Tabip Odalarında 2018-2020 döneminde görev yapacak Yönetim Kurulları belli oldu. TTB’ye bağlı 65 Tabip Odası’nda Nisan ayı boyunca süren seçimler tamamlanırken, 11 Tabip Odası’nın başkanlığını kadın hekimler üstlendi.
İstanbul, İzmir, Antalya, Diyarbakır, Bursa, Mardin, Trabzon, Ordu ve Afyonkarahisar’da Tabip Odası başkanlığını üstlenen kadın hekimlerle odalarına ilişkin seçim değerlendirmesini, tabip odaları yönetimlerinde kadın hekimlerin olmasını ve önümüzdeki dönem faaliyetlerini konuştuk.
Tıp Dünyası – HABER MERKEZİ
Sağlıkta şiddetin önlenmesi için çalışacağız
Dr. Alev Türe -Afyonkarahisar Tabipler Odası Başkanı
Tabip Odası seçimlerinin tüm Türkiye’de çağdaş, barışçıl ve demokratik bir şekilde yapılması beni çok mutlu etti. Sonuçta hekim hakları ve hekimlerin özlük haklarının iyileştirilmesi adına başlangıç için anlamlı bir adım oldu.
Tabip odası seçimlerinde Türkiye genelinde 11 odanın başkanının bayan olması ayrıca çok sevindirici. Bir toplumda kadını yüceltirseniz bu sonuç toplumun diğer tüm organlarına da yansıyacaktır. Ayrıca, Afyonkarahisar’ın ilk kadın tabipler odası başkanı olarak seçilmek beni onurlandırdı. Kadın, erkek tüm yönetimimiz omuz omuza daha iyiyi, daha güzeli yakalamak için çalışacağız. Üye sayımızı arttırıp, hekimlerimizin yanında onların sesi olmaya çalışacağız. Özellikle sağlıkta şiddetin önlenmesiyle ilgili resmi kurumlar, diğer sivil toplum kuruluşlarıyla el ele net bir duruş sergilemek konusunda kararlıyız. Yönetim anlayışımızda politize olmadan, tüm hekim arkadaşlarımıza eşit mesafede yaklaşarak, uyum içinde bir çalışma sistemi oluşturacağız. Ülkemiz için doğru ve etkin sağlık politikaları üretmek adına biz tabip odalarına düşen her noktada düşüncelerimizi ifade etmeye çalışacağız. Toplumlar sağlıklı nesillerle ilerler ve ayakta kalır. Bu konuda da her türlü çalışmada var olmaya çalışacağız.
—-
Kadın sağlıkçılarla ilgili çalışmalarımız yoğunlaşacak
Diyarbakır Tabip Odası Eş Başkanı Semra Güzel
Bu yıl yapılan tabip odası seçimlerinde hemen hemen bir çok ilde katılım itibariyle, çıkan sonuçlar itibariyle talepleri net bir şekilde ortaya koymakta. Demokrasi ve barış yönünde bir talebi çizen bir tablo mevcuttur. Birçok ilde Etkin Demokratik TTB çizgisinde bir yönetim çıkmıştır. Ayrıca resmi kadın başkan sayısı artmıştır. Diyarbakır ilimizde hem genel kurul hem de oda seçimleri güçlü geçmiştir. Oy kullanım oranı %40 artış göstermiştir. Bu da hekim arkadaşlarımızın herşeye rağmen meslek Odamızın yanındayız dediğini göstermektedir.
Bir çok odanın yönetimlerinde kadın temsiliyetinin artmasında meslek odası olarak doğru bir yolda olduğumuzu göstermektedir. OHAL ile beraber tüm toplumda yaratılmaya çalışırlar baskı ve antidemokratik uygulamalar kadının güçlü temsiliyeti ile yıkılacaktır. Çıkan sonuçlar biz kadınları alanlardan çekmeye çalışmalarına verdiğimiz güçlü bir cevaptır. Diyarbakır tabip odası olarak önceki dönem yönetime seçildikten sonra eşbaşkanlık sistemi ile çalıştık. Eşbaşkanlık sistemi ile kadının üstü örtülmüş gücü ve perdelenen emeği tekrar açığa çıkarılıp görünür kılınmıştır Kadın nesne olmaktan çıkarılıp özne haline getirilmiş sözünü yükseltmiştir. Eşit temsiliyet ortak irade ile kolektif bir çalışmayı ortaya çıkartmıştır.
Yeni dönem için planlamalarımız ise; bilim- kadın atölyesi (jineoloji) kurmak. Ayrıca önceki dönemde planlanan anket çalışmasını (kadın sağlıkçılarda mobbing) yapmak, bilimsel çalışmalar yapıp bunu yayın haline getirebilmek, yapılabilen yayınları mor bülten adı altında paylaşmak, kültür sanat faaliyetleri yapmak, seminerler yapabilmek (iyi hekimlik ve etik değerler ile ilgili, sağlığın toplumsallaşması gibi).
—–
İyi hekimlik değerlerini savunmaya devam edeceğiz!
Dr. Derya Etem – Mardin Tabip Odası Eş Başkanı
Maalesef, Mardin Tabip Odası aktivist sayısı fazla olan bir oda değil. Burası mecburi hizmet bölgesi ve atanan hekim arkadaşlarımız ya üyeliklerini odamıza taşımıyorlar ya da üye olma ihtiyacı duymuyorlar. Seçimi değerlendirirken bu durumu da dikkate alarak katılımın fazla olmadığını söylemek mümkün. Ancak TTB Merkez Konsey üyelerinin soruşturmaya tabii tutulması, gözaltına alınmaları her yerde olduğu gibi Mardin’de de reaksiyona sebep oldu ve hekimler burada da meslek örgütlerine sahip çıktılar.
Kadın hekimlerin özgün sorunları olduğunu biliyoruz. Özgün sorunları olan kadın hekimlerin yine özgün bir örgütlenme alanı olarak kadın hekimlik ve kadın sağlı kolunda örgütlenmeleri yeterli midir sorusunu sormak istiyorum. 11 odada kadın başkan olması kadın hekimler adına elbette oldukça yetersiz bir temsiliyeti ifade ediyor. Ayrıca 11 kişilik TTB Merkez Konseyde bir Kadın Sekreterinin bulunmasını ihtiyaç olarak görmekteyim. Belki fiili eş başkanlık uygulaması kadın hekimlerin yönetim süreçlerine etkin katılımı konusunda önemli bir adım olabilir. Örneğin Mardin Tabip Odası eş başkanlık sistemini 2014-2016 döneminden beri fiilen uygulamaktadır. 2016-2018 döneminde H. Zeki Uzun ile Berivan Tunca Eş Başkan’lık görevini sürdürdüler. 2018-2020 döneminde Eş Başkan olarak ben ve Osman Sağlam sürdüreceğiz.
İyi hekimlik değerlerini savunmak, herkese eşit, ücretsiz, ulaşılabilir sağlık hizmeti verilmesi gerektiğini her fırsatta hatırlatmak ve sağlık ortamına dair söz üretmek gibi görevlerimizin yanına koyduğumuz hedeflerimiz var elbette. Kadın Hekimlere yönelik özgün çalışma yürütmenin kaçınılmazlığı ortadadır. Komisyonların aktifleşmesi ve hekim meclisinin etkin olarak işlemesi için çaba göstereceğiz. Oda olarak kadın çalışmalarına desteğimiz devam edecek. Şehir hastaneleri ile ilgili SES ile birlikte sağlık emekçilerine yönelik bilgilendirme çalışması yapmayı planlıyoruz. LÖSEV ile birlikte bir farkındalık çalışması yapmayı planlıyoruz.
—–
Genç hekimlere ulaşacağız
Dr. Ebru Sivri – Trabzon Tabip Odası Başkanı
‘Değişim yine, yeniden’ sloganıyla seçime girdik. Bu seçim iki dönem önce ortaya çıkan ‘Değişim Grubunun’ varlığının ürünüdür. Asıl zorlu süreç o seçim sürecinde aşılarak bu noktaya gelindi. Bunun doğal sonucu olarak kolay bir seçim geçirdiğimiz söylenebilir.
Kadının değersizleştirilmeye çalışıldığı bu son dönemde ki tüm saldırılara karşı çok güzel bir cevap olduğunu düşünüyorum. Kadın başkanlarımızın sayısının artması çok gurur verici ve umuda ihtiyacımız olan bu dönemde güzel günler göreceğimize dair bir ışık. Vitrinde olmasalar da kadınlar aslında her yerde, her güzel fikrin arkasında var. Ve çok fazla emek vererek çalıştıklarını biliyorum çünkü sosyal sorumlulukları erkeklere göre daha fazla. Ama yine de cinsiyetçi bir bakış açısıyla yaklaşmayı doğru bulmuyorum. Tabip Odaları nasıl hem kadın hem erkek meslektaşlarımızı cinsiyet ayrımı gözetmeksizin temsil edebiliyorsa, başkanlarının da erkek olması kadar kadın olması da doğal.
Ne yazık ki genç nesil meslektaşlarımız Tabip Odalarını bilmiyor. Yeni mezun hekimlerin üyelik başvuru oranları yok denecek kadar az. Mesleğimize ait aidiyet duygusunun daha üniversite yıllarından başladığını göz önüne alındığımızda öncelikle Tıp Fakültesi öğrencilerine kendimizi anlatmamız lazım. Daha sonrasında kıdemli hekimlerle, meslekte yeni hekimlerimizi buluşturmak gerekiyor. İlimizde bununla ilgili çalışmalarımız olacak.
Hekimler olarak özellikle hukuki konular ve mesleki haklarımız konusunda yetersiz kaldığımız durumlar var. Bu hizmeti oda bünyesinde vermenin dışında bireysel olarak daha donanımlı olmak için eğitimler planlanıyoruz.
Toplum sağlığını riske sokacak ve hekimlik mesleğini rencide edecek, bilimsel yönteme uymayan, kanıta dayanmayan, geleneksel olduğu söylenen tüm tıp dışı uygulamaların karşısındayız. Bu konuyla ilgili çalışmalarımız olacak.
—–
Mesleğimize, onurumuza, değerlerimize, geleceğimize ve ülkemize sahip çıkıyoruz
Dr. Güzide Elitez – Bursa Tabip Odası Başkanı
Bursa’da, Bursa Tabip Odası 2018-2020 dönemi seçimlerine, Çağdaş Hekim gurubu tek liste olarak girdi. Bu Çağdaş Hekim gurubunun karşısına herhangi bir gurubun aday olarak çıkmadığı, tek liste olarak seçime girdiği, dördüncü dönem oluyor. Seçime herhangi bir aday gurubun olmamasını geçtiğimiz dönemlerde Bursa Tabip Odasının yönetimini üstlenen tüm arkadaşlarımızın ortak başarısı olarak görmemiz gerekiyor. Seçimlere katılımın da tek aday liste olmasına karşın oldukça yüksek olmasını da odamızın kurullarında çalışan arkadaşlarımızın çalışma azminin desteklenmesi olarak yorumlayabiliriz. Yine seçim günü meslektaşlarımızın gerek gelip seçimde oy kullanarak, gerekse bize sözlü olarak gösterdiği destek, önümüzdeki dönem çalışmalarımızda en önemli motivasyon nedenimiz olacaktır.
11 kadın meslektaşımla beraber meslek örgütümüze, meslek alanımıza, hekimliğe, ülkemiz sağlığına katkıda bulunmak gerçekten gurur verici. Ülkemizde kadınlarımızın özellikle yöneticilik konusunda geride kalmasının nedenlerini bir kenarda bırakarak, odalarımızın başkanlığını üstlenen tüm meslektaşlarımı kutluyor ve başarılar diliyorum. Kadınlar ülkemizin ve mesleğimiz geçtiği bu zor günlerde böyle önemli bir görevi yüklenmelerini çok değerli buluyorum. Zor günlerde zor görevlere gönüllü olmanın, kadın olmaktan geldiğini düşünüyorum, bu toprakların kadınlarının tüm zor zamanlarda çok önemli önderlikleri olmuştur. Kadın meslektaşlarımla berber önemli bir dayanışma ruhu gerçekleştireceğimizi düşünüyorum.
2018-2020 döneminde iyi hekimlik değerlerini sahiplenerek, bağımsız, bilimsel, demokratik, çözüm üreten, çok sesli, bir Bursa Tabip Odası için çalışacağız. Bu dönemde özellikle genç meslektaşlarımızla başta olmak üzere daha çok meslektaşımızla bir arada olup, dayanışma duygusunu arttırarak, sağlık alanında iyi hekimlik değerlerinin gerçekleştirilmesi için çaba göstereceğiz. Meslektaşlarımızla barışık ve uyum içinde; mesleğimize, onurumuza, değerlerimize, geleceğimize ve ülkemize sahip çıkacağız
—–
Sağlıkta şiddetin önlenmesi öncelikli hedefimiz
Dr. Esra Yancar – Ordu Tabip Odası Başkanı
Seçimimiz 22 Nisan 2018 Pazar günü gerçekleşti, tek liste olarak çıktığımız seçim maratonunun son günü demokratik, keyifli ve yoğun geçti. Tüm liste yönetim kurulu, denetim kurulu, delegeler ve onur kurulu olarak bu işi yapmaya gönüllü dinamik meslektaşlarımdan oluşmakta ve önümüzdeki 2 yılı tüm hekim arkadaşlarımızın daha huzurlu ve mutlu çalışma koşullarında mesleklerini icra etmeleri, hekimlerin haklarının korunması, hekime uygulanan şiddetin önlenmesiyle ilgili çalışmalarla geçirmeyi hedeflemekteyiz.
11 tabip odasının başkanlığını kadın hekimlerin oluşturması bir bayan olarak beni çok mutlu etti ve onurlandırdı. Kadının elinin değdiği her şeyin farklılaşıp güzelleşeceğine inanlardanım. Atatürk’ün bize verdiği sosyal haklar sayesinde şu an bu konumlara gelen kadın hekim başkanların, hekimler adına yeni ve güzel şeylere vesile olacağına bu uğurda canla başla çalışacağımıza eminim. Bu vesile ile Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e sonsuz minnet ve şükranlarımı iletmeyi bir borç bilirim. Ben kendi seçim listemi oluştururken kendi adıma kadın hekimlere öncelik vermeye çalıştım. Nitekim 7 kişilik yönetim kurulunun 3’ü ve onur kurulu üyelerinin 2’si kadın hekimlerden oluşturmakta.
Hekimlerin değersizleştiği, çalışma koşullarının zorlaştığı, iş yüklerinin arttığı, performans sistemi nedeniyle çalışma barışının bozulduğu zor bir dönem yaşıyoruz. Aynı zamanda bir psikiyatrist olarak hekimlerin tüm diğer sağlık çalışanları gibi tükenmiş olduğunu görmekteyim. Tüm bu zorluklara rağmen mesleklerini özveriyle yapmaya çalışan hekimlere yönelik hasta ya da hasta yakınlarının sözel ya da fiziksel şiddeti asla ve asla kabul edilemez. Bugüne kadar bu konuda hekimlerin gösterdikleri tepkiye rağmen bu fiili gerçekleştirenlere karşı caydırıcı bir yöntemin uygulanmadığını düşünmekteyim. Öncelikli hedeflerimizden biri bu konuyu gündemde tutarak gerekli yaptırımların uygulamaya geçilmesini sağlamak. Geçen sene ilk mezunlarını veren Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesinin acil olarak kampüs içinde bir üniversite hastanesine ihtiyacı var. Bu ihtiyaç artık daha fazla ötelenemeyecek durumda çünkü gerek artan öğrenci sayısı, gerek asistan ve gerek akademik personel artık o mekânda hizmet ve eğitim vermeyi nerdeyse olanaksız kılmakta. Bu konuda yapılabileceklerle ilgili Sağlık Bakanımızla görüşmeler planlamaktayız. Hekim arkadaşlarımızın çalışma koşullarının iyileştirilmesi, mesleki çıkarlarının korunması, aramızdaki birlik ve beraberliğin arttırılmasına yönelik faaliyetler diğer yürüteceğimiz çalışmalardan sadece birkaçı.
—–
Demokratik ve özgür bir ortam için hekimlere görev düşüyor
Prof. Dr. Funda Obuz – İzmir Tabip Odası Başkanı
Seçime uzun bir süredir hazırlanıyoruz. Bu süreçte hekimlerin özlük haklarını, mesleki etik değerlerin korunmasını, halkın sağlık hakkını, nitelikli sağlık hizmetinin önemini vurguladık. OHAL sürecinde işinden olan ve güvenlik soruşturması nedeniyle atanamayan hekimlerin sorunlarını dile getirdik. İktidarın 15 yıldır uyguladığı Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın hem sağlık sisteminde hem de hekimler üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri belirttik. Şehir Hastaneleri, son günlerde SGK geri ödeme listesine alınan geleneksel ve tamamlayıcı sağlık uygulamaları bunlardan bazılarıydı. Meslek örgütlerine ve özellikle Türk Tabipleri Birliği’ne yapılmak istenen müdahalelere karşı olduğumuzu anlattık. Savaşa karşı barışı, karanlığa karşı aydınlığı, özgürlüğü ve demokrasiyi savunduk. Bunların hekimlerde karşılık bulduğunu düşünüyorum.
Kadınların çalışma ve toplum yaşamının her yerinde var olması önemli. Sağlık alanında, tıpta ve öğretim üyeleri arasında kadınlar fazla. Ama aynı durumun yönetici kesime yansımadığını görüyoruz. Ben kadın mücadelesinden gelen bir kişi değilim. Seçilmemde tek başına bunun etkili olduğunu düşünmüyorum. Son dönemde yaşanan süreçte özellikle kadınların cesaretli duruşunun önemli olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca şunu da unutmamak gerekir. Geleneksel uygulamaların, laiklikten verilen ödünlerin kadını ötekileştirdiği ve eve kapatmak istediği bir dönemdeyiz. Son 15 yılda giderek de geriye gidiyoruz. Bu durumun da kadın adayları desteklemeye yönelten bir neden olabileceğini düşünüyorum.
Hekimlerin sorunlarının çözümü için demokratik ve katılımcı bir yönetim anlayışını benimseyecek, mesleki etik değerlerin korunması ve geliştirilmesi için çalışacağız. Uzun süredir çalışmayan komisyonların yeniden aktif hale getirilmesine, kendi üretimleri ve çözüm önerilerini oluşturmasına olanak sağlayacağız. Hekimlerle kendi kurumlarında ve tabip odasında mümkün olduğunca bir araya gelmeye ve sorunlarını dinlemeye çalışacağız. Daha önce de var olan İzmir Tabip Odası’nın Hekimler İçin Acil Durum Hattı’nın yaygınlaştırılmasını sağlayacağız. Toplumun sağlığının korunmasında ve sağlığın en önemli belirleyicilerinden demokratik ve özgür bir ortamın yerleşmesinde hekimlere büyük görev düşüyor. Bunun sağlanması için üzerimize düşeni yapacağız. Uygulanan sağlık politikalarına eleştirel ve sorgulayan bir tutum içinde olacak, kendi çözüm önerilerimizi kamuoyu ile paylaşacağız.
——
Saray’ın odası olmayacağız!
Prof. Dr. Nursel Şahin – Antalya Tabip Odası Başkanı
Tabip Odası seçimleri, birçok zorluğa karşın korumaya çalıştığımız “İyi Hekimlik” değerlerinin yok sayıldığı, iş güvencemizin, özlük haklarımızın elimizden alındığı, mesleki bağımsızlığımıza yönelik baskıların arttığı ve kendi çalışma ortamlarımıza yabancılaştırıldığımız bir dönemde yapıldı. Olağanüstü hal koşullarında, temel hak ve özgürlüklerimiz kısıtlanmışken, üstelik TTB ve Tabip odalarının kurumsal kimliklerine yönelik tehditler ve yeniden yapılandırılma istekleri açıkça kamuya beyan edilirken seçimlere hazırlandık.
Bir taraftan kriz, işsizlik, yoksulluk, doğanın talanı, diğer taraftan çatışmalar, savaşlar, göç ve mülteciler dünyanın ve ülkemizin gündemini oluşturmakta. Sağlık hakkımızın daraltıldığı, emeğimiz değersizleştirildiği, toplumun ciddi bir biçimde kutuplaştırıldığı bu günlerde dayanışmanın da büyüyeceğine inanıyoruz. Hekimlerde bütün bu sorunlarla mücadele edecek, mevcut iktidarın ve yanlış sağlık politikalarının karşısında duracak, “Sarayın Odası” olmayacak hekimlere onay vermiş, TTB’ne ve meslek odalarına sahip çıkmışlardır. Türkiye toplumunun olduğu gibi hekimlerin de umuda ihtiyacı var.
Sağlık çalışanları ve hekimler arasında kadınlar diğer çalışma alanlarına göre oldukça çoğunluktadır. Akademik dünyada özellikle tıp alanında da böyle. Etkin Demokratik TTB olarak kadınlara yönelik bir kota uygulanıyor. Ama kadınların temsilinin bu dönemde yükselişinde birçok etken mevcut. Kuşkusuz bu talepleri bugün en fazla dillendirenlerin başında kadınlar gelmektedir. Eşitlik ve özgürlük talepleri çok daha yakıcıdır. Şiddet ortamı ve dilinden paylarını fazlası ile almaktalar. Kadına yönelik şiddet giderek artıyor. İktidarın kadın bedeni üzerindeki tahakküm isteği, buna uygun sağlık politikaları, sınırlamalar mevcut. Kadınların nasıl yaşayacağından, nasıl üreyeceğine, nerede güleceğine dek müdahale ediliyor. Daha fazla tacize, cinsel istismara uğruyor ve öldürülüyorlar. Erken evliliğe ve eve mahkûm edilmek isteniyorlar. Kadınların buna isyanı var.
Çağdaş Hekimler olarak, sağlık alanındaki şiddetten performans baskısına, nitelikli sağlık hizmeti sunumundan kişisel verilerin gizliliğine, asistan kıyımından ataması yapılmayan hekimlere, taşeronlaştırma/güvencesizleştirmeden tıp eğitiminin sorunlarına, “alternatif ve tamamlayıcı tıp” ile gericiliğin egemenliğine, etik değerlerin yitirilmesinden şehir hastanelerine varan sorunların kaynağı olan Sağlıkta Dönüşüm adı verilen piyasacı, özelleştirmeci sağlık programından vazgeçilmesi için uyarmaya devam edeceğiz.
Meslektaşlarımız şiddete uğrarken, ücretlerimiz gün geçtikçe erirken, kıdem tazminatımız yok edilmek istenirken, hekimler haksız ve hukuksuz olarak görevlerinden uzaklaştırılırken, yeni mezun hekimlerin atamaları yapılmazken Çağdaş Hekimler olarak meslek örgütümüz Antalya Tabip Odası’nın ve TTB’nin Saray’ın odası haline gelmesine de, Bakanlık bürosuna dönüşmesine de izin vermeme kararlılığındayız.
—–
Sağlığın piyasalaştırılmasına karşı mücadelemiz sürecek
Prof. Dr. Pınar Saip – İstanbul Tabip Odası Başkanı
Seçimler odalara yönelik baskıların arttığı, TTB yöneticilerinin gözaltına alındığı, karalayıcı kampanyaların yürütüldüğü bir ortamda yapıldı. Buna rağmen her görüşten grup oda seçimlerine katıldı. Hekimlerin odalarına sahip çıkacağını seçim öncesi sahayı dolaşırken hissettik. Seçime katılımın yüksek olması bundan sonraki çalışmalarımız açısından da umut verici oldu. Oy kullanan 7316 hekimden 4124’ünün desteğini aldık. Seçimlerde ‘’Demokratik Katılım Grubu’’ 4124; “Cumhuriyetçi Hekimler” 1304; “Hekimlikte Birlik ve Haklar Platformu” 1455 ve “Türk Hekimleri Birliği” 382 oy aldı. Seçim süreci genel olarak hekimlere yaraşır bir şekilde geçti. ‘’Ölülere oy kullandırıyorlar’’ şeklinde spekülatif haberler ve seçimi erteletme, yaptırmama girişimleri bir işe yaramadı, destek bulamadı. Bu dönemde aklın ve bilimin ışığında hekimlik ilkeleri çerçevesinde hekimlerin birleşmesi çok önemliydi ve gerçekleşti.
Son yıllarda Türkiye’de genel olarak kadın hareketi güçlendi. Demokratik Katılım Grubu içinde kadınların sayısı fazla ve çok aktifler. TTB ve odaların ‘’kadın hekimlik ve kadın komisyonları’’, kadınlar ve kadın hekimlerin sorunlarına ve haklarına yönelik yıllardır çalışmalar yapıyor. Halk sağlığı açısından kadınların ciddi problemleri var; savaş göç, erken yaşta evlilik, küretaj, kadına şiddet, kadın cinayetleri, kadın bedeni üzerindeki istismar…. Kadın hekimlerin kendine has gebelik, süt izni, taciz gibi farklı sorunları da var. Toplumda bu sorunlar çerçevesinde farkındalık giderek artmakta, kadın daha görünür gelmektedir. Yıllardır kadın hekimlerin yürüttüğü mücadelelerin sonuçları ve Türkiyede’ki kadın hareketlerinin güçlenmesinin kadın başkan sayısının artmasında büyük katkısı var. Kadın dili ve iletişimi, sivil toplum kuruluşlarına ve odalara büyük yenilikler getirecektir, daha kapsayıcı olacaktır, daha mücadeleci olacaktır. Bu bakımdan kadın temsiliyeti ne kadar artarsa demokrasi, uzlaşı ve mücadele dili daha yükselecektir
Demokratik Katılım Grubu’nun ana ilkeleri çervesinde programımızı geliştireceğiz. Bunu yaparken en geniş hekim kitlesinin görüşlerini ve katılımını sağlayarak ilerleyeceğiz. Programımızdaki ana hedeflerimiz İTO’nun çağdaş, laik, demokratik, eşitlikçi yapısını korumak ve geliştirmek, sağlığın piyasalaştırılmasına, ticarileştirilmesine karşı kamucu, toplumcu politikaları savunmak, sağlık hizmetinin hastaya ve hekime yaraşır şekilde insan onuruna uygun koşullarda verilmesi için çalışmak, iş güvencesi, can güvencesi, mesleki bağımsızlık, çalışan ve emekli maaşlarının arttılması için mücadele etmek, sağlık hizmet sunumunda etik ilkelere dayalı iyi hekimlik uygulamalarının yaygınlaşmasına katkıda bulunmak, halk sağlığını ilgilendiren konularda çalışmalar yapmak, tıp eğitimi standartlarının yükseltilmesi için çalışmak, sağlıkta şiddete karşı mücadele etmek, akademide liyakat, bilimsel özerklik ve nesnelliğin sağlanması için mücadele etmek, hastaların doğru bilimsel ve güncel tanı ve tedavi yöntemlerine ulaşmasına katkıda bulunmak, bilim dışı tedavilerle mücadele etmek, sağlıkta dönüşüm programı ve performans sisteminin sakıncalarını yetkililere ve halkımıza anlatmak gibi yoğun çalışma programımız mevcut.
Tıp fakültelerinin özellikle son yıllardaki kan kaybetmesi ve çöküşü, ülke tıbbı açısından ciddi kayıplara yol açaçak bir konu. Bunu özellikle programımıza alarak öğretim üyelerinden oluşan bir danışma kurulu oluşturacağız.
—–
Hekimin ve halkın sağlığı önceliğimiz
Dr. Asu Gedikkaya – Osmaniye Tabip Odası Başkanı
24 Nisan 2016’da yol arkadaşım meslektaşlarımla, anayasal, mesleki tek birliğimiz olan Türk Tabipleri Birliği Osmaniye Tabip Odası’nda bir yolculuğa çıktık. Hekim güç birliği yaptık. Ve dedik ki; Biz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Atatürk ilke ve inkılapları ışığında pozitif bilim ile eğittiği Türk hekimleri olarak; öncelikli görevimiz, hekim haklarına sahip çıkacağız, hekimlerin gücüne güveneceğiz. Sağlık sisteminin yanlışlarına, aksaklıklarına karşı çıkacağız. Hekimin ve halkın sağlığı öncelikli görevimiz olacak.
Bu zaman zarfında hekim sorunları, dayanışması ile meşgul olduk. Kutup yıldızımız olan Atatürkçü, çağdaş, ulusal çizgiden hiç bir koşulda şaşmayacak olan hekim birliğimiz; yurtsever, Atatürkçü hekimlerin tek adresi olmuştur. Gücü, bağımsızlığından gelen sivil toplum kurumlarının maalesef her birinin siyaseten zapt edildiği günümüzde, Osmaniye Tabip Odası siyasetin çıkmaz sokağına girmemiştir.
Kadınlar bir araya gelmelidir. Diğer kadınlara umut olabilmeli, güç birliği yapmalıdırlar. Kadınların gözlerindeki kader ve keder perdesini aramalı, kaldırmalıyız. Onların sesi, gücü olmalıyız.
2018-2020 döneminde yine çok değerli meslektaşlarımızla birlikte çalışma fırsatı yakaladık. Ne kadar güçlü katılımcı, üye desteği yüksek oda; kamuoyunda o kadar güçlü oda demektir. Unutmayalım ki varlık sebebimiz olan meslektaşlarımızın katılımları ile bu oda güçlenecek ve üyelerimiz in çığlıklarını gür bir sesle haykıracaktır.
Mesleki- sosyal dayanışma ruhunu koruyarak; hekimlerin sönmeye yüz tutan umutlarını muhafaza etmeye gayret edeceğiz. Toplum ve hekim adına, omuz omuza destek vererek bir birimize, durmadan çalışacağız… Üyelerimizin talep, beklentileri doğrultusunda hız kesmeden devam edeceğiz. İnsanca yaşamak ve onurlu bir hekimlik yapmak için sabırla çalışmaya devam edeceğiz. Sabırla “Sağlıkta Şiddet” yasasının çıkmasını bekliyoruz. Dr. Ersin Arslan’ı, Dr. Kamil Furtun’u, Dr. Aynur Ağdemir’i ve katledilen daha nice meslektaşımızı keder ve saygı ile anıyoruz.
——
Kadın hekimler elini taşın altına koydu
Dr. C. Meral Alten – Denizli Tabip Odası Başkanı
Denizli tabip odası başkanı olarak, tabip odası seçimlerimiz, grubumuz adına çok başarılı gerçekleşti. Seçimlere üç ay öncesinden tüm ekibimi de netleştirerek hazırdım. Son hafta ikinci bir ekip de seçimlere katıldı. Ezici bir farkla tüm ekibim firesiz seçildik, bu ben ve ekibim için başarımızı daha da değerli kıldı.
11 tabip odası başkanlığını kadınların oluşturmasına sevindim. Demek ki artık kadınlar olarak elimizi taşın altına koymak zamanı geldiğini anladık, gücümüzün farkına vardık. Denizli’de ilk kadın başkan olmam medyanın da çok ilgisini çekti. Buna sevindim ama üzüldüm de kadından başkan beklenmiyormuş demek ki.
Önümüzdeki dönem yapmak istediğim çok projem var. Umarım çoğunu gerçekleştirebilirim. Öncelikle üye sayımızı artırmak gerek. Tabip odası ne işe yarar algısını değiştirip, zorunlu olarak değil, aidiyet hissederek, isteyerek, benim odam denmesini sağlamak. Bunun için de hekimi ve haklarını önceleyen bir oda olmaya çalışacağım, çalışacağız.