İklim Zirvesinde “endüstri” etkisi

Haberler

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 22. Taraflar Konferansı’na TTB adına Prof. Dr. Kayıhan Pala katıldı. Tıp Dünyası’na bilgi veren Pala, toplantıdaki çelişkilere ve yetersizliklere dikkat çekti.

Tıp Dünyası – HABER MERKEZİ

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 22. Taraflar Konferansı (Conference of the Parties, COP22) bu yıl 7-18 Kasım 2016 tarihlerinde Marakeş’te gerçekleştirildi.  COP22’ye Sağlık ve Çevre Birliği’nin (Health and Environmental Alliance, HEAL) daveti üzerine, gözlemci olarak, 8-10 Kasım tarihlerinde Türk Tabipleri Birliği adına Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala katıldı. Pala, toplantıya ilişkin tespitlerini Tıp Dünyası’na anlattı.

Pala, gözlemcilere açık ana oturumlarda tartışmaların bilimsel bilgi, ölçümler, kestirimler ve kapsamlı modellemeler üzerinden yürütülmesinin tatmin edici olduğunu, ancak aynı başarıyı küresel ısınmayı önlemek amacıyla atılması gereken adımlar ve ülkelerin sorumlulukları konusunda görmenin zor olduğunu söyledi.

Küresel ısınma halk sağlığı sorunu ama konuya yaklaşım sorunlu

Küresel ısınma temel olarak bir "Halk sağlığı" sorunu olduğu halde, programda sağlığa ayrılan oturumlar son derece sınırlı ve biraz "sorunlu" olduğunu belirten Pala, küresel ısınmanın yol açacağı göç ve sağlık etkisi oturumunun konuşmacılarından birinin büyük bir ilaç şirketinin yöneticisi olduğuna dikkat çekti. Pala, endüstrinin COP 22’deki etkisinin sadece oturumlarla sınırlı olmadığını, konferansın tercih ettiği dil ve iletişim kurma biçiminde de endüstrinin etkisinin yoğun olarak hissedildiğini kaydetti:

“Örneğin küresel ısınma ve eylem planı önerileri ağırlıklı olarak "Karbon bütçesi" ve "Karbon piyasası" üzerinden tartışılmaya zorlanıyor. Bu yaklaşıma değişik oturumlarda şirketlerin doğrudan kendi adlarıyla yaptıkları sunumları da eklemek gerek. Şirketlerin etkisi, kök neden analizi yapılmaksızın yürütülen eylem planı tartışmalarında da kendini gösteriyor. Birçok konuşmacıdan konuşması sırasında küresel ısınmaya etkisi bağlamında sanayi devrimini duymuş olmamıza karşın, hiçbir konuşmacıdan kapitalizm ya da kar maksimizasyonu kavramlarını duyamadık. Asıl nedeni görmezden gelerek soruna nasıl çözüm bulacağız?”

Ülke yaklaşımlarında çelişkiler

Pala, konferansta çelişkilerin de dikkat çekici söyledi:

“İsveç 2040'a kadar fosil yakıtlardan tümüyle kurtulmayı planladığını açıklarken, ne ABD ne Çin ne de Hindistan örneğin her hangi bir somut plan açıklamıyor.”

Türkiye’nin ağırlıklı olarak fosil yakıtlara dayanan enerji politikasını üç gün boyunca çeşitli oturumlarda ve aralarda katılımcılarla paylaşma olanağı bulan Pala, Türkiye'de 80'nin üzerinde yeni kömürlü termik santral yapılmasının planlanması ve bunların hükümetler tarafından özellikle teşviklerle desteklenmesinin hayretle karşılandığını bildirdi.

Konferansta Sağlık Bakanlığı adına hiçbir temsilciyle karşılaşmadığını aktaran Pala, “Geçen yıl Paris’te düzenlenen COP21’de de Sağlık Bakanlığı adına gelen kimseyle karşılaşamadığımızı düşününce, ister istemez Sağlık Bakanlığı’nın iklim değişimi ve küresel ısınmayı bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendirmediğini düşündüm. Oysa COP22’deki birçok sunumda da açıkça görüldüğü gibi, Türkiye küresel ısınmadan en çok etkilenecek ülkeler arasında ön sıralarda yer alıyor” diye konuştu.

Sağlığın sosyal belirleyicileri dikkate alınmıyor

COP22’deki birçok oturumda iklim değişikliğinin eğer önlem alınmazsa büyük çaplı göç dalgalarına yol açabileceği öngörüldüğünü aktaran Pala, “Tahminlere göre 21.yüzyılın ilk yarısından sonra dünya nüfusunun üçte birinden fazlası yer değiştirmek zorunda kalabilir. İklim değişikliğinin yol açabileceği göç, sağlık etkisi bakımından ağırlıklı olarak “hastalık” ve “tedavi” üzerinden tartışılıyor; bir de göçle gidilen ülkenin sağlık sistemine etkisi ve getirebileceği ekonomik yük üzerinden. Peki ya barınma, beslenme, eğitim, toplumsal cinsiyet, istihdam, sosyal koruma, sosyal güvenlik ve temel sağlık hizmetlerine erişim gibi sağlığın sosyal belirleyicileri ne olacak? Sağlık oturumlarındaki sunumlarda bile genel olarak sağlığın sosyal belirleyicilerine değinilmemesi önemli bir sorun olarak görünüyor. Bu arada, halen çatışmalar ve savaşlar nedeniyle yerlerinden edilmiş ve göçe zorlanmış milyonlarca insandan hiç söz edilmemesi de dikkat çekici.”

Bununla birlikte Pala, kapitalizmin bu vahşi çağında COP22’nin dünyada hayatın geleceğine ilişkin eylem planlarının tartışılabileceği önemli bir zemin sunduğunu da ekledi.

“Günün fosili” ödülü Türkiye’ye!

Türkiye Konferansın ilk gününde, sera gazlarını azaltmaya yönelik her hangi bir eylem planı açıklamamış olmasına karşın, sera gazlarının azaltılmasına yönelik etkinlikler için kullanılması planlanan yeşil fondan kaynak istediği için hem günün konusu oldu hem de çevreci örgütler tarafından “Günün fosili” ödülünü almaya değer bulundu.