Depremin birinci yılına yaklaştığımız şu zamanlarda; Hatay da dahil olmak üzere deprem illerinde kurulan koordinasyon merkezleri hâlâ varlığını korumakta.
Sağlıkta Dönüşüm Programı ile beraber temeli atılmış olan, çökmüş bir sağlık sisteminin içine atılan başta sağlık çalışanları olmak üzere toplumun sağlıklı olmasının bileşenlerinden olan tedavi, takip, reçete teminin yanı sıra çevresel organizasyon (atık organizasyonu, su-sanitasyon, beslenme vb.) ve psikososyal anlamda da toplumla yan yana olarak başlayan çalışmalarımız; mekânsal sabitliğin, yıkımın boyutu karşısında toplumsal sağlığın oluşturulmasında yetersiz kaldığı konusunda hemfikir olan koordinasyon merkezi gönüllülerimiz ile beraber günlük mahallelere/köylere gidip hem dayanışma hem yerinde gözlemlerde bulunmaya başlamıştı.
Mevsime ve afete bağlı olası salgınlar noktasında günlük geri bildirimlerin alındığı çalışmalarımız depremin ilk dört ayını tamamladığında, pek çok faaliyetimiz gibi ihtiyaç doğrultusunda kendi içinde şekil değiştirdi. Örneğin sağlık açısından risk oluşturulan durumlar erken dönemde bireylerle ya da hanelerle birebir konuşulurken bu süreç yerleşim alanında yaşayan tüm hanelerin katılımı ile alınan toplantılarda toplumunda katılımı sağlanarak gündem edilmeye evirildi. Toplantıların gündemleri ise dönemin ihtiyaçları ve yürüttüğümüz halk sağlığı çalışmalarımızın konuları ile belirlenmeye çalışılmaktaydı.
Örneğin haşerelerin artış gösterdiği mayıs-haziran aylarında çevre sağlığı teknisyenlerinin katılım sağladığı toplantılarda haşere artışına neden olan üreme alanları, bertarafı ve sorunun kronikleşmesinde oluşabilecek risk durumları beraber tartışılıp toplum katılımı sağlanmaya çalışıldı.
Yıkım sürecinde oluşan yoğun tozun erken ve ilerleyen dönemlerde oluşturacağı sağlık sorunları konun uzmanı göğüs hastalıkları uzmanı arkadaşlarımızın katılımı ile toplantılarda tartışıldı. Halk olarak ne talep edilebilir, yıkıma dair anlaşmalarda tarafların yükümlülükleri nelerdir gibi başlıklar ile toplumun katılımı da sağlık hakkında özneleşmesi amaçlandı. Sahada yıkım işinde çalışılan işçilerle görüşüp koruyucu ekipman dağıtımı ve çalışma koşullarında alınmayan işyeri ve işçi sağlığı güvenliği önlemlerinin önemi anlatıldı.
Kadınlarla yapılan toplantılar, grup çalışmaları ile kadın hastalıkları açısından koruyucu ve önleyici eğitimler aktarıldığı gibi şiddetin de bir sağlık sorunu olduğu bunun için haklarımızın neler olduğu neyin şiddet olduğu tartışılıp güç alınıp güç verilmeye çalışıldı.
Sahanın ihtiyaçlarının yanı sıra afet döneminde emeğin örgütlenmesi, meslektaşlarımızla dayanışma faaliyetleri açısından nerdeyse tüm kamu ve özel kurumları belirli periyotlarla ziyaret edildi. Sorunlar saptanıp gündem edilmeye ve çözüm bulunması için gerekli görüşmeler yapılmaya çalışıldı.
Sahada yürütülen bir diğer çalışma başlığımız ise toplum sağlığı adına yetkililerin gerekli sorumluluklarını yerine getirmesi için denetleme rolümüzdü elbette.
Bu kapsamda;
Birinci (1), ikinci (2), üçüncü (3) ve altıncı (4) ay raporlamalarının yanı sıra Temiz Hava Hakkı Platformu ve Ankara Çevre Mühendisleri Odası ile beraber yürütülen hava kalitesi çalışmalarında hava kalitesinin Dünya Sağlık Örgütü’nün belirtmiş olduğu limit değerin çok çok üstünde olduğu belirlendi (5). Ayrıca TMMOB tarafından hava kalitesi ölçümünün yapılmış olduğu tarihlerde asbest varlığı açısından yapılan ölçümlerde kentten alınan numunelerin 16 adedinde asbest lifleri tespit edilmişti (6).
Temiz içme suyu hakkı için yürütülen çalışmada ise alınan 28 örneğin yalnızca 2’sinin içilebilir durumda olduğu, 26 örneğin ise kontamine olup aslında değil içme için kullanım amaçlı dahi uygun olmadığı saptandı (7).
İşyeri ve işçi sağlığı raporlama sürecinde ise kentin koca bir şantiye sahasına döndüğü ancak hiçbir güvenlik önemlinin olmadığı belirendi. Binaların yıkımı, enkaz kaldırma ve geçici depolama alanlarına taşınması ve ayrıştırılması basamaklarının hiçbiri mevzuata ve bilimsel kriterlere uygun yapılmadığı, inşaat sahalarında yüksekten düşme gibi gerçekleşmesi durumunda yüksek ihtimalle ölüme yol açacak iş kazalarını önleyecek toplu koruma tedbirlerinin uygulanmaması öne çıkan gözlemlerden olsa da İnşaat ve moloz iş sahalarındaki işçilerin kişisel koruyucu ekipman kullanımında eksiklikler de göze çarpmaktaydı. İş ayakkabısı bulunmayan, uygun iş eldiveni kullanmayan işçiler, hiçbir iş sahasında solunum koruyucu maskelerin kullanılmadığı gözlemlenmişti. İş makineleri operatörlerinin, sahada çalışırken araç içinde olmalarından ötürü tozdan etkilenmeyeceklerine dair yaygın bir yanlış bilgi olduğu saptanmıştı. Bu durum, İSİG eğitimlerinin içeriği, niteliği veya gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda kuşku uyandırmaktaydı (8).
11’inci ayda yayımlanan “Depremden Etkilenen Beş Yaşından Küçük Çocuklarda Beslenme Durumu ve Gıda Güvencesi (Hatay örneği)” başlıklı çalışmada ise çocuklarda artan; geri dönüşü mümkün olmayan bodurluk ve zayıflık yine ortaya konulduğu gibi gıda güvencesi ve güvenliği olmadığı da saptanmıştı (9).
Şu an yürütmeye devam ettiğimiz bir diğer çalışma ise toplumun koruyucu ve önleyici sağlık hizmetinden yararlanabilmesi için birinci basamak sağlık kurumlarında sağlık hizmeti veren meslektaşlarımızın materyalsiz bir biçimde, kışkırtılmış sağlık hizmeti talebini karşılamaya mecbur bırakılmasına karşın dayanışma içinde olup eksikleri tamamlanmaya çalışılması şeklinde.
Sonuç olarak; yan yana olmanın, dayanışmanın iyileştirici olduğu bilgisine sahibiz. Şubat depremleri öncesinde de dahil olunan toplumsal sağlık çalışmalarına dair deneyimlerimizde edindiğimiz bilgilerimizden de; iyilik halinin fiziksel, ruhsal, soysal ve siyasal özgürlük hali ile ancak mümkün olabileceğini biliyoruz.
Leyla Kalın
TTB ve SES Hatay Deprem Koordinasyonu
Dipnotlar:
- https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/1ayraporu.pdf
- https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/ttb_deprem_ikinciay_raporu.pdf
- https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/3ayraporu.pdf
- https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/6ayraporu.pdf
- https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=c06b315c-4638-11ee-a2a3-83c14101434b
- https://cmo.org.tr/teknik-incileme-raporu-deprem-sonrasi-insaat-ve-yikinti-atiklarinda-asbestin-incelenmesi-hatay-oernegi-202309201008
- https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=d19e3f64-6519-11ee-8bf0-246eba5c9cfa
- https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=0f2b8c82-940a-11ee-8342-77f155d62f6a
- https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/BA_9Ocak2024.pdf