İklim Krizi Sağlığımızı Nasıl Tehdit Ediyor?

Gezegenimizin yaşam döngülerinin sınırlarının, eşiklerinin zorlandığı, her yıl bir önceki yılın rekor sıcaklıklarının aşıldığı zor ve tuhaf zamanlardan geçiyoruz. 2022’de, küresel 10 yıllık ortalama sıcaklık, sanayi öncesi seviyelerin 1,15 °C üzerine çıktı, 2024 verileri 1,5 dereceyi aştığımızı gösteriyor. Dünyadaki canlılığı altıncı yok oluşa sürükleyebilecek bu kötüye gidişin engellenememesi durumunda küresel ısınmanın yarattığı iklim krizinin sağlık etkilerinin dünya çapında kötüleşmesi ve milyarlarca insanı bulundukları coğrafi bölgeye, yaşadıkları ülkenin siyasi ve sosyo-ekonomik koşullarına göre farklı boyutlarda etkilemesi bekleniyor.

Devamı

Gurbette Hekim Olmak/Göç Hikayeleri: Norveç’te Doktorluk Genelde Telefon Üzerinden Yapılıyor, Dolayısıyla Dil En Önemli Şeylerden Biri

Son yıllarda başta hekimler olmak üzere sağlık emekçileri Türkiye’den göç ediyor. Aslında onlar yaşanmaz hale gelen bir toplumsal düzenden kaçıyorlar. Hekimler onurlu, insani mesleki koşullar ve güvenli bir gelecek hayalleri ile ülkeyi terk ediyorlar. Tıp Dünyası’nda bundan sonra hekim göçü ile ilgili hikayelere yer vermek istiyoruz. Norveç’in Hammerfest şehrinde dahiliye bölümünde doktor olarak çalışan Bulut, “Çalıştığım Hammerfest, dünyanın en kuzeydeki kenti ve çevresindeki kasabalar oldukça uzak. Kışın yollar genelde ya kar ya da fırtına nedeniyle kapalı oluyor. Her hastanın telefonla tartışılması ve kabul edilirse acil servise bildirilmesi gerekiyor. Preklinik nöbette, ev doktorundan her zaman bir epikriz geliyor. Ayrıca telsiz iletişimi oldukça yaygın. Nöbette yanınızda nöbet telefonu, telsiz ve acil durum çağrısı (stansalarm) cihazı taşımanız gerekiyor. Dolayısıyla dil, en önemli şeylerden biri” diyor.

Devamı

Sherlock Holmes, Prof. Dr. Joseph Bell ve Teşhiste İnspeksiyonun Gücü*

Victoria dönemi İskoçya’sında Britanya’nın en eski tıp okulunun polikliniği… Hastalar, çalışanlar ve öğrenciler günlük koşuşturma içindeler. Poliklinik odalarından birinde, koyu renkli ahşap bir masanın arkasında oturan bir profesör biraz önce odadan çıkan hastasıyla ilgili bilgiler vermektedir etrafındaki öğrencilerine. Siyah takım elbisesinin içindeki manşetli beyaz gömleği, siyah yeleği ve kravatıyla seçkin bir görünümü olan bu beyefendi Edinburgh Tıp Okulunun Adli Tıp ve Cerrahi hocası Prof. Dr. Joseph Bell’dir. Öğrenciler, küçük ipuçlarından sonuç çıkarma yeteneğiyle ünlü olan hocalarını hayranlıkla izlemektedirler. O sırada kapı çalınır ve bir sonraki hasta girer içeriye. Dr. Bell oturduğu koltuktan hafifçe doğurulup, çocuğuyla içeri giren kadını başıyla selamlar. Kadının “Günaydın Profesör Bell” demesi üzerine “Günaydın hanımefendi, feribot yolculuğunuz nasıl geçti” diye sorar.

Devamı

Ustaya Saygı: Ken Loach

İngiliz yönetmen Ken Loach, 87 yıllık uzun yaşamı ve 50 yıldan fazla yönetmenlik kariyeri boyunca toplumun alt sınıf insanları, işçileri, işsizleri, evsizleri, sistemle sorunu olanları ve onların yaşadığı yoksulluk, gelir adaletsizliği, sosyal güvencesizlik, eğitim ve sağlık sorunları gibi kapitalizmin ve neoliberal ekonomi politikalarının yarattığı tahribatı, grevler, sosyal hareketler, sendikal haklar ve sınıf çatışması gibi toplumsal konuları kendine has bir hassasiyetle anlatarak “işçi sınıfının yönetmeni” olarak zihinlere kazınmıştı. Ken Loach, son filminde de bildiği yoldan şaşmıyor.

Devamı

Kitap Tanıtımı: “İnsan dediğin…”

İnsan Dediğin Derya Deniz, insan dediğin bir toz zerresi, bir karbon elementi…Bir kitap düşünün; bir solukta okuduğunuz, sonra başucunuzda sakındığınız ya da çantanıza sıkıştırdığınız; trenlerde, vapurlarda, tıkış tıkış otobüslerde, aynı bölümleri bilmem kaçıncı kere okuyup yaşamak uğraşına dair yine ve yeniden farklı bir şey keşfettiğiniz… Sevgili Nedim İnce, insanı, insan dediğin toz zerresini; gezegende tek bir hücreyle var oluşundan bir annenin rahmine, bir annenin şefkatli kollarından yaşamak uğraşına, kültür dediğimiz -pek gururlandığımız- yaratışlara, yarattığı savaşlara, katliamlara ve illa ki emek, sevgi, barış ve umuda uzandırmış. Usul usul anlatmış anlam arayışlarımızı.

Devamı

Şiir: Kalıt – Osman Tuğlu

Osman Tuğlu Gece zikrinde bir yürekNasıl dolarsa feyizleAtım da öyle karanlık ahırdaBüyüdü kör bir seyisle Aydınlıkta yetişen atSevmez izbeyi göremez alacayıOysa o içinden doğan ışıklaGündüze çevirir geceyi Saman üstüne doğanSarılan yünlüye belenen çulaSakınır taştan korkar çalıdanMesela doru at mesela kula Oysa o yel gibi oynakDeğmeden dolaşır dünyayıDeğse güçlü toynaklarıyla zatenDeler kalkanı böler kayayı Karanlık ahırdaAta […]

Devamı

TTB, Sağlık Ortamının İhtiyaçlarına Yanıt Veren Bir Faaliyet Yürütecek

Alpay AzapTTB Merkez Konseyi Başkanı Ülkemizde sağlık ortamında ciddi sorunların yaşandığı artık herkesin malumu. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın yıkıcı sonuçları, ekonomik krizin de etkisiyle iyice belirginleşmiş durumda. Sağlık sistemimiz topluma eşit, ücretsiz, erişilebilir ve nitelikli bir sağlık hizmeti sunmaktan çok uzakta. Koruyucu hizmetler çok aksıyor. En etkili koruyucu sağlık uygulaması olan aşılamada aşı temininde sorunlar var. […]

Devamı

6 Şubat Yerkürenin Hareketi ve TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmeti Kolu

Dr. Ercan YavuzTTB ODSH Kolu Üyesi Türk Tabipleri Birliği’ne bağlı Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmeti Kolumuz 1992 yılında “Saddam Rejimi”nin kullandığı elma kokulu kimyasal gaz nedeniyle katledilen insanlar ve hayatta kalmak için ülkemize göç eden mülteciler zamanında kuruldu. Bu göç insan eliyle oluşturulmuş olağandışı duruma örnektir. Deneyimlerimiz 99 depreminde – Gölcük depreminde çok fazla arttı ve TTB-ODSHK bilgi birikimini eylemde kullandığı […]

Devamı

Olağandışı Durumlar ve Sivil Toplum İlişkisi Nasıl Kurulur?

Dr. İ. Seçkin Kara[1] Şubat 2023 Maraş-Hatay Depremlerinin üstünden bir yılı aşkın zaman geçti ve “yaraların sarılması” halen devam ediyor. Trakya Bölgesi büyüklüğünde bir alana yayılan doğa kaynaklı afetten, 11 ilimiz[2] ve 11 milyona yakın insanımız etkilendi; 250 bin kadar bina yıkıldı veya ağır hasar gördü; kimi kaynaklara göre 400 bin insan bölge dışına göçtü. […]

Devamı

Zihniyet Bu, Durum Bu; Sosyal İyilik Olmadan Psikolojik İyilik Mümkün mü?

(Lancet’te çıkan bir yazının düşündürdükleri) Demet Parlar “6 Şubat depremiyle 3 milyondan fazla kişinin Türkiye içinde yerinden olduğu tahmin ediliyor, bu insanlar sevdiklerini, evlerini, geçim kaynaklarını ve aidiyetlerini kaybettiler, kolektif kimliklerinin ve kültürel miraslarının temelleri hırpalandı.” (1) Hatay’da, 6 ve 20 Şubat depremleri sonrası barınma sorununun “hızla” çözülmesi gerektiği gerekçesiyle yaratılan ekolojik yıkım, ekokırıma* dönüşerek […]

Devamı