Demokrasi olmadan sağlık olmaz!

Makale

TTB 68. Büyük Kongresi’nde OHAL ve KHK’lere karşı mücadele, dayanışma ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı.

10 Haziran 2017 Cumartesi günü toplanan 68. TTB Büyük Kongresi, OHAL’in kaldırılmasını, KHK’lerin geri çekilmesini, haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilmiş hekimler ve kamu çalışanlarının görevlerine iade edilmesini istedi. OHAL ve KHK’lerin yarattığı mağduriyetlere karşı mesleki dayanışmanın yükseltilmesine karar verilen Büyük Kongre’de, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlılık taahhüdünde bulunuldu.

Tıp Dünyası – ANKARA

Türk Tabipleri Birliği 68. Büyük Kongresi (seçimsiz) 10 Haziran 2017 Cumartesi günü Ankara’da Devlet Su İşleri Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Feride Aksu Tanık’ın Divan başkanlığına, Dr. Güzide Elitez, Dr. Neşe Yılmaz ve Dr. Şerif Demir’in Divan üyeliklerine seçilmesiyle başlayan kongrenin açış konuşmasını TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel yaptı. Tükel, 10-12 Haziran 2016 tarihinde yapılan 67. TTB Büyük Kongresi’nden bu yana Türkiye ve sağlık ortamında yaşananlara ilişkin ayrıntılı bir sunum gerçekleştirdi.

Muhalif kesimler kamudan tasfiye ediliyor

15 Temmuz’da meydana gelen darbe girişiminin ardından Türkiye’nin Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) yönetilen Olağanüstü Hal (OHAL) dönemine girdiği belirten Tükel, bu dönemde Sağlık Bakanlığı ve üniversitelerden binlerce, kamudan ise yüzbini aşkın kişinin ihraç edildiğini, bu ihraçların sağlık hizmetine erişimi aksatarak halkın sağlık hakkını engellediğini vurguladı. TTB yöneticisi olarak ve TTB’nin çeşitli kurullarında uzun yıllar emek vermiş çok sayıda hekimin de ihraç edildiğini belirten Tükel, “darbe ile mücadele” gerekçesiyle başlatılan OHAL sürecinin giderek muhalif kesimlerin kamusal alandan tasfiyesine dönüştüğünü söyledi.

Sağlıkta şiddetin sağlık politikalarıyla ilişkisi somutlaştı

Sağlık alanında şiddetin giderek arttığını belirten Tükel, bunun temel nedenlerinden birinin sağlık alanında uygulanan politikalar olduğunu uzun zamandır dile getirdiklerini, ancak son olarak Elazığ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Muhammed Said Berilgen’in öldürülmesinin şiddetin sağlık politikalarıyla ilişkisini açık ve somut olarak ortaya koyduğunu kaydetti.

Şehir Hastaneleri emek sömürüsünü artıracak

Raşit Tükel, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının giderek olumsuzlaştığını belirirken, Kamu – Özel Ortaklığı modeli ile yaşama geçirilmekte olan şehir hastaneleri ile sağlık çalışlarının emeklerinin daha da sömürüldüğü bir döneme girildiğine dikkat çekti.

Tıp fakültelerinin içinde bulunduğu duruma da değinen Tükel, Türkiye’de tıp fakültelerinin sayısının 90’ı aştığını, kadrosu yetersiz, fiziksel koşulları ve altyapısı yetersiz yerlere tıp fakülteleri açıldığını kaydetti. Üniversite hastanelerinin borçlarının arttığına da dikkat çeken Tükel, bunun bir boyutunun da Sağlık Bakanlığı’nın üniversite hastanelerinin kendini yönetemediği tezi olduğunu ancak Sağlık Bakanlığı’nın kendi hastanelerini de yönetemediğini söyledi.

SBÜ kadrolarına dava açılacak

Tükel, Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) için 2140 kadro ilanı verildiğini, kadro sayısının çok yüksek olmasının yanı sıra, bunların adrese teslim kadrolar olduğunu kaydetti. SBÜ’nün ne özgür –özerk üniversite kavramına girdiğini, ne de üniversitenin yapısal özelliklerine uygun olduğunu belirten Tükel, Anayasa Mahkemesi’nin SBÜ’nün Mütevelli Heyet yapılanmasını Anayasa’ya aykırı bularak iptal ettiği ve yeniden düzenlenmesin ilişkin verdiği sürenin de 9 Haziran itibarıyla sona erdiği bilgisini  verdi. Tükel, TTB olarak bununla ilgili dava açma hazırlıklarını sürdürdüklerini söyledi.

Özgür, demokratik ve laik Türkiye için mücadeleye devam

Tükel, TTB olarak öncelikli hedeflerinin piyasacı sağlık politikalarına son verilmesi ve sermayenin taleplerinin değil, halkın sağlığını önceleyen toplumcu sağlık politikalarının yaşama geçirilmesi olduğunu belirtirken, barışın egemen olduğu, özgür, demokratik ve laik bir Türkiye için mücadele etmeyi ve hayır demeyi sürdüreceklerini bildirdi.

Prof. Dr. Raşit Tükel’in konuşmasının ardından, TTB Genel Sekreteri Dr. Sezai Berber, TTB Merkez  Konseyi’nin bir yıllık faaliyetini içeren bir sunum yaptı. Çalışma Raporuna http://www.ttb.org.tr/c_rapor/2016-2017/2016-2017.pdf bağlantısından ulaşılabilir.

Mali Raporun ve Denetleme Raporunun okunup görüşülerek oya sunulmasıyla süren Büyük Kongre, karar önerilerinin okunması, görüşülmesi ve oylanmasının ardından, dilek, istek ve önerilerin alınmasıyla sona erdi.  

——————–

yleyecek Sözümüz, Büyütecek Umudumuz Var!

Büyük Kongre’ye öğle saatlerinde verilen arada “Demokrasi Olmadan Sağlık Olmaz” başlıklı bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamayı TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel okudu.

Açıklamada, OHAL’in ilan edilmesinden bu yana, özellikle referandum sürecinde, bütün olağanüstü koşullara karşın, hekimlerin mesleki değerlerini ve halkın sağlık hakkını savunmaktan geri adım atmadığına, baskı ve zulüm politikalarına “hayır” diyerek, barışın egemen olduğu, laik, demokratik ve özgür bir ülke için mücadele ettiği belirtildi, 68. Kongreden alınan güçle, bu onurlu çabaya devam edileceği vurgulandı.

OHAL sürecinde, TTB’nin yöneticiliğini yapmış; TTB kurullarındaki çalışmalarıyla hekimlik değerlerine, demokrasi, hak ve özgürlükler mücadelesine yoğun emek ve katkı sunmuş; akademik alanda önemli çalışmalara imza atmış; eşit, parasız, nitelikli sağlık hizmeti ve toplum sağlığı için büyük bir özveriyle çalışan, sağlık hakkı mücadelesini birlikte yürüttüğümüz çok sayıda tabip odası üyesi meslektaşımız, kamu ve üniversitelerdeki görevlerinden ihraç edildiğine yer verilen açıklamada, “Adaletsizliklere, baskılara, antidemokratik uygulamalara boyun eğmeyeceğiz ve KHK’larla haksız ve hukuksuz biçimde üniversitelerinden, hastanelerinden, çalıştıkları sağlık kurumlarından uzaklaştırılan arkadaşlarımız görevlerine dönene kadar mücadelemize devam edeceğiz” denildi.

Türkiye’nin dünyanın en çok MR çekilen ülkesi haline geldiğine dikkat çekilen açıklamada, sağlıktan rant elde etmeyi seçen, sağlık gereksinimlerinin karşılanmasını bir kenara koyup sağlık hizmetlerini “maliyet etkinlik, verimlilik” gibi terimlerle metalaştıran, daha fazla işlem, daha fazla kazanç anlayışı ile halkın sağlığını hiçe sayan, sağlık hizmetlerinde kışkırtılmış bir talep yaratan, bir işletme mantığıyla kârlılığı öne çıkartan, Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerini  iflasa sürükleyen sağlık politikalarıyla mücadelenin hiç yılmadan sürdüreceği vurgulandı.

Açıklamada, 14 yıldır uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) ile Türkiye’nin sağlık alanında büyük bir krizin içine girdiği, Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerinin iflasın eşiğine geldiği, Genel Sağlık Sigortası (GSS) sisteminin işletilemez durumda olduğu,prim borcu olan ve GSS sisteminin dışında kalan vatandaşların sayısının her geçen gün arttığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun açığının giderek büyüdüğüne dikkat çekildi.

Kamu-özel ortaklığı modeli ile yapılan şehir hastaneleriyle kamudan özel sektöre büyük miktarlarda kaynak aktarımı sağlandığına yer verilen açıklamada, tüm bu gelişmelerin, SDP’nin artık sonuna gelindiğini gösterdiği belirtildi.

Açıklama, “Eşitlikçi, toplumcu, bilimsel ve laik bir sağlık sisteminin ancak demokrasi ve özgürlüklerin hakim olduğu bir ülkede gerçekleşebileceğinin bilincinde olarak TTB 68. Genel Kurulundan sesleniyoruz: Sağlık hakkımız, hekimlik değerlerimiz, toplumsal iyilik halinin ülkemizde ancak demokratik bir ortamın oluşması ile mümkün olacağından hareketle toplumsal sağlığımız için mücadelemize devam edeceğiz” ifadeleriyle sonlandırıldı.

————————–

TTB 68. Büyük Kongre kararları: Sağlık, eşitlik, demokrasi

10 Haziran 2017 Cumartesi günü gerçekleştirilen 68. TTB Büyük Kongresi, Olağanüstü Hal’in (OHAL) kaldırılmasını, Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) geri çekilmesini, haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilmiş hekimler ve kamu çalışanlarının görevlerine iade edilmesini istedi. OHAL ve KHK’lerin yarattığı mağduriyetlere karşı mesleki dayanışmanın yükseltilmesine karar verilen Büyük Kongre’de, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlılık taahhüdünde bulunuldu.

TTB 68. Büyük Kongresi’nde üç ayrı başlıkta tutum belgesi oy birliğiyle kabul edildi:

1- OHAL’in Kaldırılması ve KHK’lerin İptal Edilmesi: 15 Temmuz’u izleyen süreçte 2909 hekimin kamudan ihraç edildiğine dikkat çekilen tutum belgesinde, mecburi hizmet ve nakil atamalarında ortaya çıkan gecikme ve engellemelerin, halkın sağlık hakkını olumsuz etkilediği belirtildi. OHAL kapsamında ihraç edilen hekimlerin ve ailelerinin yaşadıkları haksızlık ve hukuksuzluklara vurgu yapılan tutum belgesinde, “Kongremiz siyasal iktidardan acilen OHAL’in kaldırılmasını, KHK’lerin iptal edilmesini, haksız ve hukuksuz şekilde ihraç edilen meslektaşlarımızın ve kamu çalışanlarının görevlerine iade edilmesini talep eder” denildi.

2- Mesleki Dayanışma: OHAL sürecinde ihraç edilen hekimlerin, tıp fakültesi ve tıpta uzmanlık eğitimi öğrencilerinin maruz kaldığı uygulamaların kaygıyla karşılandığına yer verilen tutum belgesinde, Büyük Kongre’nin ihraç edilen hekimlerin ve öğrencilerin yaşadıkları çaresizlik nedeniyle intihara sürüklenmelerine kadar varan insanlık dışı uygulamalara hekimlerin kayıtsız kalamayacağı düşüncesinde olduğu belirtildi. Mesleki etik değerler, vicdani yükümlülükler ve insanlık onuru gereği haksızlığa uğrayan tüm hekimlerle dayanışma sözü verildi.

3- Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Büyük Kongre, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi, İstanbul Sözleşmesi ve Hekimlik Meslek Etiği Kuralları doğrultusunda, TTB’nin bütün organlarının toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı olarak hareket edeceği taahhüdünde bulundu.  

TTB Büyük Kongresi’nde ayrıca şu kararlar alındı:

–          Sağlık Bilimleri Üniversitesi de dahil olmak üzere üniversitelerde kişiye özel akademik kadro ilan edilmesi sorunu ile ilgili gerekli çalışmaları yapmak üzere Merkez Konseyin görevlendirilmesine oybirliğiyle karar verildi.

–          Çalışan ve emekli hekimlerin özlük hakları ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için Merkez Konseyi’nin çalışmalarını sürdürmesine oybirliğiyle karar verildi.

–          Her odanın TTB aidatının mümkün olduğunca %5’i oranında katılacağı ve Merkez Konsey bütçesinden de gerekli payın aktarılacağı hukuk çalışmaları fonunun oluşturulmasına; bu fonun işleyiş usul ve esaslarının Merkez Konsey tarafından düzenlenmesine oyçokluğuyla karar verildi.

–          Hekim Huzurevi fonu oluşturulmasına oyçokluğuyla karar verildi.