6 Şubat Kahramanmaraş depremleri başta Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya ve bağlı ilçeleri olmak üzere 11 ili kapsayan çok büyük bir alanda etkili oldu. 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, 234 bin civarında bina ve yaklaşık 645 bin bağımsız bina yıkıldı veya ağır hasar gördü. UNICEF’e göre, bölgede yaklaşık 2,5 milyon yardıma muhtaç çocuk var.[1] Ayrıca isim konusunda bir düzeltmeye ihtiyaç var; deprem Suriye’nin kuzeybatısını da aynı şiddette etkiledi. En az 4 bin 500 insan öldü, 10 bin 600’den fazla bina yıkıldı. Deprem sonrasında bölgede zaten görülen kolera olguları çok arttı![2]
Depremin üstünden dört ay geçmiş ve ODSH perspektifiyle bir durum değerlendirmesi yapmak yararlı olabilir. Adıyaman Tabip Odası Başkanı Dr. İsmail Tosun, Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar Yılmaz, TTB Merkez Konseyi üyesi ve Kahramanmaraş Tabip Odası Dr. Lütfi Tiyekli ve bölgeden ulaşabildiğim hekim arkadaşlarla yaptığım görüşmeler sonrasında ortaya çıkan tabloyu paylaşacağım.
Hatay Tabip Odası başkanımızın sözleriyle; bölgedeki en önemli konular toz, haşere, aşı ve barınma şeklinde özetlenebilir.
Bölgede hemen “görünen” bir toplum sağlığı problemi, yıkım ve enkaz kaldırma çalışmalarında suyla gereğince ıslatma yapılmaması yanı sıra taşıma esnasında kamyon kasalarının üzerinin örtülmemesi dolayısıyla oluşan “enkaz tozundan” kaynaklanmakta. Molozlardan ticari değeri olan demirlerin ayrıştırma işlemi de genellikle enkaz başında yapıldığından çok fazla toz oluşuyor. Hem bu işlerde çalışanlar ve çevre halkı için olası asbest içeren bu tozlar çevrede kaba kirlenme yanında akut solunum sıkıntısına yol açmakta ve uzun vadede mezotelyoma için ciddi risk oluşturmaktadır. Görünen bir diğer sorun, evleri yıkılan insanlarımızın barınma sorunudur. Halihazırda geçici yerleşim alanları olarak şehir içinde dağınık olan çadırların çadırkentlere toplulaştırılması, genel olarak ise çadırlardan konteynır kentlere geçilmesi yönünde bir çalışma olduğu görülmektedir. Bu doğru olan tutumdur fakat halihazırda kiracılar için 3 bin TL ve ev sahipleri için 5 bin TL olarak yapılmakta olan kira yardımının, konteynıra geçilmesi durumunda verilmiyor oluşu, çadırlarda kalma eğilimi yaratabilmektedir.
Sağlık personeli ve hekimler bilindiği gibi depremin ardından “esnek mesai” denilen bir usulde çalışmaktaydılar; ASM veya hastane olmasına göre değişmekle birlikte, genelde uygulama, bir hafta nöbet şeklinde çalışmaya karşılık üç hafta boşa çıkma şeklindeydi. Barınma sorunu nedeniyle sağlık personelinin önemli bir bölümü farklı ile taşınmış, çocuğunu orada okula yazdırmış olduğundan bu uygulama işlevliydi. Ancak son bilgiler haziran ayı itibarıyla normal mesaiye dönülmekte olduğu şeklinde. Esnek mesai yapan sağlık personeli ve hekimler, bir haftalık süre zarfında barınma sorununu çalıştığı kurumda, sağlık müdürlüğünce genelde lojman adı altında temin edilen yatakhane tarzı yerlerde veya başka geçici biçimlerde çözmekteydi. Normal çalışma düzenine geçilmesiyle beraber barınma sorununa da kalıcı bir çözüm getirilmesi gerekir. Oysa çözüm olarak aile sağlığı merkezlerinin yanına ve hastane bahçelerine, yatakhane şeklinde düzenlenmiş konteynırların yerleştirildiği ve buralarda kalınmasının istendiğine dair bilgiler ulaşıyor. Tabip odalarımız barınma konusunda imkanları ölçüsünde destek oluyorsa da, başta hekimler olmak üzere, kalıcı barınma olanakları yaratılmadan normal çalışma düzenine dönülmesinin mümkün olamayacağının anlaşılacağını umuyoruz.
Yıkım bekleyen hasarlı binalar ve düzensiz yerleşime bağlı olarak, etrafta larva üremesine uygun durgun su birikintilerine ve organik artıklara bağlı olarak, havaların ısınması beraberinde sinek problemini de getirmiştir. İllere ve mahallere göre değişmekle beraber, yerel yönetimlerin düzenli ilaçlamayı sürdürmelidir. Hatay’da, belediyenin ilaçlamaya ayırdığı araçların sayıca yetersiz kaldığı bilgisini de geçerken not edelim ve yeterli sayıya çıkartılması gerekliliğine işaret edelim.
Sağlık hizmetleri için kısaca söylenebilecekler; aile sağlığı merkezlerinin genel olarak poliklinik yaptığı, aşılamaların illere göre değişmekle beraber soğuk zincir sorunları ve nüfusun yer değiştirmesi kaynaklı olarak deprem öncesine göre düşük olduğudur. Ayakta olan hastaneler, imkanları ölçüsünde normal çalışmaya geçiyorlar. Ancak Hatay ve Adıyaman için yıkılan hastanelerin yerine yenilerinin yapılması ne kadar zaman alacak? Bu sorunun yanıtı, sağlık personelinin yaşama, barınma ve çalışma koşullarının yeterli bir düzeye gelmesiyle yakından ilişkilidir.
Bölgede fiziksel ve ekonomik yıkıma eşlik eden psikososyal yıkımın boyutları ise belli değil! Psikolojik desteğin artarak sürmedi gerektiğinin altını bir daha çözmekte yarar görüyoruz.
Dr. Seçkin Kara
Türk Tabipleri Birliği Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu
[1] https://www.unicef.org/emergencies/Syria-Turkiye-earthquake; 17 Mayıs 2023 verilerine göre.
[2] https://reliefweb.int/report/syrian-arab-republic/earthquakes-north-west-syria-situation-report-no-1-7-march-2023