tabipleri Birliği Tokyo Bildirgesi’nde de ifade edilir: Ulusal hukukun parçası olmasa dahi bütün sağlık çalışanları, ahlaki olarak profesyonel meslek kuruluşlarının koyduğu standartlara uymakla yükümlüdür, ahlaken bu kurallara bağlıdırlar. Makul bir mazeretleri olmadan mesleki standartlara uymaz, bu standartlardan saparlarsa yetkilerini kötüye kullanmaktan suçlu bulunurlar.[1] Bu tür davranışlar, mesleki disiplin suçunu oluşturur ve yaptırım ile karşı karşıya kalınır.

Sağlık Bakanlığı mevzuatı: Sağlık Bakanlığı tarafından çıkartılan ve 01.08.1998 tarih 23420 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Hasta Hakları Yönetmeliği’nin “Mahremiyete Saygı Gösterilmesi” başlıklı 21.maddesi uyarınca; “Hastanın, mahremiyetine saygı gösterilmesi esastır. Hasta mahremiyetinin korunmasını açıkça talep de edebilir. Her türlü tıbbi müdahale, hastanın mahremiyetine saygı gösterilmek suretiyle icra edilir.

Mahremiyete saygı gösterilmesi ve bunu istemek hakkı;

a) Hastanın, sağlık durumu ile ilgili tıbbi değerlendirmelerin gizlilik içerisinde yürütülmesini,

b) Muayenenin, teşhisin, tedavinin ve hasta ile doğrudan teması gerektiren diğer işlemlerin makul bir gizlilik ortamında gerçekleştirilmesini,

c) Tıbben sakınca olmayan hallerde yanında bir yakınının bulunmasına izin verilmesini,

d) Tedavisi ile doğrudan ilgili olmayan kimselerin, tıbbi müdahale sırasında bulunmamasını,

e) Hastalığın mahiyeti gerektirmedikçe hastanın şahsi ve ailevi hayatına müdahale edilmemesini,

f) Sağlık harcamalarının kaynağının gizli tutulmasını, kapsar.

Ölüm olayı, mahremiyetin bozulması hakkını vermez. …”

3/12/2003 tarihli ve 5013 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan “Biyoloji Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi: İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi”nin 4.maddesi uyarınca sağlık alanında herhangi bir müdahalenin, ilgili mesleki yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekmektedir. Bu çerçevede mesleki standartlara uygun bir muayene yapılırken, hasta mahremiyeti korunmak suretiyle öncelikle kişilerin öyküsünün -yakalama anından itibaren fiziksel ve ruhsal anlamda karşı karşıya kaldığı tüm koşulların (zorlama, hakaret, tehdit vb. yaklaşımlar, uyku, su, gıdadan yoksun bırakma gibi sınırlamalar, psikolojik ve fiziksel şiddet ile ilgili açıklamalarının) kendi aktardığı şekilde- alınması, yakınmalarla sınırlı olmayacak biçimde ruhsal ve fiziksel sağlık durumuna ilişkin bütünlüklü ve sistematik biçimde muayene edilmesi, öykü, yakınmalar ve muayenelerin yol göstericiliğinde gerekli radyolojik, laboratuvar tetkikleri (örneğin, susuz bırakma iddialarında üre, kreatinin, elektrolitler gibi kan biyokimyası dahil) ve gerekli konsültasyonların istenmesi ve bulguların kayıt altına alınması gerekmektedir. Bu hizmetlerin ancak sağlık kurumu içinde verilebilir

 


[1] İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı, Aşağılayıcı Muamele veya Cezaların Etkili Biçimde Soruşturulması ve Belgelendirilmesi İçin Kılavuz – Birleşmiş Milletler İstanbul Protokolü; Türk Tabipleri Birliği, 2009, sf.28