Ankara’da ve Tüm İllerde Eşzamanlı Seslendik: Yaşam Hakkımızdan Vazgeçmiyoruz, Ölümleri Durdurun!

Haberler

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve tabip odalarının çağrısıyla emek-meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler, 15 Nisan 2021 günü Ankara’da Ulus Meydanı’nda ve illerde sağlık müdürlükleri önünde “Yaşam Hakkımızdan Vazgeçmiyoruz, Ölümleri Durdurun!” başlıklı basın açıklamaları gerçekleştirdi.

Ankara’daki basın açıklamasına TTB Merkez Konseyi üyeleri; Adana, Ankara, Antalya, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Muğla, Samsun, Şanlıurfa ve Van tabip odalarının başkanları ve yöneticileri ile emek-meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin temsilcileri katıldı.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, çağrılarına yanıt verip basın açıklamasına katılan tüm örgütlere teşekkür ederek söze başladı. TTB’nin toplumcu bir sağlık anlayışıyla ilk günden itibaren yaptığı uyarılara kulak verilmediğini söyleyen Korur Fincancı, özellikle 1 Mart’tan itibaren yürütülen “kontrolsüz normalleşememe” politikaları nedeniyle bugünkü acı tablonun ortaya çıktığını kaydetti.

Tabip odaları başkanları da basın açıklamasında kısa sözler aldı. İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip “İktidar bir an önce gerekli tedbirleri almalı, çarkları durdurmalı, gerekli sosyal destekleri sağlamalıdır” derken; Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Elif Turan turkuaz tablodaki her bir sayının bir insan yaşamını temsil ettiğini ve TTB’nin yaşamın kutsallığından asla vazgeçmeyeceğini ifade etti. İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı salgının üçüncü piki göstere göstere gelirken hiçbir önlem alınmadığını; 84 milyonun salgının sorumlusu değil, kurbanı olduğunu kaydetti ve konuşmasını “Yönetemiyorsunuz! Çekilin artık, biz yönetelim!” diyerek bitirdi. Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Ali Karakoç ise katılımcılara dönerek “Salgının bu kadar kötü yönetilmesinde siz sorumlu musunuz?” diye sordu. Katılımcılar hep bir ağızdan “Hayır” yanıtı verdi.

“Yaşamak yaşatmak istiyoruz”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganlarının atıldığı açıklamada DİSK, KESK, TMMOB, TDB, Genel Sağlık-İş Sendikası, ASMMMO, Halkevleri, TKP, Sol Parti, EMEP, CHP ve HDP temsilcileri birer konuşma yaptı.

Basın açıklamasını TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut okudu. Günlük vaka sayılarının 60 bine dayandığını, gerçek verilerin ancak üçte birini yansıtan can kayıplarının 250’yi aştığını söyleyen Bulut, bu tablonun sorumlusunun eksik, yanlış, tutarsız politikalar ve başarısız salgın yönetimi uygulayan iktidar olduğunu belirtti. Sağlık emek-meslek örgütlerinin bir yıldır söylenmeyeni söylemeye, görünmeyeni görünür kılmaya çalıştığını, toplamda 50 metreyi aşan yazılar yazıldığını fakat yanıt alamadıklarını aktaran Bulut, “Bugün buradayız çünkü ölümleri görmeye tahammülümüz kalmadı, meslektaşlarımızın tükendiğine tanıklık etmeye tahammülümüz kalmadı” dedi.

Açıklamada atılması gerektiği söylenen acil önlemler ise şöyle sıralandı:

  • Mevcut sağlık politikalarının başarısız olduğu artık kabul edilmeli; sağlığa bütüncül bakan toplum ve sağlık örgütlerinin katılımıyla dayanışma içerisinde yeni bir sağlık sistemi kurulmalıdır.
  • Pandemi ile mücadele, derhal geniş katılımlı yerel pandemi kurullarına devredilmelidir. Bu kurullara yerel yönetimler, sağlık emek ve meslek örgütleri ve toplum dahil edilmelidir.
  • Bilimsel kriterlere uygun filyasyon çalışmalarına hızla başlanıp salgının ilk kaynağına ulaşılmalı, bireyler hastalanmadan veya hastaneye gelmeden gerekli adımlar atılmalıdır.
  • Çalışanlar sosyal ve ekonomik hiçbir kayba uğratılmadan; AVM, fabrika, lokanta, atölye, şantiye gibi kalabalık ve kapalı alanlar derhal kapatılmalıdır. En az 14 gün, tercihen 28 gün zorunlu üretim alanları dışında çalışanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeden çarklar durdurulmalıdır. Zorunlu üretim alanlarında çalışanlar için işyerine ulaşmada ve iş yerlerinde fiziksel önlemler alınmalı, dönüşümlü çalışma modelleri ile çalışma ortamlarında bulunan sayısı azaltılmalıdır.
  • Uluslararası dolaşım en aza indirgenmeli ve yalnızca çok gerekli şartlarda olmalı, yurtdışı seyahatlerinde 14 gün karantina uygulanmalıdır.
  • Aşılamada hedef toplumsal bağışıklık olmalıdır. Etkili bir aşılama programı uygulanmalıdır. Aşı temini ile ilgili süreç şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalı, toplumun önüne net bir aşı takvimi konulmalıdır. Mevcut durumda hızlı aşılama salgınla mücadelenin en önemli parçasıdır. Aşıda patenti ortadan kaldıracak uluslararası adımlar atılmalıdır.
  • Sağlık çalışanlarının mevcut pandeminin yükü yetmezmiş gibi iktidarın vurdumduymazlığıyla daha da tükendiği görülmelidir. COVID-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi gibi basit bir adımın bile atılmaması halen bir ayıp olarak ortada durmaktadır. Halen atanmayı bekleyen ve KHK ile gerekçe gösterilmeden ihraç edilmiş tüm sağlık çalışanları hızla salgınla mücadelede yerlerini almalıdır. Sağlık çalışanları artık dinlenebilmelidir.

Okunan basın açıklaması için tıklayın.